Türk Dil Kurumu bayram kelimesini millî veya dinî bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler olarak açıklamıştır.
Bayram kelimesinin Arapça’sı ise sözlüklerde “âdet halini alan sevinç ve keder; bir araya toplanma günü” anlamlarıyla karşılanan îddir (el-ʿıyd/العيد). Bu kelimenin aslının ise ʿıvd (عود) olduğu ve “tekrar dönmek” anlamını taşıdığı bilinmekte ve bu durum İbnü’l-A‘râbî ve Zebîdî gibi lugatçılar tarafından, “çünkü o her yıl yeni bir sevinçle döner” şeklinde yorumlanarak mevsimlerin dönmesine bağlanmaktadır.[1]
Iyd-ı Fıtr yani Ramazan Bayramı biz Müslümanlar için bir taraftan bayrama kavuşmuş olmanın sevinci diğer taraftan 11 ayın sultanını uğurlamanın verdiği hüzündür. Bayramın bizdeki önemi ve değeri her zaman ayrıdır. Bayramlarda küsler barışır, dostluklar pekişir, kıskançlık, haset, kin ve öfke gibi nefsani duygular bir kenara bırakılır ve tek yürek olunur. İşte bu yüzden bir cihan devleti olan Osmanlı İmparatorluğu bayram merasimlerine çok büyük önem verirdi ve Bayram merasimlerini, Devlet-i Aliyye’nin şanına yaraşır bir biçimde yürütülmesine büyük özen gösterirdi. Bayram töreni ilk Osmanlı Kanunnamesi olan Fatih Kanunnamesi’nde yer almış ve nasıl bir merasim yapılacağı ayrıntılı bir şekilde belirtilmiştir.
Sarayda bayram merasimi arefe günü başlar, öğle namazından sonra devlet erkan-ı sarayda toplanır, divan çavuşları ve mehter takımı Adalet Kasr-ı karşısında mevki alır ve ikindi namazından sonra mehter müziği çalınıp, dua ve fatiha okunarak merasim sonlanırdı.
Bayram sabahı Padişah sabah namazını kıldıktan sonra Babüssaade (Topkapı Sarayının üçüncü kapısı. Sarayın birun ve enderun denilen kısımlarını birbirinden ayıran kapıdır.) önünde gerçekleştirilen merasim, mertebe sırasına göre önce Padişah hocasının Padişah’ın elini öpmesiyle başlar ve bayramlaşırlardı. En son teşrifatçının etek öpmesi ile tören sona erer ve Padişah törenden sonra üstünü değiştirir bayram alayı ile birlikte genellikle Sultan Ahmet Cami’ine giderek bayram namazını cemaatle birlikte kılardı. Bayram namazının ardından Divan-ı Hümayun üyeleri Kubbealtın’da yemek yerler Padişah ise bu sürede Enderun’lularla ve ardından da Harem halkı ile bayramlaşırdı.
Halk arasında da bayram namazının ardından büyük kahvaltı sofraları kurulur, küçükler büyüklerin ellerinden öper ve bayramlaşırlardı. Bayramlaşma ziyaretleri ev sahibinin kıymet yakınlığına göre sıralanırdı. Bayram ziyaretlerinde ev sahibi konuklarına önce şeker ardından da sade kahve ikram ederdi. Bayram şenlikleri için Sultan Ahmet meydanında panayırlar kurulur oynakçılar, şerbetçiler ve yiyecek tezgahları bulunurdu. Maddi durumu iyi olanlar bu yiyeceklerin ücretlerini karşılardı. Kutlamalar sayesinde halk Padişahı uzaktanda olsa görme fırsatı bulurdu. Padişah maddi durumu olmayanlara yardımda bulunur, çocuklara kıyafet dağıttırırdı. Büyükler küçüklere hediye verirdi. Devlet adamları da padişaha hediye getirirdi. Daha alt memurlar, bir üsttekine hediye getirirlerdi. Halkta kendi içinde hediyeleşirdi. Bayram şenlikleri bayram boyunca bu şekilde devam ederdi.
Cân bula cânânını
Bayrâm o bayrâm ola
Kul bula sultânını
Bayrâm o bayrâm ola
Hüzn ü keder def' ola
Dilde hicâb ref' ola
Cümle günâh af ola
Bayrâm o bayrâm ola
Mevlâ bizi afv ede
Gör ne güzel 'ıyd ola
Cürm ü hatâlar gide
Bayrâm o bayrâm ola
Tebrik ederim Sevde Nur. Başarılarının devamını dilerim.
Başarılar dilerim başarılarının devamını dilerim inşallah
Kalemınıze, yüreğinize sağlık.
Tebrik ederim Sevde Sena kızım.. Kalemine sağlık.. Durmak yok, yazmaya devam..
Sevde hanımın kalemine ve yüreğine sağlık okuyanı bol olsun.
Günün anlam ve önemine binayen geçmişte atalarımızın bayramı nasıl kutladıkları konusunda bizleri bilgilendirici ve bilgilerimizi tazeleyici bir yazı olmuş , eline yüreğine sağlık, ayrıca ailemden bir düşünürün ve yazarın çıkması beni ayrıca gururlandırdı, onurlandırdı cani gönülden tebrik ediyorum, kızımızın yetişmesinde emeği geçen başta ailesi olmak üzere hocalarınada teşekkür ediyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Yazıyı yayımlayan Karabük ana habere teşekkür ediyorum.
Genç kalemlerin kazanılması, yazılarının okuyucuya aktarılarak desteklenmesi çok güzel, Karabük Ana Haberi kutluyorum. Tarihimiz ile ilgili bilinmeyen yönleri öğrebilme adına çok faydalı bir yazı olmuş, bu tarz ecdadın bize miras bıraktığı örf, anane, geleneklerimizin ileriye taşınması ve bilinmesi için bu tür yazılayın devamını diliyor, sevde kızımızı tebrik ediyorum.
Çok güzel bir yazı
Çok güzel bir yazı
Çok güzel bir yazı
Buruk geçen bu bayramda çöl susuzluğunda buzlu bir şerbet gibi geldi bu yazı bize. Aldı götürdü bizi nostaljinin o saf temiz ve mistik havasına. Gönlüne yüreğine, zihnine sağlık Aziz Ve saygıdeğer dostumun sevgili Kızı.
Buruk geçen bu bayramda çöl susuzluğunda buzlu bir şerbet gibi geldi bu yazı bize. Aldı götürdü bizi nostaljinin o saf temiz ve mistik havasına. Gönlüne yüreğine, zihnine sağlık Aziz Ve saygıdeğer dostumun sevgili Kızı.
Rabbim kalemine güç kuvvet versin Ramazan'ı şerifin mübarek olsun
Kalemine yüreğine sağlık kardeşim Allah razı olsun başarılarının devamını dilerim
Bir tarihçinin kaleminden Osmanlı geleneklerini okumak çok güzel. Sevde kızım kalemine yüreğine sağlık.
Osmanlı kültürünü tanıma adına güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık.
Bayram tadında bir yazı olmuş.Alıp götürdü.Gençlerimizin bu konularla ilgilenmesi de ümit verici.İlyas hocamı ayrıca tebrik ederim.Yolunuz açık olsun.
Bayram tadında bir yazı olmuş.Alıp götürdü.Gençlerimizin bu konularla ilgilenmesi de ümit verici.İlyas hocamı ayrıca tebrik ederim.Yolunuz açık olsun.
Tebrikler. Son derece aydınlatıcı bir yazı ayrıca teşekkür ederim.
Tebrik eder başarılarının devamını dilerim
Bayramı hem akademik bir dil hemde halka uygun bir dil ile anlattığınız için teşekkür ederim. Özellikle bayram kelimesinin kökenine değinmeniz çok güzel olmuş. İçeriği bilgi dolu yazılar herzaman fayda sağlar.Emeğinize sağlık.
O eski şenlikli bayramları yaşamış kadar olduk yazınızı okurken teşekkür ederiz. Sağlık ve sıhhat dolu nice bayramlara