İslâm'ın iman esaslarından biri olan ahiret inancı, dünya hayatından sonra başlayıp devam edecek olan ikinci hayattır. Ahiret inancı, insanın öldükten sonra tekrar dirileceğine ve dünya hayatında işlediklerinden hesaba çekileceğine inanmaktır.
Ahireti inkâr edenler küfürlerini tescil etmiş olurlar ancak; Ahirete iman edip de ahiret gerçeğini ciddiye almayan, ahiret yokmuş gibi yaşayan, ahirete imanı basite alan, siyasetinde, ticaretinde, sanatında, kültüründe, sanalında, sosyal hayatında, yaşamasında, yasamasında, yürütmesinde, yargısında ahiret inancına yer olmayan Müslümanın bu iddiasındaki samimiyeti su götürür.
Asrın Müslümanları olarak inanç dünyamızda imanımızın temel esaslarından biri olan ahiret inancını yaşadığımız reel hayata taşıyamamak gibi büyük bir derdimiz var. Yaşantımızdaki hareketlerimiz, yaptıklarımız ve tercihlerimiz ahirete gerçekten iman eden bir Mümin’in davranışına benzemekten uzak görünüyor. Hayatımızdaki ahireti çağrıştıran şeyleri sanki hayatımızdan çıkarmak istiyor gibiyiz. Dünya malı, dünya menfaati ahiretimizi ve maneviyatımızı ezip geçiyor.
Unutmamak gerekir ki, hayatın dışına itilen ahiret çile ve ızdırabın davetçisidir. O zaman adalet, ahlâk, merhamet anlam ve amacından uzaklaşır. Yozlaşmanın, çürümenin, kokuşmanın, kirlenmenin önüne geçmek zorlaşır. Ahireti ıskalayan devletin, medeniyetin, toplumun, şehrin, ailenin ayarı olmaz. Ahiret yoksa alçalmanın ve azgınlaşmanın önü alınamaz.
Ahiretin gündemde olmadığı yerde arzular tüm gündemi işgal eder. Ahiret bağlantılı olmayan servet, kariyer, koltuk, konfor kazanç değil kahırdır. Ahiret ötelenince kişi hesabı unutur ve hesapsız hareketler ile şımardıkça şımarır. En büyük aldanış ahireti ıskalayan hayatlar, hesabı hesap etmeden yapılan yatırımlar, düşüncesiz davranışlar, ilkesiz ve samimiyetsiz bağlantılar ve birlikteliklerdir.
Son zamanlarda bazı Müslümanların düşünce, kültür, eğitim ve sanat dünyalarında ‘Cennet ve Cehennem’ temalarının gündem dışı kaldığı görülüyor. Sanki ahiret dünyaya feda ediliyor. Dünya için ahiret satılıyor izlenimi veren manzaralar oluşuyor. Aslında ahiret bize dünyada lazım. Zira ahiret, ahirette değil dünyada kazanılıyor. Ahirete iman, ahirete varmadan ahirete hazırlanmayı gerektiriyor. Ahiret inancımız ne kadar diriyse biz de o kadar diri, ne kadar çürükse biz de o kadar çürüğüz demektir.
Noksan iman iman olmaz, o iman ahirette de işe yaramaz. Ahiret konusundaki rahatlığımız keşke ona hazırlıklı olmamızdan kaynaklansa. Sanki cennetle müjdelenmişiz, cenneti garanti etmişiz gibi çok rahat yaşıyoruz. Yahudilerin düştüğü yanılgıya düşüyor gibiyiz. Onlar “Sayılı birkaç gün dışında ateş bize dokunmaz!” (Bakara 80) diyerek aldanmış ve kendilerini öylece avutmuşlardı.
Hiç düşünüyor muyuz acaba ruhlar neden daralır? Yürekler neden katılaşır? Vicdanları besleyen, ruhları ayağa kaldıran, yürekleri diri tutan ahiret ufkudur. Hesap gününü hesaba kattığımızda hayatın rengi değişir. Unutmamak gerekir ki; sondan da öte bir son vardır. Her hesabın üstünde bir hesap görücü olarak Allah vardır. Ahireti mezarda değil, yürüdüğümüz yolda, yaptığımız işte, kurduğumuz cümlede, katıldığımız aktivitede, performansımızda, aksiyonumuzda, niyet ve amellerimizde aramalıyız.
Çocuklara hep “Büyüyünce ne olacaksın?” diye sorarız. Bu soruyu bir de; “Ölünce ne olacaksın!” şeklinde soruversek işin rengi değişecek. O zaman insanlar yaptığı her şeyin sonunu düşünerek yapma ihtiyacı hissedecek. Anın değerini bilmek bir ahiret eğitimidir. Ahiret inancının bizi arındırma özelliği vardır. Ancak gel gör ki, “Doğrusu siz ahireti uzak görüyorsunuz.” (Kıyame, 21) aldanışından kurtulamıyoruz.
Ahiretsiz Yaşanan Dünya İnsanlığın Felâketidir. Bundan kurtulmak ancak cahiliyeyi ortadan kaldıran esasları diriltmekle mümkündür. Dünya hayatının dengesi; ahiret hayatını, mizanı, hesabı hatırdan çıkarmamakla kurulur. Dalaletlerin, yoldan çıkışların önü, cehennemin üstüne kurulan Sırat’ı hatırlayarak Sırat-ı Müstakim’e istikametlenmekle alınabilir. Adına kıyamet denilen Büyük Haber’i, yeniden hayatımıza sokarsak kurtuluşu hak ederiz. Muhasebeyi, ölmeden önce ölmeyi, hesaba çekilmeden kendimizi hesaba çekmeyi öğrenmek ve başarmak zorundayız.
Ahiret inancı, insan hayatına bir hedef ve yön verir. Mükafat ve ceza gününün varlığına iman eden kişi bu dünyada işlediklerinden dolayı Allah’ın huzurunda sorguya çekileceğinin bilincinde olur. Bu bilinç ve inanç kişide hem hukuki hem ahlaki hem de vicdani bir denetim sağlar. İnsan Allah’ın her an denetiminde olduğunun bilincinde, ilâhî kameranın çekiminde olduğunun şuurunda olur. Sabahtan akşama arkamızda bir kamera dolaşsa her şeyimize ne çok dikkat ederiz. Kirâmen Kâtibin Melekleri o kamerayı sürekli çalıştırıyor ve her anımızın çekimleri yapılıyor. Bütün hayatımız kıyamet gününde ekrana gelecek ve tüm yaptıklarımız tek tek bize izletilecek. Allah’ın huzurunda yanlış yaptıklarımızı izlerken halimiz nice olur.
Rabbim hesabını veremeyeceğimiz hesapsızlıklara düşmemek için bizlere hassasiyet ve gayret versin, onu başarabilmemiz için de hepimizin yardımcımız olsun.
Amin... Elinize sağlık hocam. Demek ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)' in buyurduğu "Ağızların tadını kaçıran ölümü, çokça hatırlayın." hadisi şerifindeki tavsiyesini her gün adet edip yerine getirmek lazım. Sanıyorum dervişler rabıta-i mevt adı altında hergün yapıyorlar.
Yüreğinize ve kaleminize sağlık Hocam, Allah razı olsun. Allah bize her daim ahiret bilinci ile yaşamayı nasip etsin ta ki son nefesimize kadar...
Elinize sağlık hocam hayırlı cumalar
Bütün meselemiz "- miş gibi yaşamak" . Bu yaşamak şekli bizi aldatıyor. Olmamışı, olmuş gibi;yanlışı doğru gibi, eksiği tam gibi gösteriyor.
Eyvallah Mustafa Hocam. Amenna. Amiiin inşallah. Allah Razı olsun. Çok önemli konu. Müstefit olduk. Cumamız bizlere ve İslam alemine hayırlar getirsin inşallah. Allah'a emanet olun
AMİN.ALLAH RAZI OLSUN KIYMETLİ HOCAM.HAYIRLI BEREKETLİ CUMALAR.
Gerçekten ahirete iman konusunda sıkıntılı olduğumuz bu yazıyı okuyunca anlaşılmış oldu. Allah razı olsun.
Ahireti mezarda değil, yürüdüğümüz yolda, yaptığımız işte, kurduğumuz cümlede, katıldığımız aktivitede, performansımızda, aksiyonumuzda, niyet ve amellerimizde aramalıyız.
Bütün hayatımız kıyamet gününde ekrana gelecek ve tüm yaptıklarımız tek tek bize izletilecek. Allah’ın huzurunda yanlış yaptıklarımızı izlerken halimiz nice olur.
Harika bir yazınızdan daha istifade etmiş olduk değerli hocam. Çok teşekkür ederiz.
Ahiret, dünyada lazım.