Bismillâhirrahmânirrahîm. Allah’a hamd, Rasûlullah’a salât ederek Saygıdeğer Okurlarımı Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketiyle selâmlıyorum. Cumanız mübarek olsun…
27 Mart Cumartesi'yi Pazar’a bağlayan gece Berat Gecesi’ni idrak etmiş olacağız inşaallah.
Aklanmak anlamına gelen berat, Şaban ayının 14’ünü 15’ine bağlayan geceye verilmiş bir isimdir ve “Kendisinden bağışlanma dileyen kulları için Allah’ın umumi af çıkardığı gece” demektir. Rasûlullah (sav); “-Allah Şaban’ın 15. gecesi dünyaya rahmetiyle tecelli eder ve Benî Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri adedince insanları mağfiret eder.” (Tirmizi, Savm, 39) buyurmuştur. İçinde olduğumuz corona-virüs sürecini dikkate aldığımızda bu gece her zamankinden daha büyük bir önem arz etmektedir.
İnsan yaratılış olarak kusursuz olsa da yaşantı olarak kusursuz değildir. Bu konuda Rasûlullah (sav); “-Her insan hata edicidir. Hata edenlerin en hayırlısı ise tevbe edenlerdir.” (Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyame, 49) buyurur. Berat Gecesini ihya edebilmek açısından günah ve tevbe kavramlarına değineceğiz. Zira birçok Müslümanın günahın ve dolayısıyla tevbenin mahiyeti konusunda yanılgıya düştüğünü gözlemliyoruz. “Ben içki içmedim, kumar oynamadım, zina etmedim, faiz almadım, çalmadım, çırpmadım. Yani haram işlemedim ki tevbe edeyim!” sözlerini sık duyarız. Bu bir insanın kendisini “sütten çıkmış ak kaşık” görmesidir ki bu bile başlı başına günahtır. Büyük haramlar işlememiş olmak günahsızlık anlamına gelmez. Rasûlullah (sav); “-Günah kalbine huzursuzluk veren, seni tereddüde düşüren ve insanların bilmesini istemediğin şeylerdir.” (Müslim, Birr, 14) buyurarak günahı tanımlamıştır.
Geniş bir konu olmakla birlikte; ister büyük-küçük isterse dinî anlamda hukukî yaptırım gerektiren ve gerektirmeyen günah ayrımları yapılmış olsun, bir bütün olarak değerlendirildiğinde günahı “Sorumsuz Davranış” diye tanımlamak mümkündür. Örneğin; erkek erkeğe, kadın kadına tokalaşmak günah değil, güzel bir davranıştır. Ancak Covid-19 gibi öldürücü ve bulaşıcı hastalık söz konusu olduğunda “sosyal mesafe” kuralı ihlal edildiği için tokalaşmak günah olur. Onlarca örnek vermek mümkünse de amacımız günah listesi çıkarmak değil, kendimizle yüzleşip nefis muhasebesi yaparken nerede ne zaman kendimize ve başkalarına karşı “sorumsuz davranışlar” sergilediğimizin de hesaplaşması içinde olmamız gerektiğini vurgulamaktır.
Tevbe de bu bakış açısıyla bir anlam kazanır. Tevbe sadece haramlardan dolayı pişmanlıkla Allah’tan özür dilemekten ibaret değildir. Sorumluluk duygusuyla kuşanarak, vahyin ışığında hayata format atmaktır. Bilinci yenileyerek adeta yeniden doğuş, yeniden diriliştir tevbe. Nitekim Rasûlullah (sav); “-Günahından tevbe eden hiç günah işlememiş gibidir.” (İbn Mace, Zühd, 30) buyurmuştur.
Tevbenin kabulü için bazı şartlar vardır ki; en başında samimiyetle pişmanlık vardır. Tevbe “Günah işledim af dilerim!” değil, “Günah işledim, pişmanım, af dilerim, bir daha yapmayacağım” diyerek yapılır. Rabbimiz; “-Ey iman edenler! nasûhî tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz günahlarınızı örter. Peygamberi ve Onunla birlikte mü’minleri utandırmayacağı günde Allah sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların önlerinden ve sağlarından (amellerinin) nurları aydınlatıp gider de; ‘Rabbimiz! Nûrumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla! Çünkü senin her şeye gücün yeter!’ derler.” (66/Tahrim-8) Nasuh “öğüt veren” anlamına gelir ki Nasûhî Tevbe; “Kişiye günah işlemekten pişmanlık duyarak vazgeçmesini öğütleyen ve bir daha yapmama iradesi kazandıran tevbe” demektir.
Tevbeyi ümitle, kabul olacağına inanarak yapmak, sonraki süreçte “sorumluluk bilinci” ile başta ibadetler olmak üzere hem kendi iç dünyasıyla barışık yaşamaya hem de tüm insanlığa faydalı işler (salih amel) yapmak şarttır. Zira her günah kişinin sadece Allah ile değil, kendisiyle de arasını bozar. O halde tevbe kişinin hem Allah ile hem de kendisiyle barışık hale gelmesi demektir. Bu barış sağlandıktan sonra ibadetler ve birbirinden güzel davranışlar peş peşe gelecektir. İşte o zaman kişinin geçmiş günahları affolunmakla kalmaz o günahların her biri sevaba dönüşür. Nitekim Rabbimiz; “-Ancak tevbe eden, (kabul olacağına ümitle ve) inanarak güzel davranışlar yapanlar başka. Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah bağışlayandır, merhamet edendir. Kim tevbe edip salih amel işlerse, kuşkusuz o, tevbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner.” (25/Furkan, 70-71)
Geçen sene birçok insanın kendisiyle yüzleşmeye başladığı, fakat bir yıllık zaman zarfında yavaş yavaş yüzleşmeyi bıraktığı halen devam eden corona-virüs sürecinde “Allah’ın günahlarımızdan dolayı başımıza verdiği bir bela” olarak değil; “Allah’ın bizleri kendimizle yüzleşerek Müslümanca yaşama kararı almamız için kıldığı bir vesile” diye değerlendirmek gerekir. Sağlık tedbirlerine uyarak Allah’a yönelmek; şifa dileklerimiz, dua ve tevbelerimizin kabulü noktasında ümitli olmak çok mühimdir. Konunun önemine binaen biraz uzun tuttuğum yazımı bir örnekle bitirmek istiyorum;
Tâbiûn’dan ve Allah dostu bir zât olan Hasan Basrî (rh.a) bir sohbetinde “-Tevbe eden bir insana Allah’ın azap edeceğini hiç sanmıyorum!” der. Orada bulunanlar; “-Bu kanıya nasıl vardın?” diye sorarlar. O da; “-Bir insanın kalbine tevbe etmeyi kim ilham eder?" diye soruyla karşılık verir. Onlar da; “-Elbette Allah ilham eder.” diye cevap verince Hasan Basrî; “-Allah azap etmeyi dilese, neden azap etmek istediği kuluna tevbe etmeyi ilham etsin ki!” diye cevap verir. Zaten Rabbimiz de “-Onlar af dilerlerken elbette Allah onlara azap edecek değildir.” (8/Enfal-33) buyurmuyor mu?
Ben, şu an ve salimen eriştiğimizde eğer Berat Gecesini layıkıyla idrak ve ihya edersek, Rabbimizin bizi imtihan ettiği bu corona-virüs musibeti başta olmak üzere başımızdaki bütün bela ve musibetlerden kurtaracağına yürekten inanıyorum. Yeter ki biz af dileyerek istiğfar edelim. Af dilemeyen affedilmez, tıpkı ağlamayan çocuğa emzik verilmediği gibi…
Şifa niyazlarımızın, dua ve tevbelerimizin kabulüne, dünya ve ahirette umduklarımıza nail oluşumuza vesile kılmasını Rabbimden dileyerek, tüm Saygıdeğer Okurlarımın Berat Gecesi’ni şimdiden tebrik ederim.
İletişim: www.irfanbayin.com.tr
Allah razi olsun. Kaleminize yureginize saglik.
Günün anlamı ile ilgili bu güzel ve anlamlı yazınız için teşekkür ediyorum değerli İrfan hocam. Beraatımızda vesile olmasını niyaz ederim.