Mübarek üç ayların gölgesi üzerimize düştü. Rabbim kullarının affı için yaptıkları amellerde bahaya bakmayıp bahaneler aradığı bu rahmet ve mağfiret mevsiminden istifade ile Müslüman olmanın şuuruna erebilme bahtiyarlığını bütün Müslümanlara nasip etsin.
Üç aylar, dünya meşguliyetleri içinde unuttuğumuz kulluk sorumluluklarımızı hatırlamak, günah kirleriyle kararan kalplerimizi tevbe ve istiğfarla arındırmak, sadaka ve iyiliklerle bolca sevap kazanmak, hayır işlerinde yarışmak, inancımızı ve Müslümanlığımızı gözden geçirerek şuurlu bir Müslüman olma ve ahiret yurduna hazırlanmak için bulunmaz bir fırsattır.
Kavuşmak tekrar, belki de son defa nasip olan bu mağfiret iklimi çok iyi değerlendirilmelidir. Günahlarımızın esaretinde bocalıyoruz. Ancak, Şirke düşmediğimiz, inkar etmediğimiz sürece Allah’ın rahmeti ve affı çok geniştir. TEVBE kapısı her zaman açıktır ve Cenab-ı Hak kullarından gelecek, “Ya Rabbi” yakarışını, kayıp evladını bulmak için koşuşturmaktan halsiz düşen annenin, çocuğunun “Anneciğim ben geldim” sesini duymayı beklediği gibi beklemektedir.
“İnsan kuyuya düştüğü için değil, kuyudan çıkamadığı için boğulur.” Tevbe kapısı kuyudan çıkabilme adına günahkara uzanan bir şefkat elidir. Kur’anın öngördüğü ahlak ve o ahlakı yaşayan Allah dostları günah işleyenlerle değil, günahlarla uğraşırlar. İşlenen günahlar için üzülürler, fakat günah işleyenleri horlamazlar, bunların kurtulması için uğraşırlar. İslam ahlakı bunu gerektirir. Yaptıkları ibadetlerden dolayı da kendini ondan üstün tutmazlar. Çünkü kişinin ibadetini beğenmesi, pişmanlık içinde günah işleyenden kendisini daha aşağı duruma düşürebilir. İmam-ı Rabbani hazretleri, “Günahkârın boynunu bükmesi, ibadet edenin göğsünü kabartmasından daha iyidir”, buyurmuşlardır.
Rivayet edilir ki, Adamın biri gece ibadeti için kalkar, abdest aldıktan sonra pencereden bakar. Kimsenin evinde ışık olmadığını görünce şeytan ona; “bak sen Allah’ın sevgili kulusun. Herkes uyuyor, sen ibadet ediyorsun” deyince adam gurura kapılır. O anda nereden geldiği belli olmayan şu sesle irkilir:” Keşke sen de uyusaydın da su-i zan günahına girmeseydin.” Kutsi Hadiste “Günahta ısrar etmeyip istigfar eden, aç doyuran, garibi koruyan, küçüğe merhamet, büyüğe saygı gösterenlerin namazlarını kabul ederim. Onlara istediklerini veririm, dua ederlerse, dualarını kabul ederim” buyurulur.
Bir Müslüman için en büyük günahlardan biri işlediği günahlar yüzünden Allah’ın rahmetinden ümidini kesmektir. Bu durum De ki: "Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir." Zümer-53 ayetine muhalefet olur.
Esasen Hz. Adem (a.s.) kıssasında bize verilmek istenen temel mesaj şudur; hatasız ve günahsız kimse olmaz. Şayet tövbe ederseniz, hayatınıza tıpkı başlangıçtaki gibi tertemiz olarak devam edebilirsiniz. Nitekim Hz. Peygamber, (s.a.s.) “Günahtan tam dönen ve tövbe eden, o günahı hiç işlememiş gibidir.” (İbn Mace, Zühd, 30.)buyurur. Tövbe, bir kimsenin kendisiyle Rabbi huzurunda samimi bir şekilde yüzleşmesidir. Onda yalan, riya ve gösteriş olmaz; olmamalıdır da. Şayet tövbeye bunlar karışırsa o, makbul bir tövbe olmaktan çıkar. Kuran’da bu husus, münafıkların tavırları üzerinden anlatılmakta ve kınanmaktadır: “Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah’ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.” (el-Bakara, 2/9.) Şayet belli bir günah için yapılan tövbe, sık sık bozulmak suretiyle tekrarlanırsa, bir müddet sonra fayda ve fonksiyonunu kaybederek tam tersine nifaka; yani sahibinde kişilik bozukluğuna yol açar. Şöyle ki gün içinde haksız kazanç, yalan, gıybet vb. günahlara bulaşan bir kimse her akşam namazdan sonra bunlardan tövbe ediyor, fakat ertesi gün onları yine işliyorsa, zaman içinde bu durum kanıksanmaya, dolayısıyla hastalıklı bir Müslüman tipolojisinin oluşmasına neden olur. Ancak yine de günahta değil, tevbede israrcı olunmalı ve Allah’ın mağfiretine sığınılarak bu tevbeler için de tevbe edilmelidir. Zira gidilecek başka makam, çalınacak başka kapı yoktur. Samimi bir şekilde tövbe eden kimseye düşen görev ve sorumluluk, öncelikle hakkına girdiğini düşündüğü kimseleri bulup onlardan özür dilemesi, haklarını onlara eksiksiz bir şekilde tazmin etmesi ve kendileriyle rızalarını alacak şekilde helalleşmesidir. Zira ahiret alemine götüreceğimiz en tehlikeli şey kul hakkıdır. Bütün bunlar dışında hata ve kusura açık bir varlık olan insanoğlunun gerek Rabbine, gerek insanlara, gerekse diğer varlıklara karşı bilerek-bilmeden, isteyerek-istemeden işlediği pek çok hata ve kusur olabilir. Bunlardan kurtulmanın yolu, sebep olduğu zararları fazlasıyla bertaraf edecek şekilde iyiliklerde bulunmaktır. Zira tıpkı ilaçların vücuda giren mikropları zararsız hale getirdikleri gibi, iyilikler de kişiye bulaşan günahları temizleyip etkisiz hale getirirler: “Gündüzün iki ucunda ve gecenin gündüze yakın zamanlarında namaz kıl. Doğrusu iyilikler kötülükleri giderir.” (Hud, 11/114.)
Bilinmelidir ki;“ Zamanımızda şikâyetimize sebep olan şeyler amellerimizin bozukluğundandır, “ “Kul, şehvetlerini Ben’im taâtim üzerine tercih ettiği vakit, ona vereceğim cezanın en hafifi, Bana münacaat zevkinden onu mahrum etmektir. “
“Tevbekâr” Allah’ın sevgilisidir. “
“Kul yetmiş sene cennetliğin ameli gibi amel eder. Hatta herkes onun cennetlik olduğunu söyler. Öyle ki aralarında bir karış mesafe kalmaz. Sonra, mukadderatı galebe çalar da cehennem ehlinin işini yapar ve cehenneme girer. “
“Günahlarından rücû edip, Allah’ı zikirde yarışanlar yarışı kazanmışlardır. “
“Çok bilenler değil, Allah’ı bulanlar kurtulacaktır.”
Mübarek üç ayların, Alem-i İslam’ın birlik ve dirliğine, Müslümanların uyanış ve dirilişine, Günahlarımızdan kurtulabileceğimiz tevbe ve hayırlı ameller yönelmemize vesile olsun.
Amin hocam. Allah razı olsun.
Mustafa hocam Allah razı olsun bize yeni düşence alanları açıyorsun. Rabbim gönlünü daraltmasın , kalemini daim eylesin , dünya ve ahıret saadeti ihsan eylesin.
Amin Rabbim c.c razı olsun abim Üç Aylarıniz mübarek olsun inşaallah
Yazınızı dikkatle okudum. Allah razı olsun. Belki son fırsatım olabilecek bu üç ayları ve bundan sonraki istikametimi düzeltme azmi ve sevinci oluştu içimde. İnşallah hayra vesile oldunuz Hocam.
Amin.
Rabbim hayırlısıyla Ramazan ayina kavuşturmayı nasip etsin. Elinize sağlık hocam..
Allah razi olsun hocam senden istifade ediyoruz
Amin aminnn inş yüreğine sağlık mustafa bey slm.sevgiler..
Kaleminize kuvvet Sn. ÇELENLi. Okuduk ve istifade ettik. Yazılarınızı takip ediyor ve bekliyoruz.
Ne güzel bir yazı oldu. Zamana ve bizim gibi günahkarlara hem umut, hem de uyarı. Çok teşekkür ederiz.
Hocam, kaleminize sağlık. Üçaylar öncesi güzel oldu, istifade ettik. Allah razı olsun.