İşlerine önem vermeyip onları gelişigüzel yapıvermek ya da sonraya bırakmak, savsaklamak, zamanı kötü kullanmak, işini vaktinde ve gereği gibi yapmamak anlamlarına gelen “ihmal” hem bireysel hem de toplumsal bir hastalık olarak günümüz insanının en büyük dertlerinin başında geliyor.
İhmalkarlık bir hastalıktır. Hatta bugün Ümmeti Muhammed’in maruz kaldığı en müzmin bir hastalık olarak bütün bedeni sarmış durumdadır. İşin garibi bu hastalık, hastalar tarafından hastalık olarak görülmüyor. O nedenle tedaviye ihtiyaç duyulmuyor. Bu durumun da ayrı bir hastalık olarak tedavi edilmesi gerekiyor. Hatta günümüz insanı ihmalkârlığın ihmal kısmını kenara koymuş kâr kısmını kârlılık sayma gafletine düşmüştür. İnsan ihmal ettiği her şeyden mahrum olmaya mahkumdur.
Müslümanlar olarak kulluk sınavımızı zora sokan en ciddi eksiklerimizden biri ihmalkârlığımızdır. Öyle ihmallerimiz var ki sonucu kasıtlı işlenen bazı hatalardan daha ağır olabiliyor. Elbette kimi günahlar, yanlışlar, hatalar, suçlar bilerek, isteyerek işlenmiyor. Birçoğu ihmalimizin sonucu. Hak edene hakkını vermemek, adaleti gözetmemek, geciktirmek, görevi savsaklamak, sorumluluğu sürüncemede bırakmak, haksızlığa duyarsız kalmak, zalime ses çıkarmamak, zulmü görmezden gelmek vb. olanlara onay ve prim vermek anlamına geliyor. Geciken adalet adalet değildir. Başarısız olabiliriz, sonuç alamayabiliriz fakat kötülüğe müdahalemiz yoksa, çığlığa sessiz kalıyorsak zalimi cesaretlendiriyoruz, zulme destek oluyoruz demektir ki bu durum bizi vebal altına sokuyor. Zira o zaman Peygamberimizin “haksızlık karşısında susanı dilsiz şeytandır” ikazı ile muhatap oluyoruz.
Bugün düşmandan daha çok ihmallerimiz bizi vuruyor. Sürdürülemeyen sorumluluklarımız, yarım bıraktığımız görevlerimiz, insiyatif almaktan uzak iradesizliklerimiz, özen göstermeden uluorta yapıverdiklerimiz yarınlarımızı tehlikeye sokuyor. Hayat ihmale gelmiyor. Bayramda sevincin en şiddet kazandığı anda bile ölümü hatırda tutma hassasiyeti ihmal edilmesin diye mezarlıkların ziyaret edilmesini tavsiye ediyor Peygamberimiz.
Bugün başımıza gelen musibet, felaket ve belalar kim bilir geçmişteki hangi ihmallerimiz sonucudur. İhmal eden, savsaklayan, aldırmayan, geçiştiren ve bunu alışkanlık haline getiren, yaşam tarzı edinen bir ümmet iflah olmaz, toparlanamaz ve kendine gelemez. Yüz yıllık bir ihmalin sonucu olsa gerek bu ümmetin sefaleti ve esareti bitmiyor. Zamanında yapmayıp zamana yaydığımız yükümlülüklerimizin sanki zamanaşımına uğradığını zannediyoruz. Halbuki dosyamızı kabartıyor, suçumuzu artırıyor lakin biz bunun farkında olmuyoruz. İpe un seren, havanda su döven, topu taca atan, her şeye farklı bahaneler bulanların kutsal dava derdinden bahsetmesi inandırıcı olmuyor, güven vermiyor.
Cihad derdi olmayan hayatların hayrı yoktur. Aksiyonsuz ve aşksız hareketlerde bereket olmaz. Duyarlılıklar kaybolunca duruşlar değişiyor. Duruma göre vaziyet alma, ahvali idare eder olma, acil işleri zamana bırakma, önümüzde daha uzun zaman var, tövbe ile telafi ederiz düşüncesine dalma hastalığı Müslümanı mahvediyor. Eskiden olduğu gibi mahallemiz, sokağımız hedef kitlemiz diye bir derdimiz kalmadı. Bir insanın hidayetine vesile olmayı dünyalara bedel saydığımız, tüm engellemelere rağmen yüreklere dokunmak için çırpındığımız günlerimizi unuttuk. Bugün, dünkü pek çok engeller kalktı ama biz yerimizden kalkamıyoruz, rahatımızdan taviz veremiyoruz. Bunca imkâna rağmen bu ihmalimizi Rabbimize nasıl izah edebileceğiz? İmtihanda bocalıyoruz. İhtimam (özen gösterme) gidince ihmal başlıyor ve ihmal imtihanı zorlaştırıyor.
Kur’an’ı mehcur (terk edilmiş) bıraktık. Mabetleri metruk (artık kullanılmayan) bıraktık. Yoksulları mahrum bıraktık. Yeryüzünü mücrimlere bıraktık. Halbuki yeryüzünün efendisi biz idik. Cenab-ı Hak Yeryüzünün Halifeliği misyonunu bize yüklemiştir lakin biz o misyonu ihmalimizle ihlal ettik ve bu tavrımızla Rabbimize de isyan ettik.
İhmal ettiklerimizin başında Adalet geliyor. Adalet ihmal edilince her şeyin ayarı bozuluyor. Peşinden Ahlakı ihmal ettik. Ahireti ihmal ettik. Kim bilir belki Allah’ı ihmal ettik. Evet, Allah’a iman ediyoruz, ama yine de ihmal ediyoruz ve onun içindir ki iflah olmuyoruz. Namazdaki üşengeçliğimiz bunun en bariz göstergesi.
Topyekûn kulluğumuz ve onun tamamlayanı olan kardeşliğimiz ihmalimizin kurbanı. Yoksullarımız, yetimlerimiz, yalnızlarımız, yaşlılarımız, unuttuklarımız, uzaklaştıklarımız hepsi bizi bekliyor. Kudüs, Gazze, Kafkasya, Kırım, Keşmir tarihi bir ihmalin kurbanları. Bu ve daha nice coğrafyalarımızdaki mazlum ve mağdur insanlar bizim uyanmamızı, ihmal hastalığından kurtulmamızı bekliyor.
Unutulmamalıdır ki, Kitabı ve kıbleyi ihmal edenlerin ülküsü de ülkesi de kalmıyor. Bu arada kalbimizi ve ruhumuzu da ihmal ettik. Yani kendimizi ihmal ettik, birbirimizi ihmal ettik. Vicdanı, mizanı, imanın gereklerini ihmal ettik. Ahdimizi, akdimizi ihmal ettik. Tüm bu ihmaller edep, haya, terbiye, nezaket, erdem hassasiyetimizi tüketti. Zira ihmal edilen hiçbir şey fazla yaşamıyor, ölüyor.
Rabbimizin istediği gibi inanmayı, inandığımız gibi yaşamayı daha fazla ihmal etmeye tahammülün kalmadığı günleri yaşıyoruz. “Namazını ihmal eden, derdine başka sebep aramasın” ifadesi derdimizin reçetesini veriyor aslında. İsmet Özel’in “Bütün insanlar ihmal edilmiş olmanın sıkıntısını içlerinden taşıdıklarından olacak ki, insanlarla münasebetlerinde donuk kalıyorlar.” İfadesi birlik olamamamızın ihmallerimizden kaynaklandığının veciz ifadesidir.
Savaşta, vakti daralan namaz için; savaşa devam edelim, namazı sonraya bırakalım diyen sahabeye Hz. Ali’nin verdiği cevap, üzerinde çok düşünülmesi, stratejimizin temel esası olması anlamında önemli dersler çıkarılması gereken hikmetler ve anlamlar içeriyor. “Uğruna savaştığımız değerleri ihmal ederek kazanılan zaferin hiçbir anlamı yoktur.”
İhmalkarlik, rahatlıktan kaynaklanıyor.Müslumanlar,zenginlestikce duyarsızlaştı
Allah c.c. razı olsun hocam Uğruna savaştığımız değerlerin ihmal edilmesiyle savaş kazanılmıyor Bugünkü durum ortada
Allah razı olsun hocam.
Cumamız mübarek olsun Allah'a emanet olun. Kaleminize kuvvet.
Allah CC razı olsun muhterem hocam, hayırlı huzurlu cumalar dilerim.
Eyvallah Mustafa Hocam. Allah Razı olsun. Cumamız bizlere ve İslam alemine hayırlar getirsin inşallah
Adalatsizliğin en büyüğü, adil olmayıp adil gibi görünmektir. Elinize sağlık Hocam.
Adaletsizliğin en büyüğü, adil olmayıp adil gibi görünmektir. Elinize sağlık Hocam.
İhmal ettiklerimizin başında Adalet geliyor. Adalet ihmal edilince her şeyin ayarı bozuluyor. Bu konu başarılamazsa hiç bir şey başarılı olamaz.
“Namazını ihmal eden, derdine başka sebep aramasın” ifadesi derdimizin reçetesini veriyor aslında. İsmet Özel’in “Bütün insanlar ihmal edilmiş olmanın sıkıntısını içlerinden taşıdıklarından olacak ki, insanlarla münasebetlerinde donuk kalıyorlar.” İfadesi birlik olamamamızın ihmallerimizden kaynaklandığının veciz ifadesidir. Tespitleri çok yerinde olmuş.
Hocam harikasınız. Toplumun tam da farkında olmadığı can damarlarını bulup çok güzel izah ediyorsunuz. Çok teşekkür ederiz.