Beraat Kandili üç ayların tam ortası, Şaban ayının 15. Gecesi, Ramazan ayına 15 gün kaldığının müjdecisi, mübarek bir gecedir.
Berat, borçtan, hastalıktan, suç ve cezadan beraat etme, kurtulma, günahlardan arınma, temize çıkma, ilâhî af ve rahmete mazhar olma anlamlarına gelir.
Berat gecesinden, Ramazan-ı Şerifin müjdelendiği, Şaban ayının yarısına gelindiği, ömürlerin hızla tükendiği, yaklaşan bir hazinenin habercisinin bize “Uyanık olun” diye seslendiği mesajı alınmalıdır. Bir fırsat kapısına, tefekkür, tezekkür ve yenilenme gecesine daha kavuştuğumuz düşünülüp derlenip toparlanılmalı, yaşantımızın aksayan yönlerini gözden geçirmeye fırsat bilinmelidir. Kendimizde hissettiğimiz eksiklik ve suç unsurlarını onarma ve tamir etme hassasiyeti ile berat gecesi değerlendirilmeli, Kırılan kalpleri onarmaya, dargınlık duvarlarını yıkmaya, kin, nefret ve intikam duygularını aşmaya vesile edilmelidir. Her türlü kötülüklerin analizi yapılmalı, kötülük, zulüm, haksızlık ve adaletsizlik ettiysek, onlardan uzaklaşma kararlılığı ile Rabbimizden beratımız istenmelidir.
Rahmet ve mağfiret mevsimi olan Ramazan ayını hasretle beklerken, Berat Kandili hem iç dünyamızı ve de hem de dış dünyamızı hazır etme gayretimize başlangıç olmalıdır.
Berat Kandili, Mahkeme-i Kübrâ’ya çıkmadan önce hak ve adalet terazisinde kendimizi tartmamıza vesile olması itibarıyla da ayrıca önem arz eder. İç muhasebemizi yapmamıza fırsat tanır. Aklımızı başımızdan alan ve adeta bizleri madde sarhoşluğuna sürükleyen dünyalıklardan bir nebze olsun arınmamıza vesile olur. Özümüze dönme, kendimizi sorgulama, geçici olanla kalıcı olanı fark etme, kalp gözümüzü açma ve gönül dünyamızı temizleme fırsatı sunar. Rabbimize, kendimize ve bütün insanlığa karşı sorumluluklarımızı hatırlama fırsatı verir.
Berat Kandili, Yüce Rabbimiz nezdinde beratımıza vesile olduğu, Rabbimizin affediciliğine ve bağışlayıcılığına sığınmayı öğrettiği gibi, kendimize, ailemize, din kardeşlerimize, yaratılıştan
kardeşlerimize ve tüm kâinata karşı affedici, onarıcı ve bağışlayıcı olmayı da öğretir.
Berat Kandili iyi düşünülür ve gerçek manada tasavvur edilecek olursa, kişi günah gibi bir bağımlılıktan kurtulmuş olacağından gerçek özgürlük beratına kavuşmuş olmanın mutluluğunu hisseder. Bu sayede arzularımızın, tutkularımızın, heva ve heveslerimizin, bencilliklerimizin egemenliğinden, nefsimizin esaretinden kurtularak gerçek özgürlük beratımıza da kavuşmuş oluruz.
Bu gün ferdi ve toplumsal hayatımızda, maddi ve manevi değerlerimizin dengesi bozulmuş, Müslümanlar arasında dünyevîleşme, bencillik gibi olumsuzluklar ruh sağlığımızı bozmuş, günahlar çoğalmış, insaf kalmamış, birlik ve kardeşlik ruhu yok olmuş, Müslümanlar düşmanları tarafından kuşatılmış vaziyettedir. Bu manada berat gecesi ve diğer mübarek gün ve geceler, duygu ve düşünce birlikteliğine vesile olması açısından büyük bir rahmet ve fırsattır. Ramazan birliktelik ruhunun tezahürü, Bayram büyük buluşmanın mutluluğu, affedilmiş aydınlık yüzlerin sevinç günüdür. Gerçek berat mutluluğuna da Rabbimizin huzurunda affedildiğimizi gördüğümüz gün kavuşuruz inşallah.
Rivayet edilir ki Kuran-ı Kerim Levhi Mahfuz’dan bir bütün olarak Berat gecesinde dünya semasına (göğüne) indi. Daha sonra da Peygamberimize (SAV) ayet ayet Ramazan ayında inmeye başladı. Yine Duhan Suresi’nin 2, 3 ve 4. ayetlerinin işaret ettiği rızık, zenginlik, fakirlik, doğum, ölüm gibi önemli olayların bilgilerinin görevli meleklere bu gecede verildiği beyan edilir. Melekler bir yıllık bilgileri, talimatları ve yapacakları işlerin ayrıntılarını bu gece edinirler. Şaban ayında Hz. Peygamber (SAV) çok oruç tutardı. Öylesine oruç tutardı ki sanki hiç oruçsuz gün geçirmezdi. Hz. Ayşe (RA) bir ara bunun sebebini Peygamberimize (SAV) sordular, O şöyle dedi: "Ya Aişe, ölüm meleği ölecekler listesini alıp adımı orada gördüğünde oruçlu olmayı dilerim." Bütün bunlardan önemli işlerin şifrelerinin ve görevleri ile ilgili planların meleklere bu gece verildiğini anlıyoruz.
Peygamberimizin (SAV) bir gece sabaha doğru evinden çıkıp Medine’deki mezarlığa (Baki Mezarlığı) gittiğini söyleyen Hz. Ayşe (RA), uzun müddet secde halinde dua ettiğini, Sonra başını kaldırarak şu müjdeyi verdiğini rivayet eder: "Ya Aişe, Allah bu gece dünya semasına iner (rahmetini indirir) ve Beni Kelb kabilesinin (hayvancılıkla geçimini temin eden ve hayvanlarının sayısı çok olan bir kabile- çokluğu anlatmak için mecaz olarak kullanılmıştır) koyunlarının tüyleri sayısınca insanı cehennemden kurtarır." (Tirmizi, Sünen, hd. 739; İbni Mace, Sünen, I/444; )
Bu geceye "Tövbe Gecesi" de denilmiştir. Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurur: Şaban ayının ortasında (Berat Gecesi) geceyi ibadetle, gündüzü ise oruçla geçiriniz. O gece Yüce Allah güneşin batmasıyla beraber tecelli eder, tan yeri ağarıncaya kadar şöyle buyurur: "Yok mu benden af dileyen affedeyim. Rızık isteyeni rızıklandırayım, musibete uğrayana afiyet vereyim! Yok mu şunu isteyen, yok mu bunu isteyen istediğini vereyim." (İbni Mace İkame, 191)
Berat gecesinde, dudaklarımızda Peygamberimizin bu gece okuduğu şu özel dua olsun ve ibadetleriniz makbul, dualarınız kabul olsun: "Ya Rabbi, cezandan affına sığınırım, gazabından rızana sığınırım, senden yine sana sığınırım. Sana layık surette hamd etmekten acizim. Senin zatın yücedir, seni övmek için kelime bulamıyorum, Sen kendini övdüğün gibisin."
YORUMLAR