Bismillâhirrahmânirrahîm. Allah’a hamd, Rasûlullah’a salât ederek Saygıdeğer Okurlarımı Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketiyle selâmlıyorum. Cumanız mübarek olsun…
Zaman zaman aziz halkımızdan kısmen haklı oldukları bazı serzenişler duyuyorum; “-Sn. Hocam! Biz falanca hocayı şöyle âlim bilirdik, böyle mücahid bilirdik. Ama şöyle yaptı. Böyle âlim olur mu?” Esasen bunun hiçbir temeli yoktur. Zira 1) Allah’tan başka hiçbir kimse lâ yüs’el (sorgudan muaf) değildir. 2) Allah’tan başka hiçbir kimse hatadan uzak değildir. Peygamberler dahi zelle işlemiştir. 3) Allah İslâm’ı var kılmak ve varlığını sürdürmek için hiçbir kuluna muhtaç değildir. 4) İslâm’da ruhbanlık yoktur. Hiç kimseye İslâm’ı temsil hakkı verilmemiştir. (Bu, İslâm’ın izzetini taşıma sorumluluğuyla karıştırılmamalıdır.) Allah İslâm’ın bir beşer aracılığıyla temsilini değil, beşerin İslâm’ı yaşamasını emreder. Bir temsil söz konusuysa bu; Müslümanın Müslümana karşı temsili değil, her bir Müslümanın Müslüman olmayana karşı yaşantısıyla örnekliği anlamında mümkündür. 5) Allah bu dine isim koymayı Rasûlullah (sav)’e bile bırakmayıp bizzat kendi koymuş ve “Muhammedîlik” denmesine izin vermeyip, dinine “İslâm” mensuplarına da “Müslüman” adını vermiştir. “-O size daha önce de bu Kur’an’da da ‘Müslümanlar’ diye isim verdi ki peygamber size şahitlik etsin, siz de insanlara şahitlik edesiniz…” (22/Hacc-78)
Şöyle açıklayalım; İslâm Hz. Musa (as)’dan sonra “Mûsevîlik”, Hz. İsa (as)’dan sonra ise “İsevîlik” adıyla tahrif edildi. Rasûlullah (sav)’den sonra ise “Muhammedîlik” denilemedi. Çünkü İslâm İslâm’dır. Rasûlullah (sav )’in adına bile izafe edilmeyen bu din hiçbir beşerin, mezhebin, grubun, fırkanın adına izafe edilemez! Rasûlullah (sav) dahi olsa İslâm, asla bir beşere izafe edilemez. Öyleyse hiç kimsenin bu din ve mensuplarının ismi üzerinde operasyon yapma haddi ve hakkı yoktur. İslam ve Müslüman isimlerinin başına veya sonuna cı, ci, cu, cü gibi yapım-çekim ekleri getirmek ya da sıfatlandırmak bir tahrif hareketidir. Dinimiz İslâm, adımız da Müslümandır. Bu kadar açık!
Ne var ki; Şeytan da boş durmuyor, adımlarını bilinçli atıyor. ‘Bir kısım’ insana birilerini, başka ‘bir kısım’ insanlar aracılığıyla; “İşte gerçek âlimler, işte İslâm’ın yılmaz bekçileri...” diye ön plana çıkarttırıyor. Günün birinde bunlar insan olmaları hasebiyle hata işliyor veya gerçek yüzleri ortaya çıkıyor. Temiz kalpli Müslümanlar da hayal kırıklığı yaşıyor. Bu hayal kırıklığı bazen dinden uzaklaşma, hatta din düşmanlığına varan sonuçlara neden olabiliyor. Zaten Şeytan’ın asıl amacı da bu değil mi? Oysa Allah (cc) “-Sakın çok aldatıcı (Şeytan), Allah hakkında sizi aldatmasın!” (35/Fâtır-5) buyurmuştu. Hz. Ömer (r)’in adeta ayeti tefsir eden şu sözünü de burada hatırlatalım; “-Kişinin namazı ve orucu sizi yanıltmasın.” Hele Rasûlullah (sav)’in şu uyarısına bakınız; “-Benden sonra ümmetim için en korktuğum şey; etkileyici konuşmayı bilen münâfık âlimlerdir.” (Beyhakî, Şuabü’l-İmân, 1/161)
Biz bu ilkeler çerçevesinde hareket edip de âlim, aydın, akademisyen, şeyh, derviş dediğimiz insanlara “Onlar da insandır, hata edebilir, Şeytan’a uyabilir!” diye bakabilsek zaten sorun çıkmayacak... “Dünyadaki bütün âlimler dinden dönse, hatta din düşmanı olsa, bütün Müslümanlar zalim veya sapık olsa; ben yine Müslüman kalır, dinimi yaşamaya çalışırım!” diyebilsek ne hayal kurarız, ne de olmayan hayallerimiz kırılacak! Rasûlullah (sav)’in vefat ettiği gün kendilerine ‘Sahâbî’ denilen 40.000 insanın dinden döndüğü hatırlanırsa, hayal kırıklığı diye bir şey zaten olmazdı…
Son bir husus da şudur; “-Bunlara âlim falan denilmez!” demek de bir başka hatadır. Çünkü unvanı kötüye kullanmak başka, unvan sökmek başkadır. Şuarâ (Şairler) Sûresi’nde Allah; “-Şairlere gelince onlara da yoldan sapmışlar uyarlar. Şairlerin her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmez misin?” (26/Şuara 224-226) buyuruyor. Yani bazı şairlerin, şiir yetenekleriyle bazı insanları saptırdığını söylüyor. Ama “Bunlar şair falan olamaz, bunlar şair değil!” demiyor. “Şairdir, ama saptırıcı cinsindendir.” diyor. Rasûlullah (sav) de hitabet sanatını iyi bilen, fakat münâfık oldukları için bu yetenekleriyle Müslümanları birbirine düşürebileceklerine (ki korktuğu da budur) dikkat çekiyor. Lakin “Hayır! Bunlar âlim falan değil!” demiyor.
Müslüman olarak toplumda infial uyandıran bu türden insanlar ve skandallarıyla karşılaştığımızda duruşumuz şu olmalı; eğer âlimler kasten değil, yanılgı içinde hata ederlerse, hatalı görüşlerini reddeder, kendilerine doğruları hatırlatırız, ancak kendilerini reddetmeyiz. Yok, eğer iyice münafık oldukları ortaya çıkarsa “Âlim değil bunlar!” diyerek, bunlara bakıp dinden soğumak yerine, kendi ilmimizi artırarak bunlara gereken ilmî cevapları ilmî yöntemlerle verir, yolumuza devam ederiz...
Ancak esas duruş şudur; kimseyi putlaştırmamak! Kendi icad ettiğimiz putları kırmazsak, putlar bizi kırar! İsmet Özel’in çok manidar şu sözüyle bitirelim; “Biz şirkten arındırıldığımız için Müslümanız, sadece Allah’a inandığımız için değil!”
İletişim: www.irfanbayin.com.tr
Değerli hocam ağzınıza ve yüreğinize sağlık istifade ettik elhamdülillah çok anlamlı ve aynı zamanda tamda günümüzün kanayan bir yarasını dile getirip hastalıklarına işaret buyurmuşsunuz bir nevi hislerimize tercüman olmuşsunuz Allah razı olsun sevgi,saygı ve kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum Allah'a emanet ol kıymetli hocam
Estağfirullah Kıymetli Hocam. Allah razı olsun, zaman ayırıp okumuş, düşüncelerinizi paylaşmış sını, çok teşekkür ediyorum. İsmet ÖZEL'in dediği gibi "Zor zamanda konuşmak" gayretindeyiz. İnşaallah faydam dokunuyorsa ne mutlu bu fakire. Sağolun varolun. Rabbim size de sıhhat ve afiyet ihsan eylesin inşallah. Görevinizde başarılar diliyorum.
Yüreğinize sağlık İrfan hocan. güncel ve anlamlı bir yazı olmuş.
Estağfirullah Kıymetli Hocam Allah razı olsun, Zat-ı Alinizin yorumları fakir için istikamet tayin etmesi hasebiyle çok değerlidir. Çok teşekkür ediyorum Rabbim size de sıhhat ve afiyet ihsan eylesin inşallah
Rabbim, cümlemize hayıriı ilim ve hayıriı ameller işleyebilmeyi nasip etsin.
Amin inşaallah Saygıdeğer Müdürüm. Allah razı olsun