Müslüman, taşıdığı islami kimliğin diğer insanlar nezdindeki algısına leke getirmemek için gayret etmek zorundadır. Bunun için özellikle ahlaki erdemler konusunda çok hassas ve dikkatli davranmak şarttır. İbadetleri ile, kılık kıyafetleri ile dindar görünüp, iş hayatlarında, komşuluk ilişkilerinde, insanlarla iletişimlerinde doğruluk, dürüstlük, güvenilirlik, adalet, merhamet, kul hakkı gibi ahlaki konularda itinalı ve sorumlu davranmamak günümüzde bazı kişiler üzerinden Müslümanların en büyük problemidir. Dindar görünümlü lakin ahlak kusurlu insanların dine verdiği zararın, dinsizlerin dine vermek istedikleri zarardan çok daha fazla olduğu hep bilinir ve dillendirilir.
Elbette hem ibadeti hem de ahlakı ile imrenilecek çok insanımız var elhamdülillah.
Ancak hem ülkemizde hem de dünyada değişik şekillerde dışa yansıyan ahlaki yozlaşma maalesef devam etmektedir. Bu yozlaşma sadece dindarlarla sınırlı da değildir. Ancak dindarlarda olması daha çok göze batmakta ve yadırganmaktadır. İşin doğası da böyledir. Zira imamın sarığı beyazdır. Leke çabuk sırıtır.
Bu gün Müslüman toplumlarda fiiliyatta bir tür ahlakı yok sayan dindarlık anlayışının revaçta olduğu dikkatleri çekmektedir. Bunun da büyük ölçüde sebebinin insanların refah seviyesinin artması, sahip oldukları dünyalıklarının çoğalması ile ilgili olduğu ifade edilmektedir. Peygamber Efendimizin, “Şüphesiz her ümmetin bir büyük fitnesi (imtihan vesilesi) vardır. Benim ümmetimin baş fitnesi (sıkıntı sebebi) de mal (ekonomik değerler)dır. (Tirmizi-zühd 26) vb. hadis-i şerifleri dünya malı ve refahın artmasının ahlak üzerinde oluşturabileceği tahribata dikkatlerimizi çekmektedir.
Genelde dinlerde, özel de ise İslam’da dünyevi imkanların ahlak için çok önemli bir risk olduğu sürekli anlatılır. Dünya ahiret dengesine ve mal sevgisinin felaketlerine dikkat çekilir.
Kadim kültürümüzde fertler üzerinde, toplumu ahlaki çöküntüden koruyacak bir eğitim felsefesi, bir ilim ve irfan tedrisatının uygulanmış olması, fertlerin bilgiye ve irfana dayalı kudret ve ehliyetlerini sağlamıştır. Çeşitli makam ve imkanlara kavuşanlar, dünya malının emanet ve imtihan vesilesi olduğunun bilincinde olarak hareket etmişlerdir. Çağımızda örgün ve yaygın şekilde uygulanan modern eğitimin yetiştirdiği insanlar irfan tedrisatından mahrum oldukları için ahlak ve maneviyat yönünden özel bir gayretleri olmazsa donanımlı olma imkanına kavuşamıyorlar. Ehil olmadan, çarkları çok vahşice işleyen makamlar ve dünyalık imkanların, taşımaya hazır olmadıkları sorumlulukların altına girmeleri sıkıntı ve felaketlerin başlıca sebebi olarak karşımıza çıkıyor. Yeterli ahlaki eğitimi alamayanların dindar bile olsalar ahlaki sorunların üstesinden gelmeleri kolay olmuyor. Kendini iyi yetiştirmiş, çok ehil ve emanete hassasiyetle riayet eden insanlarımız istisna tutulacak olursa, Ehil olmadıkları için emanet edilen imkanların riskleri ile baş edemeyen insanların durumu bize gösteriyor ki, devletler ve milletler için emanete ehil insanlar yetiştirmek en önemli görevdir. Zira emanete ehil olmayan insanlar milletlerin felaketini ve kıyametini hazırlar.
Ülkemizde verilen din ve ahlak eğitimi bu manada kusurlu ve yetersizdir. Eğitim sisteminin bu açıkları kapatacak şekilde mutlaka yeniden dizayn edilmesi gerekmektedir. İnsanımız cenderenin dişlileri arasında kolay lokma olmaktan korunabilecek donanımda yetiştirilmelidir. Bunun için de ahlakı merkeze alan, değerler ile donanımlı bir tedrisat şarttır.
Modern eğitim, Müslüman toplumlarda din ve ahlak algısını da değiştirmiştir. Geçmişte, Allah’ı dünya işlerine karıştırmak istemeyen, dini, hayatın dışında gören seküler çevreler “ahlaklı olmak için dine gerek yok” tezini savunurken, İslami çevreler “dinsiz bir ahlakın olamayacağı” iddiası ile buna hep karşı çıktılar. Ne gariptir ki şimdi “dindar olmak için ahlaka gerek yok” anlamına gelen bir Müslümanlık anlayışına, iyi Müslüman olmayı kılık kıyafete, formel ibadetlere, bazen de siyasi aidiyetlere indirgeyen zihniyete karşı “ahlaksız dindarlık olmayacağını” savunmak zorunda kalındığının acı gerçeği ile karşı karşıyayız.
Ahlaklılık olmadan dindarlık olmaz. Dindarlığın asıl amacı insanı ahlaklı yapmaktır. Allah c.c. ibadetleri de bu gayeye matuf emretmiştir.
Ahlak sistemleri içinde en ideal, en doğru ahlak sistemi de İslam ahlakıdır. İslam ahlakı prensiplerini Allah’ın Kitabı Kur’an’dan, Resulullah’ın sünnetinden ve İslam bilginlerinin bilgeliğinden alır. İslam’ın öngördüğü ahlak kurallarına uyan fertler ve toplumlar Allah’ın rızasını, insanların gönüllerini, dünya ve ahiret mutluluğunu kazanırlar.
Ahlaklı insan dediğimizde; Allah'a, Peygambere, anne-babaya, doğal çevreye, içinde yaşadığı toplumun değerlerine ve insanlığa karşı sorumluğunu bilen ve yerine getiren insan akla gelir. Allah'ın varlığına, birliğine iman etmek yeterli değildir. İnsan, inancını ahlakıyla ortaya koyamıyorsa o insanın imanında bir sorun var demektir
İslam'ın en büyük amaçlarından biri de ahlaklı toplum yetiştirmektir. Mesela günde beş defa kılınması emredilen namazın hikmetlerinden biri de insanı kötülüklerden uzak tutmak/güzel ahlaka kavuşturmaktır. “Kitaptan sana vahyolunanı oku; namaz kıl; muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve fenalıktan alıkoyar; Allah’ı anmak en büyük şeydir! Allah yaptıklarınızı bilir.”(Ankebut, ayet 45)
Amacına ve şartlarına uygun yapılan ibadetler ahlakı yüceltir, sosyal ilişkileri güzelleştirir, imanı kıvama erdirir. İlimsiz, imansız, ibadetsiz ve ahlaksız Müslümanlık olmaz. Rabbimiz: “Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.”(Kalem, 68/4) buyurarak Efendimiz(s.av)'in ahlakını takdir ve tebrik etmiştir.
Peygamberimiz, “Din, güzel ahlaktır.” buyurarak din ile ahlakın ayrılmaz bir bütün olduğunu ifade buyurmuşlardır. Çünkü “kişinin dindarlığı ahlakı kadardır.”
Ahlaklılığın insana ve topluma verdiği mutluluk başka hiç bir şeyle temin edilemez. Biri birini seven, biri birine güvenen, biri birinden emniyette olan insanlar ve toplumlar mutlu ve mesut olurlar. Bu mutluluk yüksek ekonomik gelirle, fildişi kulelerde oturmakla, teknolojinin her türlü imkanlarına sahip olmakla elde edilemez. Eğer öyle olsaydı kişi başına milli gelirin çok daha yüksek olduğu batı ülkelerinde intiharların bu denli fazla olmaması gerekirdi. Meşhur ifadeyle söylemek gerekirse; Memleketler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çöker.”
“Dürüst, kul hakkı yemeyen, adalete, harama helale riayet eden, güvenilebilen ama ibadetinde kusurlu, ibadeti eksik (inşallah ibadetlerine de hassasiyet göstermesi kendisine nasip olur) insan mı makbul bir insan, yoksa beş vakit namazını kılan, dini vecibelerini yerine getiren ama hileye hurdaya göz yuman, başkalarını çekiştirmeye bayılan insan mı daha makbul insandır?” ya da “ahlakı yok sayan dindarlık olur mu?” sorusuna herkesin vereceği cevap aşağı yukarı aynıdır. Peki, bu konuda ben ne durumdayım sorusunu kendimize sorsak, ya da bizim hakkımızda başkalarına sorulsa verilecek ve alınabilecek cevapların ne olacağı üzerinde hiç kafa yoruyor muyuz?
Hocam tespit ve tavsiyelerinizin doğruluğunu ifade edecek kelime bulamıyorum. Yazdıklarınız her zaman her devirde örnek İslam şahsiyetini ifade eden, tarif eden hakikatler.... Bu yüzden bir kez daha ifade ediyorum, Rabbim kitap haline getirip yayınlamayı nasip etsin.
Allah doğru yoldan ayırmasın
Allah razı olsun hocam. Günümüzde en çok aradığımız ama zorlandığımız bir konu , güzel ahlak. En çok da imamın arkasında durup ta ne yaptığını bilmeyenler. Sonumuz hayır olur inşaallah.
Hocam Allah razı olsun.Yazılarını beğeni ile okuyor ve paylaşıyorum.
Hocam ahlâkın ne kadar çok önemli olduğunu bize tekrar hatırlattiniz. Teşekkürler bizi aydınlattığınız için. Allah razı olsun.
Güzel ahlak ile müslümanlık ayrı düşünülemez öğretmenim yüreğinize saplık ☺️
Selamun Aleyküm sayın hocam, yazılarınızı zevkle okuyorum. Allah sizden razı olsun.
modern müslümanlar türedi hocam. insanlar da onlara bakarak islamı değerlendiriyor.
Tam günümüzü, modern Müslümanları anlatan bir yazı olmuş teşekkür ederiz.
uma hutbesi sonundaki ayette özel bahsedilmistir. Özel vurgu yapılmıştır. bazıları bütün ahlaki degerlerin içinde göremiyorlar hocam
Amin Rabbim razı olsun abim
SİZİN TESPİTLERİNİZ ÇOK AKILCI VE MUHTEŞEM. SİZİ TEBRİK EDERİM.
Öyle bir nesil yetişiyorki ahlak filan hak götüre sevgi saygı zaten yalan olmuş . Bizi savaşla yıkamacaklarını anladıkları andan itibaren dinimize törelerimize v b gibi bizi biz yapan herşeye saldırmaya başlandı zaten zayıflayan her şeyimizi yavaş yavaş bitirmek için ellerinden geleni yapıyorlar hergün haberlerde izlediğimiz onlarca ahlaksızca işlerde bunun göstergesi . Hiçbir şey yapamıyorsakta bize çok ama çok dua etmek düşüyor bence Rabbim bizleri bütün müslüman alemini rızasına uygun yaşayan sünnete uyan rızasına uygun yasaya bilenlerden eylesin
Kaleminize yüreğinize sağlık mustafa amcacığım..ilgiyle okudum çok istifadeli olması dileğimle slmlar sevgiler ( gülnur)
Okudum çok güzel bir yazı hocam
Kimse kendine sormuyor ben neyim diye. herkes biribirini suçluyor bu neden böyle diye.
Hocam, siz bu topluma lazımsınız. Aman sağlığınıza dikkat edin.
Çok doğru tespitler, çok mükemmel tahliller. Allah sizden razı olsun dostum.
Bu yazıyı herkes okumalı. çözüm yazılanların yerine getirilmesinde. hep insanları suçlamak yerine onlara ne verdik ki diye düşünmek de gerektiğini anlıyorum bu yazıdan ve çok doğru. o halde adam gibi eğit, kolay yamulmasın. Japonya gibi ülkeler bunu yapabilirken biz niye yapamayalım?
Allah razı olsun hocam. çok önemli bir konuyu çok güzel yazmışsınız.
Hocam problemlerin can damarına basıyorsunuz. Bu eğitim üçkağıtçı üretiyor.
Değerli Hocam tespitleriniz gayet güzel "kişinin dindarlığı ahlakı kadardır" ve " din güzel ahlaktır" bunlar hadis. Aynı zamanda bu hadisler üzerine ciltlerce kitap yazılabilir. Güncel olarak kendini şeyh olarak tanıtan bir zat yapmış olduğu bir fiil dolayısıyla, evvela kendine, sonra yüce dinimize ve güzide tasavvuf ekolüne günlerce hakaretler ettirdi ettiriyor. Kedinin delikten çıkacak fareyi beklediği gibi, din ve tasavvuf düşmanlarına bekledikleri fırsatı veren bu adam şimdi rahatmı? Şayet kendisi ajan provokatör değilse bu kadar cahillik olacak şey değil. Rabbim bu Millete feraset nasip etsin. Televizyonlarda din ve dindara ve tasavvufa hakaret eden tiplerin kimin adamı ve ne yapmak istedikleri konusunda anlayış versin
Emeğinize sağlık hocam yine çok güzel bir yazı olmuş
Kaleminize, yüreğinize sağlık hocam
Allah razı olsun abi
Çok güzel bir tahlil, eğitim sisteminin mağdurları herşeyi berbat ediyor.
Mükemmel bir yazı olmuş hocam
Hocam zihninize,vücudunuza,elinize sağlık.Allah CC razı olsun.
Allah razı olsun hocam.