Gençlik bir milletin geleceğidir. En kârlı ve kalıcı yatırım gençliğe yapılan yatırımdır. En hayırlı ve kutsal emek gençlere verilen emektir. En büyük miras çocuklarımızı güzel bir ahlak ve karakter sahibi olarak yetiştirmektir. Milletlerin geleceği yetiştirdiği gençliğin sahip olduğu üstün değerlerde saklıdır.
Günümüzde bu görevin sağlıklı olarak yerine getirilebildiğini söyleyebilmek ne kadar mümkün bilmiyorum. Eğitim metot ve yaklaşımlarımızdaki eksiklerimiz, kültürel dejenerasyonlar, baş döndürücü hızla ilerleyen dijital süreci algılayamama gibi nedenlerle nesiller arasında yaşanan kopukluklar toplumumuzu farklı dünyalarda yaşayan birey yığınlarına dönüştürdü. Haz ve hız çağının yetişkinleri olarak çocuklarımızla, gençlerimizle daha sıkı diyalog kurabilecek yolları bulmak zorundayız. Bunun yolu öncelikle onları samimi olarak dinlemek ve anlamaktan geçiyor. Gençlerin, onları sadece düşünmemize ve haklarında konuşmamıza ihtiyaçları yok. Onlarla birlikte düşünmemizi ve kendileri ile daha samimi konuşmamızı bekliyorlar. Ne düşündüklerini, neyin peşinde olduklarını, ne yaptıklarını onlardan daha fazla dinlemeye, anlamaya aslında bizim ihtiyacımız var. Bu gün gençler Anlam Arayışındalar. Dedikleri ile yaptıkları birbirini tutan, anlamlı davranış ve erdemli yaşantı sahipleri ilgilerini çekiyor. Büyüklerde bekledikleri davranışları bulamazlarsa farklılıklara kaymaları çok kolay oluyor. Gençler bir tarafta dinamizmi ve enerjiyi, diğer tarafta özgürlüğü, daha farklı bir gelecek kurma hayalini temsil ediyorlar. Değişik yaşlardan insanların daha çok ve daha kolay diyalog kurabileceği bir toplum olmaya ihtiyacımız var. Tecrübe ile dinamizmi kaynaştırmamız lazım. Farklı yaşlardan, hayatın farklı evrelerindeki gençlerle, orta yaşlılarla, yaşlılarla aynı ortamda tartışabilmemiz, konuşabilmemiz çok büyük önem arz ediyor. Birinin diğerine buyurmadığı ve gerçekten herkesin birbirini dinlediği bir ortam oluşturabilmek bu kaynaşma ve ufuk turunun enerjisi olacaktır.
Gelişme, sadece maddi zenginleşme demek değildir. Kalkınma, gelişme dediğimiz şey aynı zamanda insani kalkınmayı da kapsamıyorsa aksak ve eksiktir. Maddi gelişmenin ötesinde adalet kavramı, paylaşma, dayanışma, empati, çevremize, tabiata saygı duyma, yaratılanı yaratandan ötürü sevme hassasiyeti, temel haklar ve özgürlükler karşısındaki duyarlılık olmadan sahip olunan maddi varlıklar insanlığa mutluluk getiremez. İnsânî kalkınma olmadan gerçekleşen kalkınmanın adına da medeniyet denilemez.
Eğitim ve etkileşim sürecinde kullanılan lisandan çocuklar olumlu ya da olumsuz mutlaka etkileniyor. Eskiler “boğaz dokuz boğumdur” der, yani dokuz kere süze süze ağzından çıkacak lafı düşünmek gerekiyor. Söylenen sözün nereye uzandığını, sana nasıl bir sorumluluk getireceğini, insanlara hangi anlamda fayda veya zarar vereceğini, Allah’a karşı nasıl bir vebal doğuracağını düşünüp ifadeyi öyle kullanmak lazım. Özellikle ayıp ve günah kavramları çok abartılarak vara yoğa kullanılmamalıdır. Aksi halde muhatap üzerinde baskı olarak algılanma riski taşır. Yerli yerince ve kararınca kullanılırsa insanın kendisine çeki düzen vermesine vesile olur ve bizi yanlış davranışlardan alıkoyar. Allah’la olan bağımızın sağlamlığı kadar güvenilir olduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Allah’a karşı sorumluluklarımızın yerine getirilmesi aynı zamanda bizi insanî anlamda olgunlaştırır.
Gençleri düşünmeye teşvik ettiğimiz zaman, birçok şeyi fark ettiklerini görürüz. En güzel öğreti düşünmeyi öğretmektir. Bunun için onlar dinlenmeli, fikirleri, düşünceleri, çözümleri olduğu düşünülmeli, onları anlamak için öğüt vermeye kalkışmadan önce konuşturmalıyız. Problemleri çok fazla büyütmeden, öncelikle dünyanın ölümlü olduğunu gençlerin kavramasını sağlamak gerekiyor. Ölümlü dünyanın problemleri de ölümlüdür. O halde problemleri altından kalkılamaz olarak görüp bunalıma düşmelerinin anlamsız olduğu bilinci verilmelidir. Yaşadığı her şeyin bir değer olduğunu anlaması ve kendisinin de hayata bir değer katmaktan sorumlu olduğunun farkına varması önemlidir. Bütün bunları düşündürmek de bizim görevimizdir. Buradaki metot sabırdır. Süreci hassas ve sorumluluk bilincinde yönetmek çok büyük önem arz eder.
Çocuklarımıza kâinatın yaratıcısı ile doğru ilişki kurmayı öğretebilmek zorundayız. Bunu halledemezsek hiçbir problemlerini halledemez, sorumluluğumuzu yerine getirdiğimizi de söyleyemeyiz. Bunun için önce biz onlarla doğru ilişki kurmalıyız. Namaz kılmayı öğretirken namazın güzelliğini anlatabilmeli, ibadete ihtiyaç hissettirecek sevgiyi verebilmeliyiz. Dayatmacı ortamı asla oluşturmamak zorundayız. Konuyu sadece günah sevap kavramları ile ve kuru bir ruhla anlattığımızda sevdiremeyiz. İslam’ın derinliğini, ahlakın inceliklerini, ince ayarlarını anlatabilmeli, anlayabilecekleri kişi ve zeminlerle onları buluşturmalıyız. Sevgi ve ihtiyaç hissettiremeden, gerekliliğine inandıramadan verdiğimiz bir eğitim eksik ve sakat bir eğitimdir.
Bunun yol ve yöntemini çocuğumuzun anlayacağı dilde bulmak bize düşüyor. Kendimiz eksiğiz de çocuklarımıza o yüzden veremiyoruz diye düşünmemeliyiz. Onlara vermeye çalışırken, biz de öğreneceğiz. En güzel öğrenme öğretirken gerçekleşir. Bilenlerden öğreneceğiz, onları bilenlerle buluşturacak ve mutlaka sahiplenmelerini sağlayacağız. Hep birlikte üst bir ahlaki anlayışa el ele vererek uzanmak ve ulaşmak zorundayız. Allah cc bu istikamette yar ve yardımcımız olsun.
Amin ecmeın Rabbim razı olsun
Gençler pldu Deist,bizi yönetenler sadece binalar yollar yapıyor,gönülleri kazanamadık.Bir nesil heba oldu.Hayirli cumalar
ALLAH RAZI OLSUN HAYIRLI CUMALAR HOCAM
Hayırlı cumalar.Kelamına kuvvet.Allaha emanet olun.
Rabbim gönlümüzün hayırlı muratlarını versin, günümüz günümüzden iyi gelsin inşaallah
Kıymetli hocam her zaman olduğu gibi yine çok önemli bir yaraya parmak basmışsınız...Rabbim size sağlık afiyet içinde uzun ömürler versin. Kaleminize, yüreğinize, zihninize ve bilginize sağlık...hürmetle selamlar değerli hocam...
Tam isabet. Teşekkürler Sevgili Hocam.
Gençlerin i ihmal eden bir milletin geleceğinin aydınlık olması mümkün değil..Ve maalesef günümüzde muhafazakar dediğimiz ebeveynlerin çocuklarını görünce(KENDİMİZ DAHİL)üzülmemek mümkün değil...Yapılacak çok şey,gidilecek çok yol var..
Allah razı olsun hocam.
Maaşallah hocam yüzüncü yazınızdan dolayı tebrik ediyorum Rabbim sağlık sıhhat versin inşallah yazılarınızın hayırlı devamını dilerim. Selam ve dua ile hayırlı cumalar hocam
Gününüz maddi ve manevi anlamda aydınlık, gönlünüz hoş olsun. Sizi kedere, üzüntüye sevk edecek ne kadar olumsuzluklar varsa sizden her daim uzak olsun. Allah sonumuzu hayretsin. Kurtuluşa erenlerden eylesin. Hayırlı bereketli Cumalar dilerim, Cumamız mübarek olsun inşaAllah.
Amin Allah razı olsun.
Allah rqzı olsun hocam hayırlı cunalar
Bu haftaki konu geleceğimiz olan gençlerimiz olması ve güzel bir yazı ile de değerlendirilip kaleme alınması yerinde olmuş.Teşekkürler hocam.
Amin, Allah razı olsun.
Amin Ecmain.Cumanız mübarek olsun.Gençlerle ilgili sorunlara güzel anlatmışsin hocam,ağzına sağlik.Hayırlı cumalar.
Yüreğinize sağlık öğretmenim. Yine çok güzel bir yazı olmuş. Cumanın hayrı ve bereketi üzerimize olsun inşallah
Allah razı olsun hayırlı cumalar abi
AMİN. ALLAH RAZI OLSUN. CÜMLEMİZİN CUMASI MÜBAREK OLUR İNŞALLAH.
ALLAH HAYRINI ÇOĞALTSIN. RABBİM İKİ CİHANDA KORKTUKLARINDAN EMİN UMDUKLARINA NAİL EYLESİN. BU VE GELECEK BÜTÜN CUMALARIN HAYRI VE BEREKETİ ÜZERİNE OLSUN. AMİİİİİİİİİİİİİİİİİN...
Kitap ne zaman çıkıyor değerli hocam. Bu güzel yazılar zayi olmamalı
Kitap ne zaman çıkıyor değerli hocam. Bu güzel yazılar zayi olmamalı
Kitap ne zaman çıkıyor değerli hocam. Bu güzel yazılar zayi olmamalı
Kitap ne zaman çıkıyor değerli hocam. Bu güzel yazılar zayi olmamalı
Kitap ne zaman çıkıyor değerli hocam. Bu güzel yazılar zayi olmamalı
Kitap ne zaman çıkıyor değerli hocam. Bu güzel yazılar zayi olmamalı
Yazılarınızı takip ediyorum. Hepsi birbirinden harika. Allah razı olsun hocam.
Hocam gene harika döktürmüşsünüz. Çok güzel olmuş
Mükemmel bir yazı. Harika tavsiyeler içeriyor. Yüreğinize kuvvet