Futbolda hakem olmak, sadece futbol oyun kurallarını okuyup-ezberleyip “ben bu işi biliyorum” havalarına bürünmek değildir. Hakem olmak, oyunun kuralları ile beraber diğer enstrümanlara hâkim olmayı, saha dışına da vakıf olmayı gerektirir. Hakem olmak komple bir özelliktir. Oyun kuralları, talimatları, fizik kondisyonu, saha içi yorumları, saha dışı tavır ve davranışları, yemesi-içmesi, oturup-kalkmasıyla bir bütündür.
Karabük İl Hakem Kurulu ilk kez 1996 yılında teşkil edilerek Mayıs 1996 da hakem kursu açılarak Karabük Bölgesi Hakemleri kadrosunun temelleri atıldı. İlk başkan Yenice ilçesinden İsmail Çaylı hem hakemlik yaparak hem de kurul başkanlığı yaparak, hakemliğin ne demek olduğu ve ne demek olmadığını sürekli anlatarak yeni yetişen filiz yani aday hakem olan bizlere anlatmaya çalıştı. İl dışından gelen eğitimcilerle hakemlik terbiyesi denilen olgu yerleştirildi. Maddiyat her zaman ikinci plandaydı. Önder Sermet, Ogün Derebaşı, Mustafa Tatlıdil, Kerim Deveci, Coşkun Güven, Ekrem Değirmenci, Vedat Karaca, İsmail Hakan Uysal, İbrahim Çorbacı, Enes Vahit Çavuş ve Ali Karaoğlu bu dönemin klasman kadrolarını oluşturdu ve Türkiye’nin hemen hemen her yerinde Karabük Bölgesi’nin adını yıllarca başarıyla temsil ettiler. Daha sonra bu kadroyla uzun zaman dernek başkanı ve İl Hakem Kurulu Başkanı olarak liderlik yapan İbrahim Harmanbaşı, Coşun Güven ve Ekrem Değirmenci dönemlerinde birçok konuda ciddi sıçramalar elde edildi. Her gelen yönetim üzerine bir şeyler koyabilmenin uğraşı içinde oldu.
Şimdilerde durum nedir sizce?
Yine Karabük ilinin bir İl Hakem Kurulu ve üyeleri, yine yeni seçilen bir Hakemler Derneği Başkan ve üyeleri var. Uzun yıllar sonra 1996 dan bu yana ikinci kez bir dernek başkanlığı seçimi 2 adayla yapıldı. Bir taraftan il hakem kurulunun alenen desteklediği aday Oğuzhan Öztaş diğer taraftan da sadece kendi çaba ve arkadaş grubuyla yönetime talip olan bölgesel hakem Taner Tuncer… Her ne kadar İl Hakem Kurulu tarafsız gibi davranıyorum imajı vermeye çalışsa da işin rengi hiç de öyle değildi… Hele hele bu sıralar…
Dernek başkanı seçilen Taner Tuncer’e oy verenler ile il hakem kurulu tarafından desteklenen adaya oy verenler iki gruba ayrılmış, il hakem kurulu başkan ve üyeleri kendi destekledikleri adaya oy vermeyenler üzerine mobbing uygulamaya başlamışlar. Mobbing demek iş yerindeki duygusal taciz, psikolojik şiddet, dışlama, aşağılama, rahatsız etme, çalışma motivasyonunu ve özgüvenini kırma ve mutsuz etme gibi pek çok davranışı kapsar. Özellikle il hakem kurulu üyelerinden hakemlik geçmişi olmayan, hakemliğin terini, kokusunu, duygusunu hissetmeyen bir tanesinin bu uygulamayı her fırsatta yaptığı iddia ediliyor. Sayın üye hiç kimse senin emir erin, hizmetçin, uşağın ve egonu tatmin edeceğin şahıslar değil. Hakemlere maç sonu fotoğraf paylaşmalarını söylemen, şahsi sosyal medya hesabında gönül verdiğin 4 büyüklerden bir tanesinin amblemini profil resmi yapman yönetim anlayışınla hangi düzeyde bağdaşmaktadır?
En küçük olumsuzlukta hakemini MHK üyesine şikayet etmelerine ne demeli? Bir kurul başkanı, küçük bir problemi kendi içinde çözemez mi? İletişim kurmak bu kadar da mı zor?
Bu müessese bu tür yöneticiler gibilerinden birçoğunu eskitip fosil yakıta dönüştürdü. Sadece işinizi en iyi şekilde yapın. Yapamıyorsanız da yapabileceklere bırakın. Unutma ki imkânsızlıktan dolayı oradasınız. Yoksa bu davranışlarınızla kapıdan içeri girme şansınız yok… Eğer iddia doğruysa Karabük hakemliğinin vay haline… Buna kulak tıkayan ya da görmezden gelen il hakem kurulu başkanının da vay haline… Merkez Hakem Kurulu bölge sorumlusu Metin Tokat’ın bilgisi var da bir şeyler yapamıyorsa onun da vay haline…
Mevcut dernek başkanına oy verip de vermeyenleri dışlayanların da il hakem kurulunun yanında yer alıp 2 maç fazla gideriz diyen zihniyetiyle küçülenlerin de vay ki vay haline… Bu şekilde diliniz bir karış dışarda gezerseniz tünelin dışına çıkarsınız ancak sadece Eskipazar’ı görürsünüz… Küçük menfaatler peşinde koşmayın genç hakem kardeşlerim. Bu gemide eğer uzun süre yolculuk yapmak istiyorsanız, unutmayın ki kaptanlar sürekli değişebilir ancak tayfalar kolay kolay değişmezler. Buna göre hareket edin. Para her zaman her yerde kazanılır ancak onur, itibar, insanlık… Bunların maddiyatla işleri olmaz.