YAHUDİLEŞMEKTEN KORUNABİLİRSEK YAHUDİLERE DUR DİYEBİLİRİZ! (1)

Bugün yeryüzünde tüm insanlığı tehdit eden en ciddi musibet, en sinsi tehlike; Siyonizm’dir. Bilinmelidir ki bu musibet sadece Filistin’e, Ortadoğu’ya, İslam Dünyasına yönelik değil, tüm insanlık türüne ve tarihine yönelik küresel bir tehdittir.

Siyonizm, Yahudi halkının Filistin topraklarında kendi ulusal devletini kurması, kendilerine vaad edildiğine inandıkları topraklara yerleşerek dünyayı hakimiyetleri altına almak için toplumları kolay idare edilebilir ve kullanılabilir hale getirme hedefini taşıyan siyasi bir hareket ve ideolojidir.

Siyonizm, kültürde, bilimde, düşüncede, sosyal, sanatsal, sanal, finansal tüm boyutlarıyla insanoğlunun akla gelebilecek tüm yaşam alanlarına sirayet etmiş çok tehlikeli bir virüstür. Bu tehlike toplumlarda Lobi, entrika, şantaj, kumpas, tuzak, hile, ihanet şeklinde insanlık tarihi boyunca Yahudilerin alameti farikası olarak tezahür etmiştir. Bu durum bir Yahudi cibilliyeti olarak İsrailoğullarına bulaşmış ve Kur’an’da azgın ve lanetli bir kavim olarak anılmalarına sebep olmuştur. Kur’an ayetlerinde 80 küsur özellik ile tahlil edilen bu karakter bozulması onları, dün peygamberlerini katleden, bugün Filistinlilerin kanlarına, masum insanların canlarına kast eden, ideolojilerine ulaşmak için her yolu kendilerine meşru gören, öldürmekten, işgalden, kinden, nefretten, ihanetten başka bir şey düşünmeyen insan dışı varlıklara dönüştürmüştür. Bu küresel kötülüğün örgütlü adresi İsrail’dir.

Müslümanlar olarak bugün yaşananlardan hareketle Kur’an’ın işaretleri doğrultusunda yeni bir değerlendirme yapmaya, yeni bir duruş yeri belirlemeye ve yeni bir duyarlılığa ihtiyacımız var. Kur’an’ın tahlillerindeki Yahudileşme temayüllerini detaylı bir şekilde ele almamız ve onlardan dersler çıkarmamız gerekiyor. Bu bağlamda toplum olarak içimizdeki İsrail’e, İsraillileşen insanlara dönüp bakmamız ve onları daha iyi bilmemiz ve tanımamız gereken zamandayız.

İçimizde olup hem Türk hem de İsrail kimliği taşıyan, bugün Gazze’de masum çocuklara bomba yağdıran, sıranın Türkiye’ye gelmesini bekleyen karakter fakiri hainleri takip etmek, cezalandırmak, katilleri, işgalci ve soykırımcı suç makinalarını ülkeye sokmamak, sınır dışı etmeye bunlardan başlamak devletimizin önemli ve öncelikli görevidir. 

Diğer taraftan Siyonist olmak veya Siyonizm’e hizmet etmek için illa İsrail vatandaşı veya Yahudi olmak da gerekmiyor. İçimizdeki kripto Türk ve Müslüman düşmanlarını, Siyonist sevicileri, İsrail lehine enformasyon savaşını sürdürenleri, algı operasyonlarını aralıksız cansiperane devam ettirenleri, piyonları, hain mihrakları, iş birlikçileri, sureti haktan görünen sivil oluşumları, yıllardır niçin ve nasıl uyutulduğumuzu ve bunu yapanların kimler olduğunu bilmeye bu toplumun çok ihtiyacı var.  Arap düşmanlığı üzerinden, İslami semboller üzerinden İslam’a nefret kusan günümüzün Moiz Kohen mantalitesindeki her alana sirayet etmiş kriptoları ve içinde bu milletin dinine ve tarihine düşmanlık besleyen dönmeleri, tarihimizde toplumun dejenerasyonunda kendilerine göre kutsal görev üstlenmiş sivil toplum şemsiyesi ya da başka adlar altında ihanet ajanlarını bu süreçte bilmek, deşifre etmek, bu milleti uyutma ve aldatmaya devam etmelerine fırsat vermemek ilgili ve bilgili herkesin görevidir.

Yahudiliğe mensup olmadığı halde onlar gibi olma, onlara benzeme, onların yaşam biçimine özenme, ilgi gösterme, siyasette, sosyal hayatta, ekonomide, medyada, kültürde, sanatta, ailede, eğitimde onlara imrenme, onları taklit etme hastalığı insanlara özellikle de halkı Müslüman olan toplumlara işlenmeye çalışılan Yahudileşme temayülüne mutlaka dikkatler çekilmelidir. Yahudileşme eğilimi bir ahlaki dejenerasyondur. Küresel bir proje ve zamanlar üstü bir inanç sorunudur. Yahudileşme temayülü hakikati tahrif, dini tahrip etmenin örtülü gerçekleşme aşamalarıdır. İslam’ın asli mecrasından uzaklaşıp din adına birçok sapkınlık ve azgınlığa toplumun açık hale gelmesidir. Belki daha net bir ifade ile dini dünyevileştirmektir, sekülerleştirmektir. Unutmayalım ki, Yahudileşme temayülü bu ümmetin kıyametidir. Bu sapma İsrail’in kendisinden daha büyük tehlike olarak beyinleri işgal ediyor.

Yahudileşmekten korunabilirsek Yahudilerle başa çıkabiliriz. Kur’an Yahudilerin zillet ve meskenet damgası yemelerine, Allah’ın lanetine uğramalarına sebep olan özelliklerinden çokça bahseder ve dikkatlerimizi bu illetlere çeker. Bunları insanlığa, özellikle de Müslümanlara Yahudileşme eğilimi olarak sunar. Bu özellikler hangi toplumlarda ve kişilerde bulunursa onların da dünya hayatında zillet ve meskenete maruz kalacak ve ilahi lanete uğrayacaklarından bahseder. Bunlar bulaşıcı virüs gibi toplumları saran, ahlakı ve insan fıtratını bozan sinsi mikroplardır. Konuya ışık tutan Ayet’i Kerimelerden birinden başlayarak süreçte diğerlerini de sırasıyla gözden geçirmemiz yerinde olacaktır; “Hani, biz Mûsâ ile kırk gece için sözleşmiştik. Sizler ise onun ardından (kendinize) zulmederek bir buzağıyı tanrı edinmiştiniz…” (2/Bakara, 51) “Buzağıyı ilâh edinenlere mutlaka (ahirette) Rablerinden bir gazap, dünya hayatında ise bir zillet erişecektir. İşte biz iftiracıları böyle cezalandırırız.” (7/A’râf, 152) ifadeleri ile Rabbimiz Dünya hayatına ve dünyevileşmeye dikkatlerimizi çekmiştir. Menfaatine göre dinlerini kolayca gündem dışı bırakanlar, duygu, düşünce, beklenti ve çabalarını hep maddî ve dünyevî hususlara çevirenler Kur’an’daki tarifle dünyevileşmiş, dünyaya geliş gayesini, gideceği gerçeğini yani kendisini unutmuş dolayısı ile Yahudileşmiş olur. Menfaatçilik bir Yahudileşme temayülüdür. Sıkıntılı süreçler için ayetin ifadesi ile; “Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı istikamet üzere sabit kıl (Bize cesaret ver ki tutunalım), kâfir kavme karşı bize yardım et!” (2/Bakara, 250) demesi tavsiye edilen Müslümanlar, sanki âdeta; “Rabbimiz, bize acele ve peşin olanı (dünyayı) ver, biz korkmayı tercih ediyoruz, ayaklarımızı sabit kılma, çünkü biz bâtıla doğru değişip geri adım atmak istiyoruz, kâfirlere karşı çıkmak istemiyoruz, onlara benzeyip onlar gibi olmak istiyoruz, onlarla bizi karşı karşıya getirme!” diye sözle değilse de fiilî olarak dua ettikleri müddetçe İlâhî yardıma mazhar olmak beklenmemelidir.
Müslümanların önemli bir kısmı, imanlarında hakikate eremedikleri, imanın gereklerini bilmedikleri ya da önemsemedikleri, bu nedenle gerçek anlamıyla iman etmedikleri, imanlarına zulüm karıştırdıkları veya en azından imanın tadına varacak bir kaliteye erişemedikleri için, İsrailoğullarının gittiği yoldan giderek dünyevileşme ve yozlaşmanın pençesinde kıvranmaktadır.

Evet; Dünyevileşme bir Yahudileşme eğilimidir. İnsanoğlunun başına gelebilecek en derin sapkınlık dünyevileşmektir. Ahlakın bozulması, adaletin ortada kalkması, menfaatlerin öncelik kazanması, huzurun kalmaması, güven ve emniyetin yok olması hep dünyevileşme=Yahudileşmenin faturalarıdır.