Ayet ve Hadisler incelendiğinde Müslümanların bir vücudun azaları, bir binanın tuğlaları gibi biri birleri ile irtibatlı, birinin zarara uğraması diğerlerini de rahatsız eden bir bütünlük içinde, gücü ve kuvveti birlikteliklerinden alan topluluk, cemaat, ümmet olarak tarif edildiği, bu sayede Allah’ın yardımına nail oldukları gerçeği anlaşılmış olur.
Bu yardımın ve yardım sayesinde lutfedilen güç-kuvvetin devamlılığının Müslümanların birlikteliklerini korumaları ile mümkün olabildiği, onun da Allah ve Resulünün buyruklarına gereği gibi itaat etmeleri ile devam edebileceği, aksi takdirde kendi aralarında ihtilafa düşecekleri, biri birleri ile çekişip didişecekleri, böylece kardeşlik, birlik ve beraberlik duygularının zayıflayacağı ve topyekün zaafa düşecekleri, korkak, silik bir topluluk haline gelecekleri, etkinlik ve ağırlıklarının kalmayacağı haber verilir.
“Allah ve Rasûlü’nün buyruklarına kesinlikle uyun! Birbirinizle çekişip-didişmeyin; sonra zaafa düşüp korkaklaşırsınız ve rüzgarınız gider. Sabredip-direnin, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”(Enfal 46)
Seyyit Kutub, bu âyeti açıklarken, ihtilafların çekişme ve didişmeye dönüşmemesi için, hep birlikte Allah ve Rasûlünün buyruklarına uymanın vazgeçilmez olduğunu vurgular: “İnsanlar ancak birden fazla komuta ve direktif merkezine uymak durumuyla karşı karşıya kaldıkları zaman, görüş ve düşüncelerini yönlendirici olarak Allah’ı ve Resulünü bırakıp da insan arzusuna itaat ettiklerinde, çekişmeye düşerler. İnsanlar, Allah’a ve Peygamberine teslim oldukları zaman -karşılaşılan soruna ilişkin olarak birbirinden farklı bakış açılarına sahip olsalar bile- Allah ve Resulünün hakemliğine rıza gösterdiklerinde mesele hallolmuş, çekişmenin birinci sebebi ortadan kalkmış olur. Çekişmeye neden olan insanların farklı görüşlere sahip olmaları değildir. Gerçek ortaya çıktığı halde insanı, görüşünde ısrara sürükleyen ihtirasları, keyfi arzuları, bencillikleri ve şeytanın rehberlik ettiği egolarıdır. Bu da, insanın kendi “şahsını” terazinin bir kefesine, “gerçeği” de diğer kefesine koyması ve daha baştan “şahsını” tercih etme zaafiyetinden kaynaklanır.”
Müslümanların, görüş ve düşüncelerini yönlendirenlerin beşeri zaaflarının kurbanı olan tezlerini “gerçeğin ta kendisi” gibi algılayıp bunları Kur’ân ve Sünnet’in önüne geçirmelerinin, ayet ve hadisleri liderlerinin tezlerini izah ve ispat için malzeme yapma gafletlerinin sonucudur ki, bugün anlaşmazlık ve ayrılıklar kavgaya, çatışma ve kan dökmeye dönüşmüş durumdadır. Bu durum Müslümanıları ayette ifade edilen“feşel”e düşürmüştür. “feşel” ‘zayıf, tembel, çekingen ve korkak olursunuz, salaklaşır, yılgınlaşırsınız, havanız söner, ağırlığınız kaybolur, devletiniz elinizden gider” anlamlarına gelir.
“Rüzgârınız gider” demek, “size olan ilahi yardım kesilir” kendi başınıza kalırsınız demektir. İşte meselenin püf noktası burasıdır! Allah’ın yardımını hak ediyor olma keyfiyetinden mahrum olmak zillete düşmenin temel sebebidir.
ÜMMET, yıllara sari Allah’ın yardımına vesile olan kardeşlik ve birliktelik ruhunu tahrip eden yapı ve organizelere karşı uyanık olup Allah ve Resûlünün buyruklarına uyarak liyakat kimliğini koruma ferasetini göstermek yerine, başsızlığın getirdiği başıboşlukla “farklı direktif merkezlerinin” buyruklarına uyma gaflet ve zaafına düşmüştür. Bunun sonucu Allahın lûtuf ve yardımını celb edemez hale gelmek ve neticesi mahrumiyetler kaçınılmaz olmuştur.
Toparlanma ve Yardıma mazhariyet adına küçük gayretlerin büyük semereler verdiği süreci hızlandırmayı Rabbim lutfu ile murad etmektedir. Bir adım yönelime onlarca adım karşılık sürecinin hızlandığı gelişen olaylara bakıldığında memnuniyetle müşahede edilebilir. Allah’ın c.c bu muradı bizim zillet sebeplerimizi ortadan kaldırma keyfiyetimizle ve bu uğurdaki karar ve gayretimizle karşılık bulduğu oranda hiç tereddüt edilmemelidir ki, Zafer er geç mutlaka inananların olacaktır ve inşallah zafer yakındır.
Rabbim bu istikamette bizlere basiret, yöneliş ve lutfu ile muvaffakiyet ihsan etsin.
Amin.Teşekkürler hocam.
Kaleminize sağlık hocam.
Amin hocam. Allah razı olsun
Yazılarınız uyarıcı ve bilgilendirici. Sizi tebrik ve takip ediyorum. Allah kaleminize ve gönlünüze kuvvet versin.
Teşekkürler Hocam. Güzel yazılarınızı takip ediyoruz
Son günlerde okuduğum en güzel, en anlamlı yazı. Allah razı olsun
Evet hocam. Yazdıklarınıza aynen katılıyorum
Amin üstadım her zamanki gibi çok güzel bir yazı.
veysel er almanyada Allah.razi olsunRabbim böyle düşünenlerinsayisini Arttirsin İnşaAllah esselaminaleyküm
Amin hocam Allah razı olsun.
İnşaallah üzerimize düşeni yapıyoruzdur.
Amin kıymetli Hocam..Allah bizi nefsimizin esiri olmaktan korusun..
Amiin inşallah
Kaleminize sağlık Hocam
Âmiiinnn. Kaleminize yüreğinize sağlık değerli hocam. Rabbim bizlere birlik ve beraberlik şuuru nasip eylesin.
Amin.Ecmain.Hocam
Amin.Ecmain.Hocam
Amin.Ecmain.Hocam
Müslümanlığın bugünkü durumunun nedenini gözler önüne seren bir yazı olmuş öğretmenim. Yüreğinize sağlık
Mustafa hocam Allah razı olsun. Allah hepimize nefis muhasebesi yapmayı nasib etsin.
Mustafa hocam ah keşke kurban olduğum o âyet ve hadisleri müslüman kardeşlerimiz önce kendilerine sonra da başkalarına okusa. Biz de müslümanların birbirleriyle boğuşmalarından kahrolmasak.
Hocam yazılarınıza ara vermeyin. Çok istifade ediyor, haftayı bekliyoruz. Profesyonel bir köşe yazısı. Yüreğinize sağlı
Müthiş bir yazı. Hastalığın teşhisi ve tedaviniz reçetesi
Allah razı olsun hocam.
Allah razı olsun hocam.
En büyük derdimize en güzel izahı ve reçeteyi ortaya koymuşsunuz değerli Hocam. Kaleminize sağlık
Paraya tapanlarla tarihlerle uğraşanlarla garibin mazlumun ekmeğine göz koyanlara Karabük akbabalarıyla mücadele farzdır Mustafa ağabeyim.Slm ve saygılarımla.
Aynen Hocam. Çok güzel izah etmişsiniz
Zafer her zaman inananların olmuştur.
Emeğine sağlık hocam
Hocam Allah razı olsun. Ne kadar güzel ve anlamlı bir yazı.