Cumhurbaşkanlığı sistemi artık bir propaganda savaşı durumuna geldi. Bilen bilmeyen, okuyan okumayan ayırt etmeden tüm düşünce sistemi “evet” ile “hayır” arasına sıkıştırıldı. CHP ve HDP’nin “hayır” demesi siyaseten anlamlı bulunabilir, çünkü bölünmek veya alternatifleri olsun istemiyorlar. Blok olarak hareket etmek ve farklı görüşlere sahip insanları zorunlu aynı çatı altında buluşturmak ve onları alternatifsizleştirmek vazgeçilmez bir siyasi tercih olduğu kadar, siyasi beklentileri açısından da makul.
Biraz daha açalım. Mevcut, sistemde kim ne derse desin, herkesin oyu ipotek altında. Çeşitli endişe ve korkular, beklenti ve önyargılar gibi nedenlerle çoğunluk oyunu riske etmek istemiyor. Aynı zamanda, kişiler “şu parti gelmesin de, kim gelirse gelsin” nevinden oy kullanıyor. Hal böyle olunca, “alternatifsizlik” yerleşmiş bir olgu olarak karşımıza çıkmakta ve “serbest oy” kavramını yok etmektedir.
Türkiye’de siyaset konuşanlar, sadece Ak Parti’nin alternatifsizliği üzerinde durmaktadırlar. Fakat bu eksik bir bakış açısıdır. Bugün mevcut sistemde CHP, MHP ve HDP’nin de alternatifleri yoktur. Bunun sebeplerinin başında “barajı geçemez” ve “hükümet kurulamaz” telaşı vardır. O nedenle verilen oyların bir kaosa yol açabileceği korkusu, insanları barajı geçme sorunu yaşamayan dört partiye yönlendirmektedir.
Cüzdan ile vicdan arasına sıkıştırılmış bu “demokratik” sistemde, yeni bir partinin var olabilmesi ya da alternatifsizliğin ortadan kalkabilmesi için, hükümet sorununun ortadan kalkması gerekmektedir. Bu çerçevede insanların verdikleri oyların kaosa yol açma kabusundan kurtulmaları, en önemli demokratik adım olacaktır.
Mesela, yeni sistemde insanların biri yasama diğeri yürütmeye dair iki oy hakkı bulunacak ve dilerse iki farklı tercih yapabilecektir. Kendini sadece ve sadece tek bir partiye oy verme ipoteğinden kurtaracak ve dört parti dışındaki diğer partilere yönelme olanağı ve olasılığı artacaktır. Örneğin Cumhurbaşkanı olarak oy verdiği kişinin partisine oy vermek yerine, Mecliste olması gerektiği partiye tercih kullanabilecektir.
Meclisteki aritmetiği daha az önemli hale getiren bu sistem, en çok küçük partilerin işine yarayacaktır. Bu bağlamda, MHP’nin alternatifi Büyük Birlik Partisi (Ak Parti ve kısmi CHP), AK Parti’nin Saadet Partisi, MHP ve Büyük Birlik ve biraz HDP. HDP ve CHP’nin alternatifi peki hangi partiler? Belki birbirleri ya da Ak Parti ve MHP, ancak bu kitlesel bir hareketlilik yaratmayacak seviyededir. En azından şimdilik. Bakıldığında, HDP ve CHP farklı söylemlere sahip partilerin bir koalisyonu olarak gözüküyor. Bu nedenle “hayır” CHP ve HDP’nin liderliğine gölge düşürmezken, “evet” temsil ettikleri bloğun dağılmasına neden olabilir.
Aslında Ak Parti ve MHP kendi bindiği dalı kesiyor. Alternatifsizliklerini yeni sistemle daha riskli hale getiriyorlar. Kendi içlerinden kopacak yeni partilere de zemini uygun hale getiriyorlar. Derinlemesine bakıldığında alternatiflik yelpazesi en geniş bu iki partidir ve bu iki parti demokrasinin ve ekonominin sorunlu alanı Yürütme erkini Meclis’ten bağımsızlaştırarak Türkiye’de oylar üzerine koyulmuş ipoteği kaldırmaya çalışıyorlar. Bunu yaparlarken de, sadece kendi ipoteklerinden değil tüm ipoteklerden oyları kurtarmaya çalışıyorlar. “Tek Adam” tartışmalarını bu bağlamda düşünmek gerekir!
Sn. Hocam; Tebrik ederim, her iki taraf için de önemli analiz yada muhakemeye imkan verecek bir yazı olmuş. Bu amaçla ANALİZ VEYA MUHAKEME SORULARI İLETMEK İSTİYORUM: 1- "Ak Parti ve MHP Bindiği Dalı Kesiyor" başlığı her iki tarafın dikkatini çekme ve soru işareti oluşturma anlamında güzel seçilmiş. 2- "CHP ve HDP’nin “hayır” demesi siyaseten anlamlı bulunabilir, çünkü bölünmek veya alternatifleri olsun istemiyorlar. Blok olarak hareket etmek ve farklı görüşlere sahip insanları zorunlu aynı çatı altında buluşturmak ve onları alternatifsizleştirmek vazgeçilmez bir siyasi tercih olduğu kadar, siyasi beklentileri açısından da makul." Bu onların SAPTIRMA VE KARALAMA yapmalarının yada yerli ve milli olmadıklarının, başka merkezlerin kontolünde olduğunu teyit eder. Peki ya diğer YERLİYİM, MİLLİ GÖRÜŞTEYİM diyenler neden aynı tarafta yer alıyor.
Ne batıya uşak ne de doğuya yama yeniden büyük Türkiye için EVET
O zaman Ak Parti ve MHP seçim sonrasında çok çalışmak zorunda yoksa oy kaybetme ihtimalleri çok yüksek. Siyasi rekabet iyice kızışacak diyorsunuz bir bakıma. Aslında güzel bir tespit olmuş.
Almanya niye rahatsız? Hayırcıları neden destekliyor? Alman istihbaratı iyi çalıştığına göre Almanya açısından Türkiye için kötü haberler geliyor. Türkiye Almanyanın çıkarlarına aykırı davranıyor sonucu buradan çıkıyor.
Ben yorum gönderdim neden yayınlanmadı?
Ramazan bey, onaylamadığımız mesaj bulunmamaktadır.Bize ulaşmış bir mesajiniz da görünmüyor.Mesaj atarken bir hata olmuş olabilir.saygilarimizla
Farklı bakış açısı, güzel izah kaleminize sağlık hocam
AKP ve MHP bindiği dalı da, çıktıkları duvarı da yıkıyorlar hocama katılıyorum. Çünkü milletin ferasetine, gönlüne ve aklına güveniyorlar. biliyorlar ki, ne bindikleri dal ne de çıktıkları duvar üzerlerine yıkılacak. Her kimin üzerine yıkılacaksa hepsi Hayır diyor. Yazının özeti budur. Valla Bravo...
Bu yazı ulusal tartışma başlatabilir. Bence de başlatsın. Hocam aynı görüşü paylaşmasak da size saygım sonsuz, farklı bir bakış açınız var. Sizi transfer etmek lazım
Gerçek demokratlar ile maskeli demokratlar çok güzel anlatılmış. Evet böylesine güzel henüz anlatılmadı.
Benim anladığım, CHP ve HDP sürüyü dağıtmamak için Hayır diyor. Hiç böyle düşünmemiştim.
Hayır diyenler neye hayır dediklerini bilmiyor. Çok sesliliğe hayır, barış ve istikrara hayır, yeniliğe hayır... Hocam güzel yakalamışsınız helal olsun.
Farklı bir bakış açısı olmuş. Diktatör ve Tek Adam diyenlere cevap olsun. Asıl kimin tek adamlık için uğraştığını gözler önüne sermişsiniz.
Sayın hocam bu yazı Saadet Partisine kapak olsun
Ak Partiye oy vermeyen ya MHP YA sadet ya bbp ye oy verir.
Iyide yazı saadet e yarıyacak bir yazı olmuş