Etrafımızdan sıklıkla işittiğimiz sözdür; "düşenin dostu olmaz." Bu söz, insanların zor zamanlarında ve ihtiyaçları olduğunda yanlarında gerçek bir dost bulamamaları nedeniyle gerçekten doğrudur. Oysaki yaşamda dostluk, vefa ve sadakat gibi kavramlar oldukça büyük önem taşır. Her insan hasta olduğunda, maddi sıkıntı içindeyken ya da manevi bir desteğe ihtiyaç duyduğunda yani işler kötü giderken yanında gerçek ve samimi bir dost bulunmasını ister. Maalesef günümüz toplumunda ilişkiler genellikle çıkarlara dayalı olduğu için, kişinin böyle bir dost ya da dostları bulması imkânsızdır. Dahası yardımcı olmak bir yana, yıllarca dost zannedilen kişilerin gerçek yüzleri bu zorlu dönemlerde ortaya çıkmaktadır.
Kardemir Karabükspor tam da bu günlerde en çok ihtiyaç duyduğu dostluğa, maddi ve manevi desteğe muhtaçken tam tersi yalnızlığa ve hızla uçuruma doğru hızla itilmektedir. Hem de fütursuzca, acımazsızca, maziye saygısızca…
Bundan sonraki yazılarımda Kardemir ibaresini kullanmamaya özen gösterip sadece KARABÜKSPOR adını kullanmaya özen göstereceğim.
Adı süper lig olduğundan beri göğsünde taşıdığı Kardemir adının artık gereksiz olduğunu düşünüyorum. Yıllarca hakemlik yaptığım dönemlerde dâhil olmak üzere (1996-2014) Zonguldak’ın bir ilçesi olarak bilinen ve tanınmayan Karabük, KARABÜKSPOR sayesinde 78 plaka numaralı il olarak herkes tarafından bilinir hale gelmiştir. Dolayısıyla da Kardemir reklamını bu takım sayesinde her yerde yapma fırsatını bulmuştur. Böyle zorlu bir süreçte bu takımı yalnızlığa sürüklemek doğru bir düşünce tarzı değildir.
Kötü sonuçlar neticesinde istifa etme kararı alıp kongreye gidilen süreçte 13 ve 20 Kasım 2017 günlerinde kongre gerçekleşmiyorsa, ticari faaliyetlerini bu güzide ilde büyük bir payla sürdürenler taşın altına elini sokamıyorsa bu durum vefasızlığa güzel ama kötü bir örnektir.
“Yıllardır destek verdik, takımı kaç kez kurtardık, yönetim kulübü borç batağına saplamışsa bundan bize ne?” diyorsanız eğer seçilen yönetimler ve yöneticiler de tamamen sizin onayınızdan geçen kişilerdir, deme hakkını kendimizde buluruz. Hesap sormamışsanız, yeterince denetlememişseniz bunda ne oyuncu grubunun ne de bu soğukta takımına destek olmaya gelen az sayıda taraftarın kabahati vardır. Hiç kimse kusura bakmasın! Bu durumdayken eğer bir BABA YİĞİT çıkıp bir yönetim teşkil edemiyorsa en büyük kusur KARDEMİR ve GÜLEÇ grubuna aittir. Halk böyle bilir böyle söyler. Buradaki dava “senin adayın, benim adayım” davası değildir. Dava Karabük’tür. Gerisi teferruattır.
Karabük halkı artık ayağa kalkmalı ve tribünlerde açılan pankarttaki gibi “Karabük’e sahip çıkacak BABA YİĞİT aranıyor” diye haykırmalı ve artık gerçek Karabük sevdalısı bir yönetim süratle oluşturulmalıdır. Taraftarlarda her maça olduğundan daha çok destek olmalı, son düdüğe kadar destek devam etmelidir. Vefa ve dostluk, samimiyet duygusu elbette koşulsuz destek bollukta değil darlıkta ortaya çıkar.
Karabük olmasın boynu bükük… Dumanlı kentin puslu çocukları, yeniden söylesin şampiyonluk şarkıları…