Bir liderin kişiliğini analiz etmek, onun örnek gösterileceği nesiller açısından büyük önem arz eder. Bunun için liderin özgeçmişi, çocukluk dönemi, yetiştirilme biçimi, anne-baba modelleri, yakın çevresi ve arkadaşlarının onun hakkındaki kanaatlerine, geleceğe nasıl baktığına, sahip olduğu vizyonuna, eylem, söylem ve uygulamaları arasındaki paralelliğe dikkat edilmelidir.
Zekâ ile birlikte hiperaktifi fazla olan sevimli tipler iyi yetiştirilirlerse çok iyi insan ve büyük lider olurlar. Yetiştirilmelerine dikkat edilmez, ideal ve hedefleri doğru verilmez, özel çaba sarf edilmezse serseri mayın belirsizliğinde kaybolup giderler. Aşırı sevgi ile büyür ve başıboş ortamda yetişirlerse disiplinsiz, ben-merkezci, özgüvenleri yüksek, hükmetmeyi seven, baskın birer karakter olurlar.
Fatih, hiperaktif, ele avuca sığmayan sıra dışı bir çocuktur. Çocukluğunda kontrol altına alınmasının zorluğu görüldüğünden, özel olarak, gür sesli, otoriter görünümlü Molla Gürâni hoca olarak özellikle seçilmiştir. O’nun eğitimci ve terbiye edici kişiliği Fatih'i çok etkilemiştir. Fatih’in eğitiminde annenin çocuğa sevgi, şefkat ve ruh vermesi, yüksek idealler aşılaması, babanın güven verici bir rol oynaması yetişmesinde önemli rol oynamıştır. Osmanlı’da, şehzadelerin idealist yetiştirilmesi konusunda azami hassasiyet gösterilmiştir.
Peygamberimizin; “İstanbul mutlaka feth olunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutan” müjdesine nail olmak bütün Halife ve padişahların olduğu gibi Sultan II. Murat Han’ın da en büyük arzusudur. Gündüz hayallerini, gece rüyalarını süsleyen bu arzunun peşinde koşarken Ankara’da bulunan Hacı Bayram’ı Veli’yi saraya davet eder. Hacı Bayram Hazretleri yanında talebesi Akşemseddin ile birlikte sarayda ağırlanırken Sultan Murat Han gönlündeki fetih arzusunu Hacı Bayram’a açar ve yaptığı hazırlıklardan bahseder. O esnada Şehzade Mehmet daha kundakta bir bebektir. Hacı Bayram Hazretleri Sultanın bu arzusuna bir süre murakabeden sonra; “Padişahım, Fetih şu kundaktaki bebek ile, (yanındaki Akşemsettin’i göstererek) şu köseye nasip olacak görünür” deyince Sultan II. Murat Han derhal Fetih için Şehzadeyi hazırlamanın planlarını yapmaya başlar. Hatta Şehzade Mehmet 12 yaşına geldiğinde Fetih için sabırsızlanan Sultan II. Murat tahtı oğlu Şehzade Mehmet’e bırakarak perde gerisinde kalmayı tercih etmiştir. Osmanlı tahtına bir çocuğun getirildiğini fırsat bilen Macar’ların anlaşmayı bozarak Osmanlı üzerine sefer tertip edeceğini öğrenen Şehzade Mehmet babasını tahta davet eder. Tahta dönmekten imtina eden babasına yazdığı ferman dillere destan olmuştur. “Padişah iseniz geliniz, ordularınıza kumanda ediniz; yok, padişah biz isek, emrimize itaat edip ordularımızın başına geçiniz!”
Molla Gürâni Fatih’in yetişmesinde çok büyük bir hassasiyet göstermiştir. Fatih padişah olduktan sonra hocası ile yemek yerken Molla Gürâni “devlet parasına haram karışıyor” diye sürekli söylenirmiş. Bir seferinde aynı tabaktan yemek yerlerken Fatih; “Devlet parasına haram karışıyor diyor fakat sen de benim tabağımdan yiyorsun” deyince Molla Gürâni; “benim taraf helal, senin taraf haram” diye cevap vermiş. Bir seferinde de tabağı çevirip kendi yediği tarafı onun önüne getirince Fatih’in; “haram taraf sana geçti” demesi üzerine Molla Gürâni; “sen önündeki haramları bitirdin, helalleri bana çevirdin” diye cevaplandırmıştır. Bu şekildeki nükteler ve dikkat çekmelerle Padişah’ın haram helal hassasiyeti üst düzeyde oluşturulmuş ve sürekli gündemde tutulmuştur. Genellikle Fatih'in manevî lideri Akşemseddin diye bilinse de Akşemseddin tasavvuf ehli olduğu için fetihten sonra Göynük'e uzlete çekilmiş, Molla Gürâni Fatih'in vicdanını temsil etmiş onun hata yapmasını engelleyen bir rol üstlenmiştir.
Akşemseddin de Molla Gürâni de Fatih'in hayatında derin izler bırakmış ender şahsiyetlerdir. Sultan II. Murad âlimlere ve onlarla sohbet etmeye çok meraklıdır. Şam'dan, Kahire'den âlimleri Bursa'ya getirmiştir. Babası Fatih’e, ilme ve ulemaya karşı çok büyük bir sevgi aşılamıştır. Sadece naklî ilimler değil, aklî ilimler de öğretilmiştir. Matematik, astronomi, fizik, edebiyat, felsefe Fatih’in üst düzeyde hakim olduğu ilimlerdi. Molla Gürâni mantığa ve Aristo felsefesine hâkim bir alimdir. Bunları Fatih'e öğretmiş, aldığı bu ilimler Şehzade Mehmet’te Fatih olma yolunda bir vizyonun oluşmasını sağlamıştır.
Fatih, yüksek idealler ile donatılmış bir liderdir. İdealleri egosunu tatmin için değil, vizyonundaki dinî motivasyonu gerçekleştirme hedefine dönüktür. O vizyon Hz. Peygamber'in (sav) müjdesine ulaşmaktır. Bu motivasyon Fatih’in zihnine hem Molla Gürâni, hem Akşemseddin tarafından; "Hz. Peygamber'in müjdesine sen layıksın" diye sürekli işlenmiştir. Rüyalarına girecek derecede bunun etkisinde kaldığı ve bu hedefe layık olma konusundaki gayret ve ideali her hareketine yansımıştır. Fatih'i Fatih yapan işte bu idealizmidir. Aslında bu yaramaz ve hiperaktif çocuğu büyütmek çok kolay olmamıştır. Böyle bir durumda babanın, şımarıklığa dönüştürmeden disipline edecek bir eğitim verebilmedeki büyük başarısı, ideal ve vizyon donanımında ise anne-baba uyumunun mükemmelliği çok önemli etken olmuştur. Bu mükemmellik Fatih’in çağ açıp çağ kapayan ve Peygamber müjdesine ulaşmasını sağlayan sebeplerin başında gelmektedir.
Allah razı olsun hocam.
Helal ve haram hassasiyetini hayatın merkezine yerleştirmek ne güzel bir haslettir. Vesselam.
Tüm otoritelerin oy birliği ile çağının en büyük padişahı olduğu teyit edilmiş, muhteşem bir lider her yönüyle..Bir lider der nasıl yetiştirilir, sorusunun en güzel cevabı.. Günümüze de örnek olması gerekir..
Teşekkür ediyorum hocam hayırlı cumalar Yazınız yıne bırbırınden güzel aydınlatıcı faydalı bır yazı olmuş bu yüzünden bende sıze bınlerce Allah razı olsun dıyorum
Eyvallah Mustafa Hocam. Allah Razı olsun inşallah. Cumamız bizlere ve İslam alemine hayırlar getirsin inşallah
“Padişah iseniz geliniz, ordularınıza kumanda ediniz; yok, padişah biz isek, emrimize itaat edip ordularımızın başına geçiniz!” HARİKA
Fatih, yüksek idealler ile donatılmış bir liderdir. İdealleri egosunu tatmin için değil, vizyonundaki dinî motivasyonu gerçekleştirme hedefine dönüktür. O vizyon Hz. Peygamber'in (sav) müjdesine ulaşmaktır.
Teşekkürler hocam Allah raziolsun cumaniz mübarek olsun inşaallah
Sizi tebrik ediyorum Sayın hocam. Yazılarınız herkese ışık tutucu.
Eğitim sistemimiz üstün zekalı çocukları özel yetiştirip onlardan liderler çıkarmaya değil, diğerlerinin içinde onları harcamaya göre ayarlanmış.
Mükemmel bir yazı. Gençler için hem onlara hem yetiştiren Anna babalara hem de eğitim sistemine çok güzel mesajlar ver.