Dünyada dertsizlik diye bir şey yoktur. Dertsizliğin yeri cennettir. Dertler insana yol gösterir. Bize düşen, dertlerimizi kulluğumuza vesile kılmaktır. Dertlerimiz bizi yaratılış gayemize, kulluğa sevk etmeli, dünyayı doğru anlamamıza vesile olmalıdır. Dert; Allah’ı gizlice çağırmaya sebep olduğundan dua anlamına gelir. Dua Rabbimizle dertleşmek, O’na sırdaş olmak demektir ki, işin hakikatini bilirsek bu bizim için nimettir. O zaman derdimiz dermanımız olur.
Dünya imtihanı İman etmekle başlar. İman ne kadar büyükse imtihan o kadar ağır olur. İmtihan ne kadar ağır ise Cenab-ı Hakkın yardımı da, mükafatı da o kadar büyük olur.
Bu imtihanda insan yalnız da değildir, çaresiz de değildir. Kişinin, imtihanı kazanması; tek çarenin Allah olduğu bilincine varması ile mümkündür.
Hazreti İbrahim, ateşe atılmak üzere mancınığa konulduğu zaman “Allah bana yeter, O ne güzel vekildir” dedi Allah ateşin içinde onun düştüğü yeri gül bahçesine çevirdi.
Hazreti Yakub, ciğerparesi Yusuf’una tuzak kurulup “Onu kurt yedi” dediklerinde; “Artık bana düşen, güzel bir sabırdır. Anlattıklarınıza karşı yardımı istenilecek de ancak Allah’tır” deyince imtihanı kazandı.
Resulullah s.a.v, canından çok sevdiklerine 3 yıl boykot uyguladıklarında, sevdiklerini insan haklarından mahrum ettiklerinde, onlarla alışverişi bile yasakladıklarında ve her gece çadırına açlıktan ağlayan çocuk sesleri gelirken, hicret gecesi onu öldürmek için evini saran insanların arasından geçmek zorunda kaldığı zaman, başlarını azıcık eğseler görecekleri sevr mağarasında Ebubekir’le beraber olduğunda “Allah bizimle beraberdir.” Dedi, korkmamak ve kazanmak için bu O’na yetti.
Bugün Gazze Müslümanları bütün imkansızlıklara, Müslümanların acizliğine ve duyarsızlığına rağmen, zalimlerin her türlü zulmüne karşı yılmadan direniyor, canları pahasına imanlarından taviz vermiyorlar ve yardımı sadece Allah’tan bekliyorlar. Kazanmanın formülünün farkındalar ve Allah’a teslimiyetlerinde zerre kadar sapma göstermiyorlar. Zafere giden yolu inşallah hızla kat ediyorlar.
Mü’min, Rabbinin hadsiz rahmetinden ve hikmetinden asla şüpheye düşmeyen, Kendisinin kul olduğunu ve Rabbinin de kim olduğunu asla unutmayan insandır. Yaşarken bunu unutmayanlar ancak, kabir kapısında “Rabbin kim?” sorusuna “ALLAH” cevabını verebileceklerdir.
İnsanlar dünyadadır ama dünyalı değildir. İnsan dünyada bir yolcu, dünya ise onun için bir gölgeliktir. Gelir ve gider, gider ve gelmez. Dünyada herkes misafirdir. Yanındaki şeyler ise emanettir. Misafirin gitmek, emanetin ise geri alınmak gibi bir neticesi vardır. Dünyaya iki eli ile sımsıkı sarılanlar, dünyayı elinin tersi ile itenleri anlayamazlar.
Herkesi derdi farklıdır. Kimi zulüm derdi, kimi açlık derdi, kimi hastalık, kimi ayrılık, kimi fakirlik, kimi para derdi, kimi de aile/evlat derdi ile dertlidir. O kadar çok dert var ki, kiminin çok, kiminin az ama muhakkak herkesin bir derdi vardır. En dertsiz görünen insanın durumu en kötüsüdür. Dertsizlik derdi dertlerin en kötüsü ve en zararlısıdır.
İmtihan yeri olan dünyada yaşıyoruz. Bu kadar sorun, sıkıntı ve ihtiyacın olduğu bir dünyada dert olmazsa yaşanmaz. Dert olunmalı ki derman aransın. Allah, dermansız hiçbir dert yaratmamıştır. Her derdin dermanı vardır. Yeter ki insan arasın. Allah, insana dert etme duygusunu bu sebeple vermiştir.
İnsan aramalı, çözüm aramalı, ilaç aramalı, çare aramalı, aramalı ki bulabilsin, icat etsin, yeni teknikler, yol ve yöntemler keşfetsin, düzeltsin, ıslah etsin. Arasın ki, insan/insanlık ilerlesin, dermanını bulsun. Bu anlamda dermanı bulmaya vesile olduğu için derdin kendisi derman hükmündedir.
İnsanın iki dünyası olduğu gibi dertleri de iki türlüdür. Biri içinde yaşadığı dünyanın dertleri, diğeri de insanın içinde taşıdığı dünya dertleri. “Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur” sözünün ifade ettiği mana üzerinde iyi düşünülmelidir. İnsanın içinde taşıdığı; hırs derdi, kin derdi, haset derdi, çokluk çocuk derdi, şehvet derdi, şöhret derdi, gösteriş derdi, rahatlık derdi, menfaat derdi uzayıp gider.
Bütün bu dertlerin kimi doğru, kimi yanlış; kimi ihtiyaç ve faydalı, kimi lüzumsuz ve zararlı, kimi hak, kimi batıl, kimi kurtarır, kimi helak eder. İnsana düşen, dermanı olan ve derman olan dertlere sahip olması, helak olan ve insanı helak edecek olan dertlerden uzak durmasıdır. Kutlu Nebi (sav) buyurur: “Allah, dertlerini bir tek dert yapanın (derdi Allah olanın) bütün dertlerini giderir. Dertlerini dağıtanın ise, hangi dertler içinde helak olacağına aldırış etmez.”
Allah gazzeli kardeşlerimize yardım etsin zafer nasip etsin inşaallah çünkü onlar ümmetin onurunu ve haysiyetini korkuyorlar
Allah'ım, zalimin zülmüne uğramaktan, zalimin zülmüne ortak olmaktan sana sığınırım. Zalimler topluluğuna karşı mazlumlara zafer nasip eyle Allahım. Amin. Cumamız mübarek olsun.
Amin hocam Allah raziolsun teşekkürler hayırlı cumalar dilerim inşallah selamlar
Rabbim kaleminize kuvvet versin. Cumamız mübarek olsun.
Bir Allah dostu "Nasılsınız?"" sorusuna her defasında "Şükürden aciz." cevabını vermis. Hikmetini sormuşlar, "Ettiğim şükür, aldığım nefese yetmiyor" demiş. Rabbim şükrümüzü artırsın... Selâm ve dua ile Hayırlı cumalar..
Eyvallah Mustafa Hocam. Amenna. Allah Razı olsun. Cumamız bizlere ve İslam alemine hayırlar getirsin inşallah. Mazlum Müslümanların kurtuluşuna vesile olsun inşallah. Allah'a emanet olun
Çok değerli hocam ne güzel demişsiniz dünya imtihani iman etmekle başlar elhamdülillah Allah’ım cümlemize dert verip de derman aratmasın inşallah selam ve dua ile hayırlı işler hayırlı cumalar diliyorum Allaha emanet olun
Mü’min, Rabbinin hadsiz rahmetinden ve hikmetinden asla şüpheye düşmeyen, Kendisinin kul olduğunu ve Rabbinin de kim olduğunu asla unutmayan insandır.
Kutlu Nebi (sav) buyurur: “Allah, dertlerini bir tek dert yapanın (derdi Allah olanın) bütün dertlerini giderir. Dertlerini dağıtanın ise, hangi dertler içinde helak olacağına aldırış etmez.”
Yunus Emre'nin "Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş " sözü, sözün özü aslında.