Ak parti Karabük merkez ve ilçeleri başkan adayları açıklandığı gün(iki aday hariç) FACEBOOK sayfamın kapak fotoğrafına şu ayeti koymuştum : "YAKLAŞIYOR,YAKLAŞMAKTA OLAN.." Çok kişi anlamamıştır muhtemelen; ama dışardan bakabilen suskun kesim, bir seçim faciasının adım adım yaklaşmakta olduğunu görüyordu.
REİS'in de aynı şeyleri hissettiğini: “Duyuyorum ki teşkilatlarımızda vatandaşlarımızı anlamakta güçlük çekenler var. Buradan söylüyorum, vatandaşımızı küstüren, gönlünü kıran, benim dünyamı yerle yeksan etmiş demektir.” sözlerinden anlamıştık. Ve yine REİS'in ''milletimizin gönül kırgınlığı'' sözünün açılımından''İl ve ilçelerin bazılarında garip, karışık ilişkilerden dolayı milletin değil de o ilde ağırlığı olan siyasilerin istedikleri kişilerin referansla aday yapıldığını kastettiğini de anlamıştık.(kendini Dünya'nın merkezinde zanneden teşkilat mensupları hariç)
Partiyi, ticari kuruluş; siyaseti de meslek olarak görenler,
aday olmadıkları veya teşkilatta bir görev almadıkları zaman,
bırakın parti için çalışmayı gidip oy dahi vermediler. Oy vermek bir tarafa oylarını rakip partilere teslim ediverdiler; fakat''dava'' gözüyle görenler ise itilip kakılsa, kovulup dışlansa da canla başla hizmete devam ettiler. Siz bu insanları küstürdünüz muhteremler. Bu samimi insanların yüreklerinden yükselen feryatlarına kulaklarınızı tıkadınız. Gün gelecek o yüreklerden çıkan ahh'lar hepimizi yakıp kavuracaktı, sizler de nasibinizi alacaktınız bu yangından,yine anlamadınız. Taa ki bugüne kadar.
SEÇİM SANDIKLARI önümüze konulur:
Yanlış yönlendirmelerle, uyduruk anketlerle yanlış aday(lar) gösterirsiniz, " insanlık hâli, gözden kaçmıştır, art niyet yoktur" denilir, sandığa gidilir, yutkuna yutkuna oy verilir.
Aradan zaman geçer yine SANDIKLAR önümüze konulur:
Yine insanımıza hitap etmeyen, tabanda karşılığı olmayan, adı garip işlerle, ilişkilerle anılmış adayları koyarsınız " Yukarıda köşe başlarını tutan haramiler yapmıştır, ahbap-çavuş damarları kabarmıştır, Reis'in haberi yoktur, olsa asla izin vermezdi" diye gönlümüze teselli vere vere sandığa gideriz, yine oyumuzu veriririz.
Zaman geçer SANDIKLAR tekrar önümüze konulur:
PARTİYLE ilgisi olmayan, davaya zerre emek vermemiş, işler sarpa sarınca gelen ilk gemiye atlayıverecek tipleri, ''birkaç oy fazla alırız'' mantığıyla (gidecek oyları hesaplamayı akıl dahi edemeyerek) seçilecek yerlerden aday koyarsınız, yine kan kusarız; ama soranlara da kızılcık şerbeti içtik, deriz, AHH REİS deriz; yine oy veririz.
Şikayetler, sitemler taa en tepeye kadar gider, sonuçlar ortadadır, mızrak çuvala sığmaz olur " milletimiz ne derse haklıdır, dersimizi aldık"der REİS. Gönlümüze soğuk, ferahlatıcı su döker. "Bu sefer olacak, bu defa büyük resme bakmak zorunda kalmayacağız, göğsümüzü gere gere, vicdanımız rahat bir şekilde sandığa gidip oyumuzu kullanacağız nihayet" diye hayaller kurarız; ama ne mümkün? Yine devlet deriz, millet deriz, çocuklarımızın geleceği, deriz, yine oy veririz.
Zaman geçer, sandıklar önümüze konulur. Bu davaya gönül vermiş, çilesini çekmiş, hakkında hiçbir şaibe olmayan, dürüst, sağlam iradeli, temiz, güven veren, üstlendiği görevlerde hiçbir dedikoduya mahal vermemiş, halkta karşılığı olan ve bize elimizi kolumuzu sallaya sallaya seçim kazandıracak birbirinden kaliteli adaylar " Kimse yoktu demeyin, biz de varız" diyerek ateşten gömleği giyip yollara düşerler. Bu güzel insanlara güvenerek yine hesapsız kitapsız, çıkarsız inanmışlığın saflığıyla "bu sefer olacak" deriz. HEYHAT, Milletin onca aday arasında "şunlar şunlar olmasın da kim olursa olsun kazanırız" diye düşündüğü adaylar arasından gider "şunlar şunları" bulursunuz..
Bu milletin, tüm ümmetin derdini Reis'in sırtına yüklemişsiniz, onun kanatlarının altına girmişsiniz, onun vatan-millet-ümmet sevda pelerinini kendinize örtü yapmışsınız. Örtünün altında ahbaplarınızla al gülüm ver gülüm mevki, makam, iş dağıtıyorsunuz.."İşi ehline veriniz" ilahi prensibini göz ardı edip ahbap-çavuş hesabıyla çıkardığınız adaylarla yenilgiye zemin hazırlarsınız. Itiraz sesleri yükselince de "Oy vereceksiniz, dava, REİS, ihanet'' der der durursunuz.
Seçmen nezdinde %1-2 karşılığı olan adaylarla kazanılan her seçim sonrasında "Çok çalıştık kazandık" sözlerini duyunca milletin dudaklarında beliren alaycı gülüşün bile farkına varmaktan acizsiniz. Sayenizde DAVA kelimesi bile anlamını yitirdi. O kutsal kelime ağzınızda o kadar eğreti duruyor ki siz "dava" dedikçe mahçubiyetten ağzınızda kaçacak yer arıyor. STK'ları, birkaç esnafla üç beş mahalleyi gezmekle seçmeni ikna ettiğinizi ciddi ciddi düşünmeniz de ayrıca bir mizah konusu.
REİS sayesinde siyasetin belli kademelerine gelen sizlerin başarılarını(!) cumhurbaşkanımıza değil de çalışmalarınıza(!) borçlu olduğunu düşünmeniz, siyasetten ne kadar uzak olduğunuzu göstermeye yetiyor da artıyor bile. Şunu anlayın ki bu millet sizi değil Erdoğan’ı istiyor; başarı sizin değil Recep Tayyip Erdoğan'ın. REİS varsa siz varsınız; yoksa siz de yoksunuz!
Hiçbir şeyin değeri yoksa gözünüzde, bari 70'ine merdiven dayamış, içerde-dışarda onca işin arasında bütün Türkiye'yi karış karış gezerek, yeri geldiğinde bir günde 3 il, bazen de 4 ilçede miting yapan REİS'e, onun yorgun yüzündeki derin çizgilere, bükülmüş beline, derdine saygınız olsun..
Meşhur sözdür:" Yanlış yaptığınızda ilki hatadır; ama aynı yanlışı iki kere yaparsanız bu bir tercihtir."
Sizde ise ne 1 kaldı ne 2 ne de 3 .....
DÜŞÜN ARTIK..HEM REİS'İN HEM DE MİLLETİN YAKASINDAN!!!
Aynen altına imzamı atarım. Artık bu yanlışlar nasıl düzelir. Hokkabazlar bu partiden nasıl temizlenir bunları planlama ve konuşmanın zamanı. Karabük'te ayrı gayrısı olan adamlar temizlenmeli. Sağlam işinin ehli deneyimli Liyakat sahibi vefayı hakeden ve vefalı siyasetçiler parti yönetimlerine yerini almalı.
Artık genelde ve yerelde teşkilatlar içinde bütün güzel işleri kendinden zanneden, aslında varlığının hiçbir şey ifade etmeyeceği gibi bizatihi engel vazifesi gören, partiye değil kendilerine itaat edecek adaylarla çalışmayı marifet sayan, dava bilincinden uzak, dava kavramı bile ağzında eğreti duran, en ufak bir sarsıntıda bu davayı satmaya hazır bekleyen genelde ve yerelde teşkilat yönecisi, üyesi istemiyoruz. Bu gibiler davayı sahiplenmediği gibi bir de yıpratıyorlar. Gemi karada iken yol alamadığında alaycı bir bakışla bakan, su yükselip gemi harekete geçtiğinde gemiyi inşaa edenleri uzaklaştırmayı kendisi için güvenlik olarak görenler... Bırakın bu memlekette mazlum, gariban insanların fedakarlıkları ile onların omuzlarında yükselen davanın yakasından düşün artık.
EYVALLAH
Bu yazının altına imzami atarım şimdi kaybedilen son seçim için yazilmadini da anlatmak gerek anlayana bu seçim sonunda da il başkanı görevden al suçlu bulundu oh ne ala
Hocam yazdıklarınıza sonuna kadar katılıyorum. Hislerime tercüman oldunuz. Ne yazık ki yazdıklarınızın hepsi doğru...
ya düşsünler ya akıllansınlar, ceketi koysan olmuyor artık, Allah hepimizin yardımcısı olsun