“Bir derdi, bir devası, bir davası, bir sevdası olmalı insanın. Hepsi de Hakk’a, Hakk’dan olmalı, Hakk,la olmalı, Hakiki olmalı” der merhum Cahit Zarifoğlu Üstad. Evet insanın bir hedefi olmalı. Rabbine iyi bir kul olmak gibi, Peygamberine iyi bir ümmet olmak gibi, sevdiklerine güzel bir dost, insanlığa faydalı bir birey, gençliğe uzanan bir el gibi. “Bir duruşu olmalı insanın, bir bakışı, bir arayışı, bir aşkı, bir derdi, bir davası olmalı.”
Derdini bilmeyen derman bulamaz. Dermanını derdinde gizleyeni bulamayan kendine gelemez. Dertsizlik derdine düşen derman arama derdinden mahrum olur. Dert insana yol gösterir. Allah dert verdiğinde sabredecek, derman verdiğinde şükredecek iman versin. Derman derdin yanı başındadır. Hüner, derdin içinde dermanı görebilmektir.
İnsanoğlu için tüm zamanların en büyük dertlerinden biri dertsizliktir. Dertsizlik; Gamsız, tasasız, duyarsız, umursamaz, vurdum duymaz bir hayata kendini mahkûm etmektir. Bugün dertsiz yığınların hazin halleri büyük bir salgın halinde duyarlı insanları da tehdit eder hale gelmiştir.
Dertsizlik derdi dertlerin en büyüğüdür. Dertsiz geçen günler İnsanı harcar, tüketir. Bir dakikasının bile çok kıymetli olduğu şu kısa ömrümüzde dertsizlik ve duyarsızlık yüzünden günlerimiz heder olup gidiyor. Günümüzü gün etme derdimiz pişmanlıklara, hazin sona doğru gözü kapalı koşmak anlamına geliyor.
Dertsizlik, insanın tefekküre, muhasebeye, mücadeleye azim ve gayretini yok ediyor. Rahatımızdan vazgeçmeden güzel günlerin hayalini kurmanın hayal olduğunu anlayamadık. Dünya hayatının geçiciliği ve aldatıcılığı ile ilgili acı gerçek ile yüzleşmek, onu düşünmek, onunla dertlenmek dertsizliğin ilacı olabilir. En azından Müslüman olmanın sorumluluğunu taşıyabilecek kadar olsun dert sahibi olmaktan uzak olmamamız gerekiyor.
Birazcık dertli olabilsek bu dertle nice yalnız yüreklere yürüme, nice gönüllere dokunma gücünü kendimizde bulabiliriz. Zira dert yürütür, büyütür ve yüceltir. Dert Müslümanın sermayesidir. Müslüman derdi ile anılmalı, bilinmeli ve derdi ile tanınmalıdır. Bunun için derdimizin delisi, fedaisi olmak, yüksünmeden, ödün vermeden derdimizi yüklenebilme ve onunla övünebilme fedakarlığını gösterebilmek gerekiyor.
Bilmeliyiz ki en çok ne ile meşgul isek gerçek derdimiz odur. Yalan dertlerin yanılgısından kurtulup sahici dertlerin sorumluluğunu yüklenmeliyiz. Allah’ın yüce davasını gerçekten dert edinmeliyiz ki, Allah diğer dertlerimizi bizden alsın. Bizim için hayat ne aşk davasıdır ne de ekmek kavgasıdır. Bizim derdimiz ve kavgamız Müslüman kalabilme, Müslümanca yaşayabilme, Müslüman olarak bu dünyadan ayrılabilme mücadelesi olmalıdır.
Derdi olanın duruşu olur, duyarlılığı olur, direnci olur, davası olur, duası olur. Aslında imtihan dünyasında dertsiz insan yoktur, hal böyle olunca illa bir derdimiz olacaksa o da Allah ve O’nun dini olan İslam olmalıdır. Dava derdi ile dertlenmezsek, dünya kadar dert sırtımıza sarılır. Kaldı ki, insanın değeri neyi dert edindiği ile anlaşılır. Nebevi dertten nasibimizin ne kadar olduğu konusunda kendimizi kontrol etmeliyiz. Dert ehli dostlar edinmeli, dertlilere yoldaş olmalıyız.
Müslümanlar olarak bireysel dertlerimize takılı kalmadan insanlığın derdi ile dertlenmeye çok ihtiyacımız var. İnsanlık diye bir derdimiz olmalı ki, insanlık sınavında sınıfta kalmayalım. Derdimiz; İslam’la insanı buluşturmada hangi sorumluluğu üstlendiğimiz olmalıdır. Aradaki engelleri, önyargıları, bariyerleri nasıl kaldıracağımıza kafa yormalıyız.
Müslümanlar olarak dünyaya söyleyecek çok sözümüz var. Rahat etme derdinden kurtulmadan bu dertlerle uğraşılmıyor. Dünya rahat etme değil mücadele etme, kazanma ya da kaybetme yeridir. Derdimizi dillendirmeliyiz. Gürültümüz rahatsız etmeli birilerini. Sırası gelince sesimizi yükseltmeliyiz. Biz de varız diye haykırmalıyız ki mazlumların yüzü gülsün. İnsanlık gün yüzü görsün.
Dert sahibi olmak, sızlanmak, yakınmak, ağlamak değil, çözüm üretmektir. İnsanların derdiyle dertlenmektir. Öncelikli derdimiz ötekiler ve öte dünya olmalıdır.
Dertlerimiz bizim buralı olmadığımızı bize öğretmeli, “garip bir yolcu” bilinci ile hayatı okumalıyız. O taktirde dünyada çektiğimiz bütün dertlerin bizi O (cc)’na yaklaştırdığının farkına varırız.
Değişmez derdimiz Rabbimizin rızası olmalıdır. Allah Resulü (sav) buyurur: “Kimin derdi ahiret ise, Allah onun gönlünü zengin kılar. Dağınık vaziyetini bir araya getirir, toparlar. Dünya ona boyun eğerek gelir. Kimin derdi dünya ise, Allah onun fakirliğini iki gözünün arasına bırakır. İşlerini dağınık hale getirir. Kendisi için taktir edilen şeyler dışında dünyadan ona bir nasip yoktur.” (Tirmizi)
Hayırlı cumalarımız olsun sayın hocam.
Allah razı olsun hocam.
Allâh cc razı olsun inşaallah değerli hocam mübarek cuma günümüzün hayır feyz ve bereketi cümlemizin üzerine olsun
ALLAH RAZI OLSUN HAYIRLI CUMALAR HOCAM
Derdin, insanı yücelten bir değer olduğu ancak bu kadar güzel kaleme alınabilirdi. Kalemine, yüreğine sağlık kıymetli hocam.
Cuma'nın hayrı ve bereketi üzerinize olsun. Selam ve dua ile.
Önceden gönderip sonradan başbaşa kalacağımız şeylerin azap değil sevap olması dileğiyle hayırlı cumalar.
Hocam ALLAH RAZI OLSUN EMEĞİNE SAĞLIK MEVLANA NE DEMİŞ SENDEKİ DERDİ DERT Mİ SANIRSIN SENDEKİ DERTLERİ NİMET SAYANLAR VAR
Eyvallah Mustafa Hocam. Allah Razı olsun inşallah. Çok güzel bir yazı. Cumamız bizlere hayırlar getirsin inşallah
Allah razi olsun. Ömrümüzün kalanı geçmiş hayatımızdan hayırlı olsun, her işimizde niyetimiz Hakkın rızasını kazanmak olsun.
Hayırlı cumalar Allah'a emanet olun. Kaleminize kuvvet.
Derdim bana derman imiş kıymetli hocam
Allah razı olsun hayırlı cumalar abi
Cumanın tüm hayrı ve güzellikleri hayatınıza aksın öğretmenim
AMİN. ALLAH RAZI OLSUN. CÜMLEMİZİN CUMASI MÜBAREK OLUR İNŞALLAH.
Elinize Sağlık hocam saygılar
Hocam hayırlı cumalariniz olsun Yine çok güzel anlamı büyük ve değerli olan bir yazı olmuş elinize yüreğinize sağlık evet bu dünya yalan dünya dertdimiz Allah olsun ki bu dünyada ve öteki dünyamız da Allah hep yanımızda olsun sizden de Allah razı olsun
Hocam bu defa dert konulu, veciz yazılarınıza bir yenisiyle devam etmişsiniz. Büyüklerin dediği gibi "Dertsizseniz, dert sizsiniz" ancak cansız, şuursuz ve aklı olmayanların derdi olmaz.
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.); “Allah’ım! Huşu duymayan kalpten, kabul edilmeyen duadan, doymayan nefisten ve fayda vermeyen ilimden sana sığınırım. ” diye niyazda bulunmuştur... İslam ahlakına sahip olan bir Müslüman, hakkında hiç bilgi sahibi olmadığı konularda konuşmaktan imtina eder ve asla bilgiçlik taslamaz... Nitekim Resûlüllah (s.a.s) Cenâb-ı Hakk’a şöyle dua etmiştir. “Allah’ım! Fayda vermeyen ilimden sana sığınırım.” “Allah’ım! Bana öğrettiklerinle beni faydalandır. Fayda verecek ilmi bana öğret ve ilmimi artır.” Dualarda buluşmak dileğiyle... Hayırlı Cumalar...
Rabbimiz Bizi, hakkı bilip hakka tabi olanlardan; batılı da batıl bilip, batıldan kaçanlardan eyle.Amin Amin Binlerce Amin Selam ve Dua İle Hayırlı Cuma’lar…
Cuma gününün hayrı ve bereketi üzerinize olsun Mustafa Hocam.
ALLAH RAZI OLSUN HOCAM.HAYIRLI SABAHLAR HAYIRLI CUMALAR.
Müslüman derdi ile anılmalı, bilinmeli ve derdi ile tanınmalıdır.
Kıymetli Hocam Selamün aleyküm yüreği sağlık Hayırlı cumalar Cumamız Mübarek olsun
Teşekkürler hocam ağzına yüreğine sağlık hayırlı cumalar inşallah
Öncelikli derdimiz ötekiler ve öte dünya olmalıdır.
Çok güzel bir yazı olmuş. ellerinize, ilminize sağlık.