Bulunduğunuz ortamı sadeleştirmeye karar verdikten sonra bunları kategorize ederek başlayabilir, kategorileri kendinize göre ayarlayabilirsiniz. Bu kategoriler; kıyafetler, kitaplar, mutfak eşyaları, dijital sadelik, sosyal medya, bakım malzemeleri, hatıralar, resimler v.b. gibi neye ne kadar ihtiyacımız olduğuna göre değişiklik gösterebilir. İhtiyaçlar kişisel olması sebebiyle kategorileri kendiniz oluşturmalısınız.
Sadeleşmeye Japon toplama ve düzenleme uzmanı Marie Kondo’nun da tavsiye ettiği gibi kıyafetlerden başlarsanız işiniz daha kolay olacaktır. İlk olarak evin belirli köşelerine dağılmış giysilerinizi (çoraplar, atkılar, bereler, yazlık ve kışlık) ayırmaksızın bir yere toplayın. Toplamış olduğunuz kıyafet yığınını gördüğünüzde ne kadar çok kıyafetiniz olduğu ile yüzleşeceksiniz. Kıyafetlerinizi şu şekilde ayırabilirsiniz; ihtiyaç sahiplerine verilecekler, hediye edilecekler, 2. el olarak satılacaklar, onarımı yapılacaklar ve sizde kalacaklar.
Kıyafetlerinizi saymış olduğumuz kategorilere ayırdıktan sonra, sizde kalmasına karar verdiğiniz kıyafetleri üstünüze giyin ve deneyin üstünüzde nasıl duruyor? Üstünüzdeyken size mutluluk veriyor mu? İçinde kendinizi rahat hissediyor musunuz? Kilonuza, vücut yapınıza uygun mu? En son ne zaman giydiniz? Bu soruları kendinize sorun ve kararsız kaldığınız kıyafetlerinizi 6 ay süreliğine derin depolamaya yani bir koliye koyarak gözünüzden uzak bir yere kaldırın. Eğer altı ay içerisinde bu kıyafetlere ihtiyacınız olmazsa onlarla vedalaşabilirsiniz. İhtiyacınız olanlar sizinle yola devam edecektir.
Ayrım sonucunda sizde kalan kıyafetler stilinizi oluşturuyor demektir. Bu sayede birbirine uyumlu kıyafetlerden bir gardırop elde etmiş olursunuz. Kıyafetlerinizin tamamına hakim olduğunuzda alışverişlerinizde ihtiyaç dışı bir kıyafete para vermek zorunda kalmazsınız. Az olan her zaman daha kıymetlidir, bu sayede kıyafetlerinize daha iyi bakabilirsiniz. ?Gardırobunuzdaki ferahlama ile her gün ne giysem derdinden kurtulursunuz çünkü bütün kıyafetleriniz birbiriyle kombinlenebilir olması sebebiyle vakitten tasarruf etmiş olursunuz.
Kendiniz için ayırdığınız kıyafetleri temiz ve düzenli bir şekilde gardırobunuza dizdikten sonra onarıma ihtiyacı olanları kendiniz yapabiliyorsanız kendiniz, yapamıyorsanız ertelemeden bir terziye onarımını yaptırarak bu sayede kıyafetlerinizi uzun yıllar kullanabilirsiniz.
Dünyada bu yöntemi birçok bilim insanı ve önemli iş adamları kullanmaktadır. Farkettiyseniz hep aynı tarz ve belli renklerde giyinen bu insanlar, kendi stillerine göre oluşturdukları gardıropları sayesinde giyim, kıyafet temizliği ve bakımı gibi konular için hayatlarından ayıracakları büyük bir zaman kaybını bu şekilde önlerler.
Bulunduğumuz bu kış aylarında ihtiyaç sahiplerine, kullanmadığınız kıyafetleri vererek onları mutlu edebilirsiniz.
Bunun dışında ikinci el olarak satılabilecek kıyafetlerinizi satabilir, gelen parayla farklı bir ihtiyacınızı karşılayabilir, dolabınızda bekleyen bir kıyafeti cebinizden para çıkmadan kullanılabilir hale getirebilirsiniz.
Kendi gardırobunuzu belirledikten sonra sürekli değişen modanın esiri olmaktan kurtulursunuz. Unutmayın ki % 50 indirimle aldığınız her ihtiyaç dışı kıyafet sizi % 50 kar ettirebilir ama %50 indirimden almadığınız her kıyafet size %100 kar ettirecektir. Bu sayede kredi kartı taksitlerinin ve israfın önüne geçmiş olursunuz. Her insanın kendine yakıştırdığı kıyafet kendi modasıdır.
Güzel maşallah
Son Cümle damga niteliğinde olmuş. Elinize sağlık
İnsanımızın eşyaya bu kadar düşkün olduğu bir dönemde böyle güzel şeylere değinmeniz ne kadar güzel. Pratik hayatımızda işimize yarıyabilecek yazılar yazdığınız için teşekkür ederim.
Tebrik ederim.Yazı güzel olmuş.Toplumun önemli sorunlarından biri olan bilinçsiz tüketime dikkat çekmişsiniz.
Emeğinize sağlık guzel bi yazi olmuş
Sn hocam takdir 'lerimi sunuyorum bence hayatımızın her alanına bu olguyu yerleştirmek lazım ısveçliler çok özel günler hariç dışarı da yemek yemezler miş ayrica oyle moda diye esyalarini yenilemezler mis onların aşırı tutumlu yaşam felsefesi nedeni ile belkide yaşam standartları yüksek bence sadelik ihtiyaçtan fazlasını almama tüketmemek tüketim odaklı değil üretim odaklı bir nesil yetiştirmek ki bu görev evde biz lere okullarda sizlere düşüyor saygilar hocam
Kücük gelen kıyafetleri bile bir gün giyecekmiş gibi bekletiyorum başkasına versek gücenirmi kırılırmı diye vermeyip cöpe bile attığımız oluyor keşke kardeşimizin yazısındaki gibi yapabilsek güzel bir yazı olmuş
Son cümle etkileyici.
Tebrikler Başarılarınız daim olsun inşallah
Güzel yazı tebrik ederim
Peygamber Efendimiz sade bir yaşam sürer, çevresindekilere daima sade olmalarını öğütlerdi. Bu minvalde yazılarınızı çok kıymetli ve anlamlı buluyorum kaleminize sağlık
Güzel bir yazi olmuş tebrik ederim.Bu konu herkese gerekli bence de.