Bismillâhirrahmânirrahîm. Allah’a hamd, Rasûlullah’a salât ederek Siz Saygıdeğer Okurlarımı Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketiyle selâmlıyorum. Cumanız mübarek olsun.
Yarın (08 Mayıs Cumartesi) Gecesi inşaallah Kadir Gecesi'ni idrak etmiş olacağız. Kadir Gecesi'ne dair yazımı inşaallah ölmez sağ kalırsam yarın sabah Siz Saygıdeğer Okurlarıma arz edeceğim için, bu yazımda o konuya girmeyeceğim. Ancak Kadir Gecesi'nden önce yazmayı vicdanen bir borç bildiğim bir konuyu Kadir Gecesi'ni idrak etmeden önce yazmaya mecbur hissettim kendimi...
Tebrik “mübarek olsun” demektir ve “bereket dilemek” anlamındadır. Bereket ise sadece maddi kazanç ifade etmez, daha önemlisi “sevabın çokluğu” manasına gelir. Mübarek kelimesi işteş bir kelime olduğundan; tebrikte bulunmak; “sevabın bereketine ortak olmayı” ifade eder.
Tebrikleşmenin de edep kuralları vardır. Günümüzdeyse büyük-küçük, hoca-talebe, amir-memur gibi birbirine karşı konumları farklı olanların tebrikleşmelerinde bunlara dikkat edilmediği görülmektedir. Örneğin; bir talebenin bir âlime “Duaların kabul olduğu, meleklerin yeryüzüne indiği, mübarek geceyi ibadetle geçirmeni diler, kandilini kutlarım.” gibi vaaz edercesine tebrikte bulunması edepten mahrumiyettir. Bunun yerine; “Değerli Hocam; bu mübarek günde dualarınızı istirham ederim.” gibi hürmet göstererek tebrikte bulunması gerekir. Çünkü bir âlime vaaz verir gibi tebrikte bulunulmaz! Kaldı ki; tebrik büyüklerin işidir. Büyükler tebrik eder, küçüklere teşekkürlerini arz etmek düşer!
Bir diğer sorun “toplu mesaj gönderme” hastalığıdır. Kişinin telefon rehberinde veya sosyal medyada arkadaş listesindeki onlarca kişiye tek tek mesaj yazmaya üşenip, web sitelerinden “süslü laflar” (pek de süslü sayılmaz ya neyse!) kopyalayarak herkese aynı metni tebrik diye göndermesi de edebe aykırıdır. Kişinin telefon kayıtlarında ana-baba, eş, çocuk, hoca ve arkadaş gibi farklı statüde insanlar vardır. İnsanın arkadaşlarına gönderdiği tebrik ile hocalarına gönderdiği tebrik bir olamaz! Her şeyden önce; sosyal medya araçlarıyla mesaj gönderilecekler listesinde kişinin aile fertleri ve hocaları olmamalıdır. Zira özel yeri olan büyüklerin mübarek günleri mesajla tebrik edilmez, bizzat ayağına gidilir, bu mümkün değilse telefonla aranır. Örneğin bir öğretmenin, öğrencilerinin kandilini tebrik ediş tarzı ile kendi hocalarının kandilini tebrik ediş tarzı da bir olamaz! “Ey bataklıklarda sürünen yengeç! Bu geceyi gafletle geçirme, kalk ibadet et, yoksa helak olursun! Kandiliniz mübarek olsun!” Bu tarz bir mesajı insan “-Hocam” diye hitap ettiği bir zâta göndermekten utanmalıdır! Sorunca da “-Toptan gönderdim!” diyerek; ilimce veya yaşça büyüğüne “sıradan insan” muamelesi yaptığını söylüyorsa orası zaten sözün bittiği yerdir!
Rasûlullah (sav) ve Ashâb-ı Kirâm birbirini bu tür sözlerle asla tebrik etmediler. Açıkça ifade etmeliyiz ki; bu tür mesajlar tebrik değil laubaliliktir! Rasûlullah (sav) de Ashâb-ı Kirâm da bundan münezzehtir. Onlar birbirlerine “Hayırlı Cumalar.” bile demediler. Oraya girmiyorum. Cuma, kandiller ve bayramlar esasen ibadet zamanlarıdır. Tebrikleşmek elbette güzeldir, günah değildir. Lakin ibadet de değildir, sadece âdettir. Âdetler ibadetlerin önüne geçmemeli, “vakit israfı”na neden olmamalıdır.
Bu tür “toptan, kopyala yapıştır” mesajlar her şeyden önce vakit, üstelik de mübarek bir vaktin israfıdır! İsraf da haramdır! İnsan hem kendinin hem de o mübarek günü/geceyi ibadetle ihya etmek isteyenlerin vakit israfına neden olmamalıdır. Rasûlullah (sav) bu konuda “-İnsanların pek çoğunun aldandığı iki nimet vardır: Sağlık ve boş vakit!” (Buhârî, Rikak,1) buyurmuştur.
Cuma Tebriki’ne Çarşambadan başlayıp; “Yarınki Cuma akşamınız şimdiden mübarek olsun.” mesajı göndermek de yeni moda oldu. Hele bir de aynı kişilere aynı mesajı farklı sosyal medya kanallarından üst üste gönderme furyası başladı ki sormayın! Cuma, kandil ve bayramların bereketini azaltmaktan başka bir şey değil bu! İşte böylece cumalarımız, bayramlarımız ve başta en mübarek zaman dilimi olan Kadir Gecemiz olmak üzere kandillerimiz dijitalleşti ve bereketi de kaybolmaya yüz tuttu. Buna bir isim bulunacak olsa bu ancak “dijital bid'at" veya "dijital hurafe” olurdu!
Allah; “-Size bir selâm verildiğinde; daha güzeliyle veya aynıyla karşılık verin.” (4/Nisa-86) buyurarak selâm almayı farz kılmıştır. Selâmın mesajla verilmesi hükmü değiştirmez. Selâma karşılık vermemekse hem bir kul hakkı hem de bir farzın ihlâlidir. Tebrike mukabelede bulunmamak da edebe aykırıdır. Bu açıdan; insanları, mübarek zamanlarda ibadetlere ayıracağı vakti bizim göndereceğimiz mesajlara karşılık için harcamaya mecbur bırakmak ayrıca vebaldir. Hele bu, sosyal medyada "daha çok beğeni almak" gibi bir amaçla yapılıyorsa iş artık tebrikten çıkıp farklı mecralara kaymış demektir ki Allah muhafaza!
Sonuç olarak; Cuma bayram ve Kadir Gecesi başta olmak üzere kandillerde tebrikleşme zamanı kısa tutmalı, hatta mümkünse bir gün önceden tebrikleşilmeli, mübarek vakitler Rabbimiz Allah ile baş başa geçecek şekilde programlanmalıdır. Tebrikleşme “kopyala-yapıştır, toptan yolla” şeklinde statüleri farklı herkesi bir kabul eden bir anlayışla, “süslü” ama samimiyetten uzak, başkalarının sözleriyle yapılmamalıdır. “Mübarek olsun.” şeklinde kısa da olsa kişinin kendi tebriki, muhatabına samimiyetini ve hatırlandığını göstermeye kâfidir. Zira mesajın “süsü” Allah nezdinde değil bin ay, bir saniyeden bile hayırlı değildir! Süslü sözlerin belki "edebî değeri" olabilir ama, "edeb değeri" var mı? asıl önemli olan budur.
Öyleyse alt tarafı dijital hurafeler için bin aydan daha hayırlı bir gecenin her biri binlerce gün eden saniyelerinden çalmaya, bu benzersiz ilâhî fırsatı dijital mecralarda heba etmeye değer mi?
Unutmamalıyız ki Rabbimizin "Mü'min kimdir?" sorusuna verdiği cevaplardan biri de şudur; "-(O mü'minlerin özelliklerinden biri de şudur ki) Onlar, boş işlerden yüz çevirirler!" (23/Mü'minun-3)
İletişim: http://www.irfanbayin.com.tr/
Allah razı olsun hakikaten bu konuda toplumumuzda kafa karışıklığı var buradan bir vesile ile bu konuya temas etmiş oldunuz. Toplu mesaj ve kopyalanıp yapıştırılan mesajlar konusunda ben de rahatsızdım ve bu gibi gelen mesajlara cevap verip vermeme konusunda tereddüdüm vardı. Genelde de vermiyordum. Yazınızı okuduktan sonra vicdanen daha rahatım, yazınızdan istifade ettim inşallah. Bu konuyu değişik zamanlarda ve ortamlarda tekrar tekrar dile getirmekte fayda var kanaatindeyim.
Hocam Allah razı olsun ne güzel bir noktaya temas ettiniz. Bu kopyala yapıştır ve guruba gönder işlerine hasta oluyorum. Aynı kartlar, aynı ilmi açıklamalar, Tefsir ler ayrı ayrı kişilerden geliyor. Şimdiye kadar az ve öz aklımın erdiği kadar ayrı ayrı göndermeye gayret ettim. Samimi kardeşlerim den de bunu bekliyorum.
İsmail Salman Bey Amin. Allah sizden de razı olsun. Olması gerekeni yapıyor, yapılması gerekeni bekliyorsunuz bizim gibi. Sağolun varolun. İlginiz için çok teşekkür ederim
Allah razı olsun üstadım. Bütün yazılarınızdan istifade ediyorum hamdolsun. Uyarılarınız baş tacı niteliğinde. Rabbim her halinizi mübarek eylesin. Vesselam
Estağfirullah Saygıdeğer Müdürüm. Siz bizim baş tacımızsınız. Sizlerin vesilesiyle ben de burada paylaşımlar yapıyor, yapılan tüm paylaşımlardan da en iyi şekilde istifade ediyorum. Sağolun varolun, Rabbim varlığınızdan bizi mahrum etmesin. Kalbi dua ve duygularımla arz-ı şükran ederim.
Eyvallah ustadım..Çok önemli bir konuya temas etmişsiniz ALLAH razı olsun..Beni de fenâ halde yoran bir durum bu..Cevap yazsan olmuyor, yazmasan olmuyor..Garip bir durum hakkaten.. Bu yazı bize bu durumlar için rehber olur inşaallah..Selam ve muhabbetlerimle
Aynen öyle oluyor Üstadım. Cevap vermenin de vermemenin de kendine göre sorunları oluşuyor. İnşaallah ciddi ve doyurucu mahiyeti olan bir "sosyal medya İslam ilmihali ve edepleri" konulu bir çalışmayla bu konularda da yol alınacaktır. Muhabbet bizden size ve aleyküm selam ve rahmetullahi ve berekatüh
Çok hassas bir konuyu, dikkatlerden kaçan, aslında edebine riayetin sahibine büyük mertebeler kazandıracağı ancak çoğu zaman gözden kaçan, maalesef normalleştiği için farkında bile olunmayan önemli bir hususu kaleme aldığınız için çok teşekkür ederiz Sn. İrfan Hocam. Allah razı olsun.
Saygıdeğer Hocam; aynen buyurduğunuz gibi çok dikkatten kaçıyor. Ben de bu konuyu bilerek Kadir Gecesi arifesine denk getirerek yazmak istedim. Edeb, aklın rütbesidir ama maalesef. İnşaallah bir nebze de olsa faydam olmuştur diyerek en içten dua ve duygularımla ilgi ve katkılarınız için hürmet, muhabbet ve teşekkürlerimi arz ederim Muhterem Hocam. Amin. Allah Zat-ı Alinizden de razı olsun