Eğer sadeleşmeyi düşünmeye başladıysanız hayatınız da ters giden, sizi boğan ve içinizi daraltan bir şeyler vardır. Bu belki yetersizlik, yetişememe hissi, belki de evinizin kapısını açtığınızda üzerinize gelen eşya yığınları olabilir. Eğer böyle bir durumla karşı karşıyaysanız, sizi neyin rahatsız ettiğini bulmanızı tavsiye ederim.
İlk olarak bulunduğunuz ortamı göz hapsine alın ve tarayın. Kendinize ait hissetmediğiniz ne varsa bu bir çerçeve, vazo, fatura vb. şeyler yada sıradan bir kalem olabilir. Baktığınızda kötü bir görüntü ve zihninizde olumsuz düşünceler canlanmasına sebep olan eşyalar varsa onların neler olduğunu tespit edin ve bir araya toplayarak bu eşyaları inceleyin. Kendinize şu soruları sorarak bu tespiti yapabilirsiniz.
Hangi eşyayı ne zaman ve niçin almıştınız, şu an o eşyanın evinizde bir işlevselliği var mı?
Eşyayı ne sıklıkla kullanıyorum?
En son ne için kullandım?
Bir daha ne zaman kullanırım?
Benim için ne kadar önemli?
Tekrar ihtiyacım olursa kolayca bulabilir miyim?
Yukarıda saymış olduğumuz kategoriye giren eşyaları tespit ettikten sonra bunlar olmadığında kendinizini daha hafiflemiş ve mutlu hissedeceğinizi düşündüğünüz eşyaları ayırın. Temiz veya çok yıpranmamış olan eşyaları etrafınızda bulunan ihtiyaç sahibi ailelere vererek hem onları mutlu edip hemde eşyaların sizde bırakmış olduğu ağır yükten kurtulabilirsiniz.
Eğer bir arkadaşınızın veya akrabanızın o eşyaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorsanız hediye ederek onları da mutlu edebilirsiniz. Böylelikle sizin evinizde bir işlevi olmayan eşya başka bir evde tekrar işlev kazanmış olacaktır.
İslam geleneğinde başta Peygamberimiz olmak üzere birçok alim bu konuya dikkat çekmiştir. Nitekim Allahü Teâlâ'nın Bakara süresinde buyurduğu üzere "De ki: İhtiyaç fazlasını verin." Bu ayetten maksat İslam'ın getirdiği kardeşlik ve yardımlaşma kavramlarından bizde hasıl olan kanaat ve anlayışa göre toplum içinde temel ihtiyaçlarını temin edememiş insanlar bulduğu müddetçe bu ihtiyaçları gidermeyen kimseler ihtiyaç fazlası malları sebebiyle sorumlu olacaklardır, bu sebepten islam fazla eşyalarımızdan kurtularak ve bunları paylaşarak bizleri sade bir yaşama sevk etmiştir. Bunun sonucunda sadelik size huzur, israftan kaçınma ve yaptığınız yardımlaşma sayesinde güzel anılar getirecektir.
Elini başına dayayıp, gözlerini kapatıp düşünmek bu olsa gerek.Bakmadan ama görerek. Kutlarım.
Çok hoş bir yazı yüreğinize sağlık Sevde hanım .
Masallah
Böyle günümüzün hastalıklarını genç kalemlerin gündemimize taşıması çok kıymetli. Benzer konuları kaleme almanızı bekleriz.
Bu onemli konuyu sade bir dille ele aldığın yazı için tebrik ederim Sevde. Prof.Dr. Arzu Özyürek
Yeni kaleme alacağı yazıları da okumak dileği ile yolun açık olsun inşallah
Çok güzel bir kalemin var okurken yazdıkların birer birer gözümde canlandı sonraki yazılarını merakla bekliyorum
Tebrikler
Sevde kızımızı tebrik ediyorum. Yazısı da konusu gibi ayıklanmış, sade, öz.
Kızım tebrik ediyorum. Başarılarının devamını diliyorum. Çok güzel olmuş. Prof. Dr. Burhanettin uysal
Maşaallah agzınıza yüreginize kaleminize sağlık tebrikler.
Tebrik ederim Sevde Sena kızım.. konu da güzel ifade edişin de..devam ettiğin takdirde çok başarılı bir yazar olacağını düşünüyorum.. Rabbim muvaffak eylesin..
Tebrikler yeğenim. Tutarlı bir yazı olmuş. Devamı gelir inşallah.
Sadeliği tavsiye eden sade bir yazı. Elinize sağlık.
Kaleminize yüreğinize sağlık
Önceki yazının devamı olan yazınızı çok beğendim. “İnsanlar sevilmek için yaratıldılar, eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni; eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmalarıdır.” -Cemil Meriç-