ÖĞRETMENLİK PEYGAMBER MESLEĞİDİR!
İnsanı ana doğurur, öğretmen yoğurur. Dünyayı değiştirmek insanı değiştirmekle, insanı değiştirmek ise eğitimle başlar. O nedenle öğretmenlik kendisinden en üst düzeyde görev ve rol üstlenmesi beklenilen ideal ve kutsal bir meslektir.
Öğretmenlik; işi insan olan Peygamber mesleğidir. Görevi; âdem’i adam etmek, emek verdiği ferdi beşerden insana dönüştürmektir. Bir insanı eğitip yetiştirmek dünyanın en zor işidir. Peygamberler de insanları eğitmiş, değerlerle donatmış, güzel ahlâkı öğretmiştir. Peygamberimiz cahiliye dönemi insanından, Asr-ı saadet gibi tüm insanlığa örnek bir nesil oluşturmuştur. O’nun bütün gayreti insanların, iyi insan, güzel insan, faydalı insan olması adına insanı imar etmek olmuştur. Zira yeryüzü ancak insanla imar edilir. İnsanı imar etmezseniz dünyada fitne ve fesadın önü alınamaz, tabiatın düzenİ ve dengesi bozulur.
Nurettin Topçu’nun, “Türkiye’nin Maarif Davası” adlı kitabında; “Muallimin mesuliyetleri çoktur ve cemiyet hayatının her sahasına uzanmaktadır. Bir memlekette ticaret ve alışveriş tarzı bozuksa bundan muallim mesuldür. Siyaset, milli tarihin çizdiği yoldan ayrılmış, milletinin tarihi karakterini kaybetmişse, bundan mesul olan yine muallimdir. Gençlik avâre ve davasız, aileler de otoritesiz ise bundan da muallim mesul olacaktır. Memurlar rüşvetçi, mesul makamlar iltimasçı iseler muallimin utanması icab eder…” sözleri, üzerinde çok düşünülmeye değer derin anlamlar ifade eder.
Tertemiz beyinlerin, gözbebeği yavruların kendisine emanet edildiği öğretmen elbette mesuliyetine müdrik olmalıdır. Pırıl pırıl taze beyinler yıllar süren eğitim sonrası ateist, deist, kominist, satanist, terörist oluyorsa elbette öğretmen bu noktadaki sorumluluğunu sorgulamalıdır.
Bu kadar sorumluluğu yüksek olan öğretmen, idealist, insana hizmeti gaye ve dava edinmiş, irade sahibi, fedakâr bir insan olmalı; önüne çıkabilecek tüm engelleri sabır ve tahammülle aşabilecek azim ve gayreti göstermelidir. Öğretmen, çileye talip olan insandır. Şikayet ve bıkkınlık başladığı anda öğretmenlik dava olmaktan çıkar, sıradan bir meslek olarak algılanmaya başlar. Halbuki hiçbir öğretmen sabah evinden çıkarken “ben işe gidiyorum” demez, “ben okula gidiyorum” der
Öğretmenlik sevgi işidir, öğretmenin sevgi dolu bir yüreği, Kin ve nefret duygularından uzak, merhametli bir kişiliği vardır. Öğretmenin ilk işi kendisini öğrenciye sevdirmek olmalıdır. Öğrencinin zihnine girmek isteyen öğretmen önce onun gönlüne girmelidir. Bir öğretmeni unutulmaz yapan şey, öğrencisinin yüreğine dokunmasıdır. Bunu başardığı takdirde işi büyük oranda kolaylaşır. Öğrenci ile arasındaki sevgi bağını korumak ve sürdürmek, öğrenciye bakarken sevgisini ona hissettirebilmek verdiği bilgiden daha önemlidir. Sevgi aktarımı başarılamazsa sıkıntılar kaçınılmaz olur. Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın; “Bir öğretmen öğrenciye sevgi ile yaklaşırsa, çocuğun beyninde öğrenme ile ilgili bir mutluluk kimyasalı salgılanır ve öğrenme daha kalıcı hale gelir” tespitleri çok değerlidir.
Eğitim öğrencilere saygı ve sevgi ile başlar. Severseniz sevilirsiniz. Sevginin öğrenciler üzerinde tesir edici, etkileyici bir gücü vardır. Sevgi, her kapının kilidini açan bir anahtardır. Öğretmen, topluma ve öğrenciye konuşmasıyla, davranışlarıyla, oturup kalkmasıyla, kılık kıyafetiyle örnek bir insan olmalıdır. Öğretmenlik sadece okulla sınırlı kalan bir meslek değildir. Bir öğretmen okul dışında, hayatın her alanında da aynı bilinç ve duyguyla hareket etmelidir. Eğitim alanında yapılan araştırmalar, öğrencilerin, öğretmenlerinin kişilik ve karakterini, mesleki özelliklerinden daha fazla önemsediklerini tespit etmiştir. Öğrenciyi gereksiz yere azarlayan, aşağılayan, arkadaşlarının önünde küçük düşüren öğretmen iyi bir öğretmen değildir. Zaten onlar da öğrencileri tarafından hayırla anılmazlar. Bu sebeple öğretmen sadece bilgi aktaran değil, terbiye eden, ahlakı ve davranışlarıyla örnek alınan bir insan olmalıdır. Hedef, sadece başarılı olmak ve başarılı öğrenciler yetiştirmek değil, değerli olmak ve değerli öğrenciler yetiştirmektir.
Öğretmenin üzerinde duracağı hususların en önemlilerinden biri de talebelerine özgüven aşılamaktır. Özgüvenden yoksun insanların toplumun değerlerini sahiplenmesi, geleceğe taşıması ve bir medeniyet inşa etmesi mümkün değildir.
Öğretmen yeniliğe açık olmalı, okumalı, araştırmalı, bilgi aktarmaktan zevk almalı ve mesleğini sevmelidir. Sözleri ve davranışlarıyla tutarlı ve istikrarlı olmalı, kendine olan güveni asla sarsmamalıdır. En iyi öğretmen ömür boyu öğrenci kalabilendir. Öğretmenin bilgisi ne kadar çok olursa olsun öğrenciyle iletişimini iyi kuramazsa ona bir şey veremez.
Öğretmenliğin en zevkli ve mutluluk veren yönü yıllarca emek verdiği öğrencilerini bir gün öğretmen, doktor, mühendis, hâkim, insanlığa faydalı iyi bir insan olarak görmesi, milletine hizmet ettiğine şahit olması ve karşılaştığında saygıyla “öğretmenim” dediğini duymasıdır.
Değerli kardeşim öğretmenlerle ilgili bu günkü makaleniz çok önemli bir konu. İnsanlar önünde örnek önder konumunda takip edilen insanlar. Kaleme aldığınız sorumlulukları taşıyan öğretmenlerimiz mutlaka çoğunluktadır. Fakat buna rağmen gençlerimiz rüzgar önündeki kuru yapraklar gibi.hayat tarzları düşünce ve fikirleri hep bizden olmayanları gösteriyor.evinden çıkıp ilk defa tertemiz okula lise üniversiteye giden bir çocuk ve ya delikanlı sanki ruhundan kopmuş olarak dönüyor. Tabi herkezi aynı kefeye koymak ta insafsızlık olur.elbette bu konuda milli eğitimimizinde eksikleri vardır. Makaleniz eğitim camiasına ışık olur işaallah.
Selâmünaleyküm Mustafa Hocam, Cumanızı tebrik ediyorum.Yazılarınızdan istifade ediyorum, sağolun varolun. Bugünkü yazınızda ki " Öğretmen,, kelimesinin yerlerine, "Muallim,, kelimesini koyarak tekrar okudum.Açılan mânâlar kat kat ziyâdeleşti, lezzeti arttı.Zaten bu "öğretmen, kelimesine hiç ısınamadım ben.Bir zihniyetin dayatması gibi geldi bana hep."Muallim,, kelimesi bizim mesleğimizin tam ismidir.Mustafa Hocam, sakın sizi tenkit ediyorum gibi anlamayın.Samimiyetinize güvenerek, sizinle hissiyatımı paylaşmak ve sizinle cuma sohbeti etmek istedim. Tekrardan Selâmünaleyküm Mustafa Hocam...
Allahü teâlâ, yureği güzel insanları yolumuzdan, Sabri ve şükrü dilimizden, sağlığı ve sıhhati bedeninizden, hayırlı olan ne her ne varsa bizden ve sevdiklerimizden eksik etmesin.HAYIRLI CUMALAR
Eyvallah Mustafa Hocam Allah Razı olsun inşallah Cumamız bizlere Hayırlar getirsin
Cuma'nın hayrı ve bereketi üzerinize olsun. Selam ve dua ile.
Hocam Cumanız mübarek olsun Hayırlı, Sağlıklı ve bereketli günleriniz olsun inşallah
Allah razı olsun Hocam
ALLAH RAZI OLSUN HAYIRLI CUMALAR HOCAM
Hocam cumanız mübarek olsun. Elinize ve kaleminize sağlık.
Nurettin Topçu’nun, “Türkiye’nin Maarif Davası” adlı kitabında; “Muallimin mesuliyetleri çoktur ve cemiyet hayatının her sahasına uzanmaktadır. Bir memlekette ticaret ve alışveriş tarzı bozuksa bundan muallim mesuldür. Siyaset, milli tarihin çizdiği yoldan ayrılmış, milletinin tarihi karakterini kaybetmişse, bundan mesul olan yine muallimdir. Gençlik avâre ve davasız, aileler de otoritesiz ise bundan da muallim mesul olacaktır. Memurlar rüşvetçi, mesul makamlar iltimasçı iseler muallimin utanması icab eder…” sözleri, üzerinde çok düşünülmeye değer derin anlamlar ifade eder.
Amin bilmukabele allah razı olsun hayırlı cumalar allah'a emanet olun
Cumanın hayrı ve bereketi üzerimize olsun öğretmenim
Kesinlikle hocam
Hayirli cumalar hocam ellerinden operim.
yazınızdaki; Hedef, sadece başarılı olmak ve başarılı öğrenciler yetiştirmek değil, değerli olmak ve değerli öğrenciler yetiştirmektir. ifadeleri çok anlamlı. keşke tüm öğretmenler bu gayrette olsa.
Allah razı olsun değerli hocam. öğretmenliği anlattığınız gibi yaptınız. size minnettarız.
Kaleminize sağlık.Çok güzel tarif etmişsiniz.Öğrenciniz olarak bizim yüreğimize dokunan öğretmenlerimizden biriside sizsiniz.Selam ve dua ile.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın; “Bir öğretmen öğrenciye sevgi ile yaklaşırsa, çocuğun beyninde öğrenme ile ilgili bir mutluluk kimyasalı salgılanır ve öğrenme daha kalıcı hale gelir” tespitleri çok değerlidir.
Öğretmenin ilk işi kendisini öğrenciye sevdirmek olmalıdır. Öğrencinin zihnine girmek isteyen öğretmen önce onun gönlüne girmelidir.
Çok anlamlı ve mükemmel bir yazı. kaleminize sağlık hocam.