Ölüm haktır ve her canlı mutlaka ölümü tadacaktır.
Hayat diye herkese verilen kredi bir gün bitecek, kaçınılmaz son gerçekleşecektir. Tadını çıkarmakta olduğumuz şu hayatın neresindedir bilinmez amma, her hangi bir yerinde ölüm denilen gerçekle mutlaka karşılaşacağız.
Kainatta her şey buna işaret ediyor: Sararan otlar, dökülen yapraklar, Batan güneş, Solan gül, Susan bülbül.
Evet, ölüm, her şeyi özüne döndüren ilahi bir yasadır. Makam ve mevkiinin, etiketin, statünün anlamını yitirdiği, tüm imkan, araç, gereç, nüfuz ve inisiyatif alanlarının bittiği andır.
İnsanın hatırlamak istememesine rağmen Allah’ın bir ikramıdır ÖLÜM.
Kabullenmekte zorlandığımız hatta kendimize yakıştıramadığımız değişmez kanundur.
Modern insanın, bürokrasi girdabında unutmaya çalıştığı; ama unutamayacağı gizemli son.
Gizli ajandalarımızın ve sırlarımızın açılacağı bir sürecin başlangıcıdır ÖLÜM.
Mezarları alabildiğine yaşamın dışında tutmaya çalıştığımız günümüzde, ölümü yeniden tefekkür etmeyi modern insan için zaruri bir ihtiyaç olarak görmek gerekiyor.
Ne makam, ne servet, ne saltanat, hiçbir şey ölümden kurtaramaz insanı. Ne kadar servete sahip olursa olsun, nereye saklanırsa saklansın ondan kaçamaz ve kurtulamaz hiç kimse.
Lord Teshlid, İngiltere 'nin en zengin adamlarındandı. Zaman zaman devlete bile borç veriyordu. Malikânesinde oldukça büyük ve korunaklı bir odayı servet kasası olarak kullanıyordu. Bir gün hazinesine girdi ve yanlışlıkla kapıyı üstüne kapattı. Oda çok özel inşa edildiği için, ne kadar bağırıp çağırdıysa, yardım istediyse de sesini kimseye duyuramadı. Zaman zaman eve gelmediği için, evdekiler arama ihtiyacı hissetmediler. Günler sonra cesedi bulunan Lord, bir şekilde parmağını kesmiş ve kanıyla şu cümleyi yazmıştı;
-- Dünya 'nın en zengin insanı, açlıktan ve susuzluktan ölüyor..!
Bizim medeniyet geleneğimizde en güzel ölüm, hoş bir seda, güzel bir isim bırakarak gitmektir. Ölüm gerçeğine karşı bizi ölümsüzleştirebilecek tek şey, erdemli yaşamak, güzel hatırlanacak bir miras bırakmaktır ki hayatı anlamlı kılan ameller sekteye uğramasın, zalim bilinsin, mazlumun ahı işitilsin. Alıp verilen her nefesin hesabının sorulacağı sırrına erişilsin.
Çağımızın canilerinin kanlı elleri ve kirli ruhlarıyla, yetim ümmetin maktul çocuklarının masum ve temiz ruhlarının yüzleştirileceği ilahi adalet, ölümle ancak anlamını bulabilir. Mazlumların teselli kaynağı ölüm ve sonrası gerçekleşecek İlahi Adalete güvenmektir.
Ölüme ayarlı hayatlar ancak anlamlıdır.
Ölüm; hasret yurdundan, vuslat yurduna intikaldir, Allah'ın çağrısına icabettir.
Ölümü düşündüğümüz oranda kendimizi fark ederiz. Gündemlerinde ölüm olanların hayatında zulüm olmaz.
Ölüm; dünyanın kasvet ve gafletlerine direnen ruhlar için bir özgürlüktür.
Ölümle aramızdaki mesafeyi kısa tutabilirsek; hayatın anlamını daha net anlayabiliriz.
Şu bir hakikattir ki, yaşarken ölü, ölü iken yaşayanlar vardır.
Yaşarken ölenler, ruhlarını Allah’dan başka İlah edindiklerine satanlardır.
Ölü iken yaşayanlar ise vahyin diriliğinde hayat bulan, ona şahitlik edenlerdir.
Önemli olan öldükten sonra yaşayabilmektir. Ölümsüz eserler bırakabilmektir.
Nasıl ölmemiz gerektiğinin sırrını çözersek, nasıl dirileceğimizin sırrına da ulaşmış oluruz.
Ölümün bizi nerede beklediğini bilemediğimize göre, onu her yerde beklemek durumundayız. Her bir gün son günümüz ola bilir.
'' Ey iman edenler, Allah' tan nasıl korkup sakınmak gerekiyorsa öylece korkun-sakının ve siz ancak Müslüman olmaktan başka ( bir tutum üzerinde ) ölmeyin.'' ( Ali İmran-102 )
Rabbimizin bu fermanı aynı zamanda bir kimlik izharıdır. Sadece ve sadece Müslüman olarak kalmamız ve Müslümanca ölmemiz gerektiği vurgulanmaktadır.
Ölümün moduna girerek ancak diri kalabiliriz. Ölüm meleğinin randevusuz geleceğini, her an bir sürpriz yapabileceğini unutmamalıyız.
'' Bize nasihat et ey Allah'ın Rasulü '' diyen Hz. Ömer’e hitaben, Peygamberimiz (s.a.v ):
'' Öğüt verici olarak ölüm sana yeter, ey Ömer! ''
Ölüm susmayan bir nasihatcıdır anlayabilen akıllı insanlara. Azrail, pazarlık payı bırakmıyor. Vekâleten ölüm yok. Ölümün hilesi, şikesi, iptali yok. Takdimi, tehiri, İmtiyazı, iltiması da yok.
Hayattaki şaşmaz ilkemiz şu olması lazım: Ömürde, ölümde Allah içindir…
'' Deki; Hayatım da, ölümüm de Alemlerin Rabbi Allah içindir. '' ( En'am-162 )
Hep başkasının ölümünü konuşuyoruz fakat Kendi ölümümüz bizi hiç meşgul etmiyor.
Başkasının cenaze namazını kılıyoruz fakat kendi cenaze namazımızın kılınacağı tefekkürüne hiç yaklaşmıyoruz ya da gıyabi olarak hiç kılmadık.
Yaşarken ölümle sözlü olduğumuzu unutuyoruz. Kaliteli ölümler için kaliteli hayatlar lazım.
Bu yüzden,Peygamberimizin parmak bastığı şu gerçek bizim için çok önemli bir hakikattir...
''Akıllı kimse, kendini sorguya çeken ve ölümden sonrası için çalışandır''(Hadis-Tirmizi )
İnsanoğlu hayatı boyunca her gün evden çıkar, sonra tekrar döner ama bir gün çıkar ya da çıkarılır ama bir daha da geri dönmez..
Unutmayalım hepimiz ahiret yolcusuyuz ve hepimiz gidiciyiz...
deneme yorum
Kalemine sağlık Mustafa Hocam. Ölüm Güzel Şey Ölüm güzel şey,budur perde ardından haber... Hiç güzel olmasaydı ölürmüydü peygamber?... Öleceğiz müjdeler olsun,müjdeler olsun ! Ölümüde öldüren Rabbe secdeler olsun! Kapı kapı, yolun son kapısı ölümse; Her kapıda ağlayıp o kapıda gülümse! O demdeki,perdeler kalkar,perdeler iner, Azraile hoşgeldin,diyebilmekte hüner... O dem çocuklar gibi sevinçten zıplar mısın? Toprağın altındaki saklambaçta varmısın? Ölüm ölene bayram,bayrama sevinmek var; Oh ne güzel,bayramda tahta ata binmek var.!... Ufka bakarlar;ölüm uzaktamı uzakta... Ve tabut bekler,suya inmek için kızakta..... Sultan olmak dilersen,tacı,sorgucu,unut ! Zafer araban senin,gıcırtılı bir tabut! NECİP FAZIL KISAKÜREK
Rabbim akibet ve ahiretimizi hayr eylesin.Amin
Değerli hocam, mükemmel bir yazı olmuş. Allah razı olsun. Rabbım cümlemizi hazırlığını yapabilmiş olanlardan eylesin inşallah...
Allah razı olsun.Ağzina yüreğine sağlık.Hocam
Evet çok doğru
Ölüm adildir,kimseyi ayırdetmez,zengin,fakir,makam mevki sahibi,bu sebeptendirki; bu dūnyada insanlarla ilişkilerde dikkatli olmalıyız ve kalıcı dostluklar kazanmalıyız.Zorunlu ihtiyaçlarımız dışında mal,mülk edinme sevdasından vazgeçmeliyiz,ölüm her an gelebilir.
Ölümü hatırlatan aziz dost ağabey, Mevla cümlemize hayırlı ölümler versin.
Ölümü düşünmek çok korkutucu. Ölümün olmaması daha çok korkutucu. Evet ölüm bir nimet
Ölüm, kaçamazsın, kapsan da kurtulamazsın. Hepimizin başına gelecek
Ölüm un olduğu şu yalan dünyada ne kadar çok seye üzülüyoruz düşünüyoruz hic ölmeyecek gibi yaşıyoruz hayati hepimiz toprak olacağız bunu çok güzel anlatmışsınız hocam
Hocam Ellerinizden öperim. Çok güzel bir yazı.
Ölümü unutmadan yaşayanlara ne mutlu. Sağ olasın hocam
Ölüm ancak bu kadar özgün ve anlamlı anlatılabilir
Müstefiid oldum Mustafa hocam,kalemine yüreğine sağlık
kötülük eğilimleri hep ölüm unutturularak yapılıyor.
Yüreğinize sağlık öğretmenim. Allahım bizleri ölmeden ölenlerden eylesin inşallah
Rabbim müslümanlar olarak canlarımızı al ve bizleri salihler zümresine dahil eyle. Allahümme Salli ala Seyyidina Muhammedin ve Ala Elihi ve Sahbihi Ecmaiyn Amin Amin Amin. Rabbim feyiz ve Bereketinizi artırsın kardeşim.
Cenabı Allahımızın razı olduğu bir şekilde yaşamayı ve ölüm nasip etsin inşallah
Gerçek ve ebedi hayatı unutmadan yaşayanlara selam olsun.