Eski yazarımız Doç.Dr.İsmail Şahin'in Diriliş Postası gazetesinde yayımlanan 02/03/2018 tarihli yazısı: Uzun süredir kamuoyunu meşgul etmeyen Türk-Yunan ilişkileri, neden yeniden gündemi meşgul etmeye başlıyor sorusuna çok sayıda cevap bulmak mümkündür. Öncelikle, içinde bulunduğumuz günlerde yaşanan gelişmelere bir göz atalım. Türkiye ile Yunanistan'ın kara sınırını oluşturan Meriç nehrindeki Karaağaç bölgesinde devriye gezen biri asteğmen diğeri çavuş iki Yunan askeri; sınır ihlali, casusluk şüphesi ve Türkiye'de ikamet izni olmaması gerekçesiyle tutuklandı. Türk yetkililerin şüphelerine karşılık, Yunanlı yetkililer, “iki askerin devriye gezdikleri ormanlık bölgedeki yoğun sis ve kar nedeniyle yanlışlıkla Türk topraklarına geçtiklerini" iddia etmektedirler. İki Yunan askerinin serbest bırakılarak Yunanistan'a iade edilmesi için taraflar arasında yürütülen etkin diplomasiye rağmen, sorgulanan iki askerin tutuklanmalarına Atina çok sert tepki göstermiş, 5 Mart tarihinde yapılan protesto gösterilerinde Türk bayrağı öfkeli bir grup tarafından yakılmıştır. Türkiye'nin söz konusu askerleri, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Yunanistan'a sığınan askerlerle takas etmek isteyeceği şeklindeki iddiaların, uluslararası basında ilk andan itibaren yer aldığını görmekteyiz. Bu iddiaları Ankara reddederken, Atina ise böyle bir pazarlığa asla yanaşmayacağını belirtmiştir. Atina’nın, bir taraftan askerlerinin serbest bırakılması için Brüksel'den, Ankara'ya baskı yapılmasını talep ettiğini, diğer yandan da Türkiye'yi, uluslararası hukuk kurallarını ve teamüllerini ihlal eden ve bu tavrını her tarafta gösteren asabi bir güç olarak tanımladığını görmekteyiz. Asker krizinin çözümüne ilişkin beklentilerin devam ettiği bir sırada, iki ülke arasında sert esen rüzgârın şiddeti, Yunanistan Cumhurbaşkanı Pavlopoulos’un 6 Mart günü basına yansıyan açıklamalarıyla iyice yükselmiştir. Cumhurbaşkanı Pavlopoulos, “tarihsel olarak bize düşmesi gereken topraklara sahip olmayabiliriz…”, “Tarih bizi mecbur ettiği takdirde atalarımızın yaptığını yaparız…” sözleriyle Türkiye’ye anlamsız bir gözdağı vermeye çalışmıştır. Yükselen tansiyona Yunanlı siyasilerin kışkırtıcı bir söylemle yanaşmaları, Yunanistan meclisindeki dış ilişkiler ve savunma komitesi toplantısına da yansımıştır. Aşırı Milliyetçi Altın Şafak Partisi milletvekili Ellias Kassidiaris'in, SYRIZA'nın Rodop milletvekili Mustafa Mustafa'ya yönelik, "Türk milletvekilini aramızda bulunduramayız. Türk casusu dışarı." şeklinde ifadeler kullanması, Yunanistan’da yaşayan Türklere yönelik tehlike çanlarının ön habercisi olabilir. Bu nedenle Yunanlı siyasilerin, Yunanistan topraklarında yaşayan Türk ve Müslüman nüfusu tedirgin edecek söylem ve ifadelerden özellikle kaçınması sağlıklı bir yaklaşım olacaktır. Yunanistan’ın, içinde bulunduğu ekonomik çıkmaz nedeniyle yükselen aşırı milliyetçi söylem ve eylemlerin, Makedonya ve Türkiye üzerinden topluma nakşedilmeye çalışılması, belki yükselen milliyetçilik çağına siyaseten uygun bir strateji olabilir ama bunun uzun vadeli sonuçlarının Yunanistan’a pahalıya mal olacağı aşikârdır. Dolayısıyla Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olmak her daim Yunanistan’ın menfaatine olacaktır. Diğer taraftan, Türkiye kamuoyu, Yunan kamuoyunun kışkırtmalarına gelip benzer tepkileri taklide soyunmamalıdır. Açıkçası, kurulmak istenen tuzağa düşmemelidir. Uluslararası medyaya, özellikle insan hakları ve uluslararası hukuk açısından malzeme verebilecek söylem ve tavırlardan ihtiyatla kaçınmalı, sükûnet içerisinde siyasilere daha geniş bir alan bırakmalıdır. Türk hükümeti ise, Yunanistan ile tırmandırılmaya çalışılan krizin, Doğu Akdeniz enerji güvenliği ve Afrin meselesinden kaynaklanma ihtimalini düşünerek hareket etmelidir. Buna ilave olarak, Türk kamuoyunu dış tahriklere karşı koruyucu bir siyaset takip etmelidir. Zira Türkiye’yi, bölgesel barışı tehdit eden bir pozisyona düşürmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmemek, bu süreçte önemli bir kazanım olacaktır. Nitekim Nisan ayının yaklaşması ile bu defa Ermeni kartının da devreye sokulması muhtemeldir.
http://www.dirilispostasi.com/makale/yunanistan-uzerinden-turkiyeyi-vurmak-5aa17a8b76381c593904db4a