“Şeytan” kelimesi Arapçada, kibirlenmek, uzaklaşmak, isyan etmek anlamlarına gelir. Genel olarak, Allah’a isyan edip emirlerine başkaldıranlar için kullanılan bir sıfat olan “şeytan” kibrinden dolayı Allah’ın huzurunda kovulan, İnsanları Allah’dan uzaklaştıracağı iddiasında bulunan, kendisine kıyamete kadar mühlet verilen, bu iddiasını gerçekleştirebilmek için çeşitli tuzaklar, kapanlar, hileler kurarak insanları saptırmak için onlara musallat, nâmı diğer iblis olan mel-un’un adıdır. En büyük özelliği insanların zayıf yanlarını, neyi isteyip neyi istemediklerini çok iyi bilmesi, ifsat etmek için nereden yol bulacağını kurnazca tespit edip fırsatları çok güzel ve yerinde değerlendirmesidir.
Şeytanın insanları aldatırken kullandığı en büyük tuzaklarından biri “ebedîlik” vaadidir. İnsanlara, dünya hayatını ve buradaki nimetleri hiç sona ermeyecek gibi gösterir. Sahip olduklarının kalıcı olduğu zannını kapılmalarını sağlar. Halbuki burada ne insan, ne de nimetler kalıcı değildir. İnsana ölmeyecekmiş hissi verip ben olmazsam olmaz avuntusuna düşmelerini temin eder. “Ben olmazsam tüm işler yatar zannedenlerin hepsinin de mezarlıkta yattıklarını ve ölümü” unutturur. Şeytanın tuzağı aslında zayıftır fakat mücadelesinde ısrarcı ve muhatabını çok iyi tanıdığı için tuzaklarına takılan çok olur. Müminlerin şeytanın bu hilesi karşısında uyanık ve dikkatli olmaları gerekir. Allah Resulü buyurur; "Ey Allah'ın kulları! Siz bu dünyadan göçenlerden farklı değilsiniz. Onlar sizden daha uzun ömürlü, daha kuvvetli, daha mamur beldelere ve daha ölmez eserlere sahip idiler. Birkaç nesil sonra sesleri kesildi ve tamamen duyulmaz oldu. Cesetleri çürüdü, yurtları bomboş kaldı ve eserleri yok oldu. Onlar muhteşem saraylarını, konforlarını ve atlastan dokunmuş yataklarını yastıklarını üzeri taşlarla örtülü, toprak yığılı viranelere yapılmış mezarlara değiştiler. Yerleri dar, sakinleri gariptir. Onlar orada yalnızların, kendi başının derdine düşenlerin ve birbirleriyle samimi olmayanların arasındadırlar. Sizin de ölüler diyarına varmanız ve orada yaptıklarınıza karşılık rehin olarak kalmanız yakındır. Sizi de kabir kucaklayacak... Ahiret için çalışmadan ahireti uman, uzun emellerin peşinde koşup tevbeyi geciktiren, dünyayı sevmeyen kişilerin diliyle dünyadan bahsettiği halde dünyayı sevenler gibi çalışan, kendisine verilince doymayan, verilmeyince sızlanan kimselerden olmayın." (Tirmizi)
Allah (cc) Kuran'da şöyle buyurur: "Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?" (En'am Suresi 32)
Dünyadan yüz çevirmek, dünya ile ilgiyi kesmek şeklinde yanlış algılanmamalıdır Resulullah Efendimiz (sav), "Dünyadan yüz çevirmek, ne helal şeyleri haram etmektir, ne de malı zayi etmektir. Dünyaya rağbet göstermemek, elinde olan nimete, Allah'ın elinde olan nimetlerden daha fazla güvenmemek ve başa bir musibet geldiğinde o musibete gösterilen rağbet, o musibetin gelmemiş olmasına gösterilen rağbetten fazla olmasıdır." (İbn-i Mace) Yani, nimete sahipken nimetin kadri bilinmeli ve şükredilmeli, nimet kaybedilince değerini anlama gafletine düşülmemelidir.
Müslüman’ın hayatı denge hayatıdır. Ne dünya ne de ahiret terk edilmemelidir. Sadece birine rağbet ederek diğerini yokmuş gibi yaşamak yanlıştır. Bu husus her Müslüman tarafından bilinir ancak genellikle kendisini dünyaya kaptırıp ahireti unutanların pişmanlık zamanını beklemesi çok büyük bir gaflettir. Allah Resulü’nün; "Elinizden geldikçe kendinizi dünya işlerine fazla kaptırmayın. İbadet için kendinize vakit ayırın. Zira kimin amacı sırf dünya olursa, Allah işlerini dağıtır. Fakirliği devamlı aklına getirir, ona yardımı keser ve onu dünyaya bırakır. Kimin de rağbeti ahiret ise, Allah işlerini toparlar, huzurunu artırır. Beklemediği yerlerden rızık kapıları açar. Zenginliği kalbine yerleştirir. Hakkında hayırlı olan her şeyi hızla ona yaklaştırır." (İbni Mace, Taberani, Beyhaki) hadisleri hayata doğru yansıtılmalıdır.
Şeytanın serüveni, İblisin İlahî huzurdan kovulmasıyla başlar ve muhakkak Cehennemde son bulacaktır. Apaçık düşman olduğunu bildiği halde insan neden sadece Şeytan’a “lanet olsun” demekle yetinir de şeytanın zorlama gücü olmamasına rağmen onun arkasından iştahla gider? Oysa “Kul şeytana lanet ettiğinde şeytan ona güler ve “Sen lanet edilmişe lanet ediyorsun. Hâlbuki ona olan desteği kesecek olan, ancak ondan Allah’a sığınmandır” der.” Kıyamet günü günahkarlar Allah’ın huzurunda yaptığı yanlışların suçunu “o yaptırdı” diye Şeytan’a yüklemeye çalışırlar. Suçlanması karşısında Şeytan kendini savunurken kul ile âdeta dalga geçer. Der ki; Ya Rabbi; onlar beni biliyorlar, bana küfrediyorlar, benden sana sığınıyorlar, peşimden giden yolun nereye çıkacağını bile bile davet ettiğimde koşa koşa ardımdan geliyorlardı. Yaptıklarının suçlusu ben değilim deyince kul çaresiz kalır. Rabbimiz buyuruyor ki: “Gerçek şu ki, iman edenler ve Rablerine tevekkül edenler üzerinde onun hiç bir zorlayıcı gücü yoktur.” (Nahl, 99)
Bu sonsuzluk yolculuğunda şeytanın kapanlarına yakalanmamak için bize düşen, Kur’an ve Sünnet merkezli bir hayat yaşayıp Rabbimize tevekkül etmektir. İşte o zaman insanları aldatıp Cehenneme sürüklemek şeytan için sadece bir hayal ve kuruntudan ibaret kalacaktır. Onun bu hayaline kavuşmasına fırsat vermemek mü’minler için bir feraset ve basiret işi, sonu rezalet olacak bir akıbetten korunma ve kurtulma meselesidir. Bu basireti Rabbim bütün Müslümanlara nasip etsin.
Amin ve ecmâin sayın hocam rabbim cümlemizi sırati mustakîmden ayırmasın allahım bütün kullarını sırati müstakîyme daim eylesin inşallah.
Okuyarak ancak bu kadar doyulur. Mükemmel yazı olmuş yine. Olağanüstü. Allah razı olsun Hocam.
Sıkıntı bizde...Biz günaha giden yolları kapatabilsek Şeytan ne yapabilir?
Cumanın hayrı ve bereketi üzerine olsun öğretmenim
Amin.Rabbim yar ve yardımcımız olsun.Kalemine kuvvet versin.
Sağ hocam Allah razı olsun Hayırlı cumalar ellerinden öperim
Hayırlı, bereketli cumalar dilerim Hocam. Teşekkür ederim
Mükemmel bir ders olmuş hocam. Şeytan diyoruz, küfrediyoruz, ardından gidiyoruz. ne gaflet.
Hocam ağzına kalemine sağlık çok güzel yazmışsınız herkesin okuyup etkilenenlerden olması ümidi ile Hayırlı Bereketli Cumalar
Hayırlı Cumalar hocam Allah razı olsun
S. Aleyküm Hayırlı sabahlar Hocam yazılarınız oldukça isabetli ve çok güzel tebrik ve teşekkür ediyorum. Keşke bende yazıyı ve kalemi böyle ustaca kullanabilsem ama siz zaten bunları yazıyorsunuz Yazılarınıza şunu ilave etmek isterdim İnsan nefsiyle ve şeytanla kıyamete kadar mücadele etmelidir ancak içinde yaşadığımız şeytani düzen hededefe konulmayıp bunun ıslahı için yapılması gerekenler anlatılmadıkça bütünü tamamlayamayız Cumanız mubarek olsun S. Aleyküm
Cumanız mübarek olsun. Gününüz maddi ve manevi anlamda aydınlık, gönlünüz hoş olsun. Sizi kedere, üzüntüye sevk edecek ne kadar olumsuzluklar varsa sizden her daim uzak olsun. Allah sonumuzu hayretsin. Kurtuluşa erenlerden eylesin. Melekler daima duacınız olsun. Yüreğiniz ferah, ilhamınız bol olsun. Sevgili peygamberimiz, şefaatçimiz olsun. Cumamız mübarek olsun.
Allah razı olsun üstadım. Şeytanın hilelerini görüp aldanmamak duasıyla....
İnsanlar şeytanlaşmış. Hayırlı cumalar hocam
Amin bilmukabele allah razı olsun hayırlı cumalar allah'a emanet olun
Allah razı olsun hocam
Toprak insan alma derdinde, İnsan toprak alma derdinde, Ne Toprağın gözü doydu, Nede insanın gözü doydu... Cumanız mübarek olsun ALLAH ım sevip saydığı razı olduğu kullardan eylesin...
Amin.
Muhterem Hocam. Rabbim Hayrını Artırsın. İki Cihanda AF ve Afiyet versin. Bu Ve gelecek bütün Cumaların Hayrı Ve bereketi Üzerine olsun. Allaha Emanet Olunuz.
Amin hocam allah razi olsun
Amin, Allah razı olsun
Kaleminize, yüreğinize Allah kuvvet versin hocam. Yazılarınızdan istifade ediyoruz
Rabbim razı olsun cumanız mübarek olsun dualarınızı bekleriz hayırla kalın Mustafa abi
Mükemmel bir ders niteliğinde harika bir yazı. Teşekkürler hocam.
Allah razı olsun hocam. Bizleri şeytanın tuzaklarından korusun