Çay, özellikle Türkiye’de olmak üzere tüm dünyada en fazla içilen ve içme alışkanlığı gittikçe artan bir bitki olarak 5000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Çayın tarihi Çin’de M.Ö.’ye dayanmakta ve ilk Çin’de bulunduğu bilinmektedir.
Türklerin çay ile tanışması gerçek anlamda XIX. yüzyılda olmuştur. Çoğu kaynakta, çayı ilk kez içen Türk’ün Hoca Ahmet Yesevi olduğu aktarılmaktadır. Hoca Ahmet Yesevi’nin misafir olduğu Türkmen komşusunun evinde ilk kez içtiği sıcak çayın sıhhatine faydası dokunması üzerine, bu içeceğin şifa niyetine içilmesi için dua ettiği söylenmektedir. Bu rivayet, bazı tasavvufî çevrelerde çayın şifa olduğuna dair kabullerin kaynağını göstermesi bakımından da önemlidir.
Dünya çapında üretilen çayın, yaklaşık %76’sını siyah çay oluşturmaktadır. İnsanlar tarafından keyifle içilen siyah çayın, aslında antioksidan etkisi oldukça fazladır.
Günlük hayatın koşuşturmacası ve yoğunluğu içinde pratik çözümler arayan insanoğlu, çayın daha kolay ve kısa sürede ulaşılabilir hale gelmesi için poşet çaylara yönelmeye başlamıştır.
Fakat diğer yandan poşet çaylarla ilgili soru işaretleri insanların kafalarını öteden beri meşgul etmiştir. Peki bu poşet çaylar zararlı mıdır, şimdi bunlara değinelim.
Poşet Çay Nasıl Oluyor da Sıcak Suda Erimiyor?
Poşet çaylarda kullanılan torba hammaddesi, bildiğimiz kâğıt değildir. Çay torbaları, “abaka” adı verilen bir tür muz ağacının yapraklarından üretilir. Bu yaprakların kalın saplarından çıkan sürgünlerden lifler elde edilir. Mekanik yolla ayrılan lifler, işlenmek için fabrikalara gönderilir. Bu liflerle çayların konulduğu poşetler yapılır.
Elde edilen lifler çok dayanıklı olduğundan gemilerdeki halat yapımında bile kullanılmaktadır. Bu sebeple sıcak suda erimeleri mümkün değildir.
Hazırlanan çay poşetleri, son olarak hidrojen peroksit ile beyazlatılır. Hidrojen Peroksit’in FDA (Dünya genelinde kabul gören Gıda ve İlaç Kurulu) tarafından her ne kadar güvenilir bir katkı olduğu kabul edilse de, kullanılan limiti aştığı zaman öyle olmadığına ve sağlığımızı tehdit edeceğine dair bilimsel çalışmalar da mevcuttur.
Neticede bu madde bir katkı maddesidir. Dozajında kullanıldığında vücutta bir kalıntı bırakmamaktadır.
Bununla birlikte, Tarım Bakanlığının gıdalarda kullanılan bu maddenin kullanma limitlerini sürekli bir biçimde denetlemesi önemlidir. Çünkü bu madde, incir ve kayısı gibi bazı kuru meyvelerde de direkt olarak kullanılmaktadır.
Poşet Çay Alırken Dikkat Etmemiz Gerekenler
Çay poşetlerini ağartmada kullanılan hidrojen peroksit, normal düzeylerde kullanıldığında herhangi bir sıkıntıya yol açmayacaktır. Ancak, daha ucuza elde edilerek pazarlanan bazı poşet ambalajlar plastik malzemelerden üretilebilir ki, bu poşetleri de plastik hissiyatından dolayı dokununca fark edebilirsiniz.
Kaçınılması gereken bir diğer durum ise poşet çaya eklenen ipin zımbayla mı zımbasız mı tutturulduğudur. Eğer zımbalı tutturulduysa, bu, insan sağlığı için tehlike arz etmektedir. Çünkü metal zımbalı poşet çay, sıcak suyun içine girdiğinde ve uzun süre bekletildiğinde zımbadaki metal, çözünür; bu da, vücutta metal birikimine yol açar. Vücutta biriken ağır metal iyonları karaciğer, beyin ve akciğer gibi organlarda çeşitli sorunlara ve kansere neden olur. Özellikle limonlu çay içenler kesinlikle metal zımbalı poşet çay kullanmamalıdır.
Sonuç olarak, poşet çayın zararlı olup olmaması tamamen üretim koşulları ile alakalıdır ve dışardan bakıldığında anlaşılabilmektedir.
Rümeysa Nur Aktaş- Gıda Mühendisi instagram=nurgidamuhendisiniz
Teşekkürler. Faydalı bir yazı.
Tebrik ederim. yazınız çok güzel olmuş.