Cevap vermekte zorlanıyoruz. Geçen ay Öz İplik İş sendikasının temsilcileri işçilerimizi üye yapmak için işe giriş çıkışlarında broşürlerini dağıtıp telefonlarını vererek üye olmalarını talep ettiler. Bizce buraya kadar her şey normaldi.
Daha sonra işe girişlerde ve çıkışlarda yüksek seslerle müzik açıp ellerindeki mikrafonla işletmemiz ve iş sahipleri ile ilgili olur olmaz, ipe sapa gelmez iddialarla işçileri ve işverenleri rahatsız etmeye başladılar. Fabrikada yabancı müşteriler varken işletmeyi kötüleyen, küçük düşüren ifadelerinin yanlış olduğunu, bunun sendikal hak olamayacağını, başkalarına haksızlık edilerek hak elde etmenin bir hak olmadığını kendilerine anlattık. Buna rağmen sadece giriş çıkışlarda başladıkları eylemlerini paydoslarda da yoğunlaştırdılar. Hem işçilerin hem iş sahiplerinin sabrını zorlayan tavırları işçide taciz ediliyoruz algısına dönüşünce işçiler tarafından gösterilen tepki üzerine fabrikayı bırakıp Karabük merkezde bulunan ve sadece 3 kişinin çalıştığı mağazamızın önünde provakatif eylem yaparak taciz ve tecavüzlerine devam ettiler. Sendikanın değerli genel başkanı Karabük’e gelerek aldığı tek taraflı bilgi çerçevesinde yaptığı basın toplantısı ile firmamızı küçük düşürücü, firma sahibini itham edici ifadelerle tehditvari tavrını ortaya koydu. Hemen ardından sendikanın şikâyeti üzerine Çalışma Bakanlığından iki değerli müfettişimiz fabrikamızda üç gün misafirimiz oldu.
Bu kadarını da beklemiyorduk. ABD ve İngiltere’deki müşterilerimize sendikanın genel merkezi tarafından “Bu firma sendikalaşmamıza engel oluyor buraya iş vermeyin” diye mektuplar gönderildiğini öğrendik. Halbuki biz sendikalaşmaya değil, sendikal hak adı altında yaptıkları taciz, asılsız iddia ve ithamlarla ortaya koydukları tavra karşı olduk. Müşterimiz, Sizde sendikacılık böyle mi işliyor diye mail üzerinden soruyor ve gönderdikleri yazıyı bize iletiyor.
Sendikamız böyle bir ihtiyacı işçileri düşünerek mi, Karabük’ü düşünerek mi, ülkeyi düşünerek mi yaptı, böyle bir yola niçin tevessül etti anlayamadık. Mutlaka kendilerine göre bir savunma gerekçeleri vardır belki ama 300 kişinin çalıştığı, dünyanın pek çok ülkesi ile iş yapan, ülkeye döviz getirmek için çırpınan, devlete vergi, sgk ödeyen hatta tüm imkansızlıklara rağmen her sene Karabük’te vergi rekortmenleri arasında yer alan bir firmanın yurt dışındaki müşterilerine buna iş vermeyin demek nasıl bir mantıktır? Burada kimin menfaati düşünülmüştür? Sendikanın talep ettiği gibi Müşteri iş vermezse biz işverenler olarak bu işi illa da yapmak zorunda değiliz. Lakin 300 çalışan iş bulmak ve çalışmak, evlerini geçindirmek zorunda. Bu sendika işçiyi düşünüyorsa bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? Acaba bu da mı sendikal hak. Bizim devletimiz sendikalara işçi size üye olmayı reddederse firmayı müşterilerine şikâyet edin ve iş vermemesini talep edin şeklinde bir hakkı vermiş olabilir mi? Yoksa bu ülkede sendikacılık sendika ağalarının menfaatini oluşturmak üzerine mi kurgulanmış? Bu durumun yetkililerce mutlaka irdelenmesi hem işçinin hem işverenin hem de sendikanın bir uyum ve dayanışma içinde elbirliği ile ülkeyi kalkındırma, işyerlerini yaşatma, işçiyi işsiz bırakmama odaklı çalışmasının temin edilmesi gerekmektedir. Sendikaların yasal hak bahanesi ile işçiyi işverene, müşteriyi işletmeye düşman eden, aralarına fitne sokan, iş barışını bozan, işletmelerin kapanmaya varana kadar pek çok sıkıntılarına neden olan yöntemlerinden vaz geçmeleri ülkemiz adına bir zorunluluktur. Sürecin getirdiği ekonomik dar boğazda, işyerlerinin her gün kapısına kilit vurduğu bir ortamda sendikanın uyguladığı bu yaklaşım ne işçinin ne işverenin ne de ülkenin hayrına değildir.
Bu ülke bizim, bu ülke hepimizin. Sosyal barışı oluşturmak ve devam ettirmek adına herkes üzerine düşen çalışmayı, gerekiyorsa fedakarlığı, gerekiyorsa da birbirini anlamayı ve empati yapmayı becermesi ve başarması gerekmektedir.Mustafa ÇELENLİ
Kargisan A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
Kendi adamlarınıza mı alttaki alkış emojisi yaptırdınız... Makineci veya ayakçıların telefonlarından e devlete girip sendikaya üye oldunuz mu diye kontrol eden ustaların olduğu söyleniyor... Bu konu hakkında düşünceniz nedir... İftira mı diyeceksiniz acaba... Bunu söyleyen KARGİSAN personelleri yani...
Kargisan'ın geçmiş siciline bakmak lazım. Önce mağdur ettiği hakkını yediği yüzlerce insanla helalleşsin. Yatacak yeriniz yok sizin. Üç beş garibanı işsiz bırakmakla tehdit etmekle hak hukuk olmuyor. İlahi adalet bir gün yerini bulur.
Sendika boş işlerle uğraşıyor benim eşimde kargisan da çalışıyor iş sahipleri kimseyi pandemi dönemin de bile mağdur etmedi sendikanın verdiği tüm hakları zaten firma veriyor işçisine ben şahsen başka yerde calişan işçilerle de konuşuyorum sendikanın bize hiç bir faydası yok diyorlar ee ozaman neden insanların ekmeği ile oynuyorlar orda bir sürü çalışanı mağdur mu etmek istiyor sendika ?amaç nedir burda eğer ki iş sahibi iş bulamazsa ve burda işçiler mağdur olursa bunun tek sorumlusu da sendika dır
Bir işyerinin kapanmasını istemek, işsiz kalmasına vesile olmak, arkasından da işçiyi düşünüyorum yalanına sığınmak. yazıklar olsun.
Yazık, gerçekten çok yazık. Sendikacılık bu mu ya. bu nasıl bir şımarıklıktır. kınıyorum.
Bir Türk ve Müslüman kendi ülkesinin firmasını Avrupa'ya nasıl şikayet eder? anlamak çok zor. Anlaşılan menfaat neler yaptırıyor.