Hz. Musa (as) İsrailoğullarını Firavun'un zulüm ve esaretinden kurtarıp özgürlüğe taşıdıktan sonra ümmetine; Tur-i Sina'ya Allah c.c ile görüşmeye gideceğini ve bunun otuz gün süreceğini söyledi. Hz. Harun a.s’dan, geri dönünceye kadar onların başında bulunmasını istedi. Ancak ilahi hikmet gereği 30 günlük süre 40 güne çıkınca Hz. Musa'nın (as) Tur-i Sina'dan dönüşü 10 gün uzadı. Bu arada İsrailoğullarından Samiri adında bir sanatkar, ziynet takımlarını toplayıp bir buzağı heykeli yaparak, "Sizin de, Musa'nın da ilahı budur. Fakat Musa ilahını unuttu'' diye Musa a.s. ın ümmetini ifsat etti. İtikatlarına fitne sokup inançlarını bozdu ve sapmalarına vesile oldu.
Buzağıyı öyle bir ustalıkla yapmıştı ki, içine rüzgar girdiğinde canlıymış gibi böğürüyordu. İsrailoğulları onun cazibesine kapılarak Musa a.s.ı ve onun kendilerini esaretten kurtardığını unuttular ve Samiri’nin tuzağına düşerek buzağıya tapındılar. 10 günlük boşlukta ilahi beyanı hiçe sayarak yüzlerini buzağıya döndüler. Musa’sız kalan kitleler buzağının büyüsüne kapılıp İlahi mesajdan yüz çevirdiler.
Olayın insanlığa ders veren boyutunda Samiri, tarihin bir döneminde yaşayıp gitmiş bir şahıs değildir. Aslında tüm zamanlarda varlığını sürdüren bir zihniyettir. Bugün de buzağılarını pazarlamak için fırsat kollayan, buldukları tüm boşlukları değerlendiren Samiri’ler her türlü kılık ve tuzakları ile tüm piyasayı işgal etmiş durumdadır. Tv. Kanallarında, sosyal medyada, kültür ve sanat kılığı altında farklı mekanlarda, zihinleri bulandıran şekil ve fikirleri ile boş buldukları tüm alanlarda her fırsatı değerlendirmekte, insanları Allah’dan, Hak’dan, Adaletten uzaklaştırma gayretleriNİ bütün hızı ile sürdürmektedirler.
Unutulmamalıdır ki, hayat boşluk bırakmaya gelmiyor. Her alanının doğru ve güzelle, hak ve hakikatle doldurulmadığı takdirde boş bırakılan alanlar şeytana bırakılan meydanlar olarak kontrolümüzden çıkıyor. Samiri’ler tarafından doldurulmaya müsait hale gelen bu zeminler dünya ve ahiret sıkıntılarımızın sebebi olarak karşımıza çıkıyor ve bize çok ağır bedellere mal oluyor.
Hayata ne anlam yüklediğimiz ve hangi değerleri taşıdığımız çok büyük önem arz ediyor. Allah'a adanmayan, ebedi olana odaklanmayan hayatlar boş ve batıl hayatlardır. insanın değeri, değer verdikleri ile ölçülür. Hayat boşluğa da boş vermişliğe de izin vermez. İnsanoğlunun başına gelen belalar boş vermişliğinin bedelidir. "Boş ver" felsefesi kitleleri ve nesilleri aldırışsız, dertsiz, gamsız hale getiriyor. Gününü gün etme, günü kurtarma, her şeyin üstünü çizme mantalitesini cazipleştiriyor, serkeşlik ve avareliği tahrik ediyor.
Bugün kalbi ve gönlü aç insanların yaşantılarındaki anlamsızlığın girdabı onları gayesizliğin gayyasına sürüklemiştir. Yani hayattaki boşluğun ve boş vermişliğin faturası çok ağır olmuştur. Başıboşlar için dünya bir çılgınlık arenası, çelişkiler yumağı ve çekilmez bir çiledir. Batıl beşeri sistemlerin insana kurduğu en büyük tuzak: “boş ver” anlayışını empoze edip onları boşluğa sürüklemektir. Nihilizm (hiççilik) ve hedonizm (hazcılık) bu damardan beslenir.
Hayat İslam'la dolmadığı ve doymadığı zaman cehaletin tortuları, şeytanın ayartmaları, şehevi duygular yaşamı kirletir ve çürütür. İslam'la teyid ve tahkim edilmeyen hayatlar hurafe ve bidatlerle bulanır. İnsanlar madden ve manen bunalır. Bugün duyarlılıklarını yitiren, doğrularında şüpheye düşen, değerlerini taşıyamaz duruma gelen, İradeleri çökmüş, iddia ve ideallerinden uzaklaşmış, sorumluluklarına sırt dönmüş insanlar varsa bunun sebebi dünün boşluğu ve boş vermişliğidir.
Evet, açıklarımız ve eksiklerimiz çok fazla. Müsait zaman Müslümanlığı ile bu boşluğu kapatamayız. Öncelikle İslam’ı yüreklerimizde ve yaşantımızda canlandırmamız lazım. Ümmetin açtığı boşluk, beşeriyete çok pahalıya mal oldu. Çünkü düne kadar insanlığın, adaletin, hakikatin güvencesi ve sigortası olan bu ümmetin temsilcileri olarak bizlerin bugün, insanlığın kurtuluşuna yönelik bir projemizin olmaması, Beşeriyete katkı sağlama derdinden uzak oluşumuz, Giden iyilerin yerini doldurabilme gayretini gütmeyişimiz hiç hayra alamet değil. Bunun hesabını Rabbimize vermekte çok zorlanacağımız hakikati korkutuyor.
Hayatımıza sinen laubalilik, lakaytlık ve laçkalık mutlaka son bulmalıdır. Sorumluluklarımızın zamanımızdan çok fazla olduğunun farkına varmalıyız. Az zamana çok iş sığdırmak zorundayız. “İbnü-l-vakt” olmanın, yani; anın gereğini idrak ve eda etmenin becerisini ortaya koymalıyız.
Bunu başarabilmek için de öncelikle, ertelemeci anlayışları terk etmeliyiz. Kurtarıcı bekleme yanılgısından kurtulmalıyız. Kurtarıcının biz olduğumuzu, önce kendimizden, sonra da aile efradımızdan başlayarak sorumlu olduklarımızı, çevremizi hak ve hakikate rehberlikte yaşantımızla desteklenen söz ve davetimizle şeytani tuzaklardan koruma ve kurtarma derdine düşmeliyiz.
Mükemmeliyetçi arayışlarla zamanı tüketmeden elimizi taşın altına sokmamız gerekiyor. Sahih düşünce ve salih amellerle doldurulmayan bir hayat savruk ve silik bir hayattır. Böyle bir hayatın sahiplerinin hayırlı bir hayat adına yapabilecekleri sadece avunma ve avutmadır. Biz önce kendi hayatımızı İslami manada disipline etmek zorundayız. Boş verenlerden olmamalıyız. Yoksa yarın Rabbimizin huzuruna eli boş, yüzü kara çıkanlardan olma bedbahtlığından kurtulamayız.
Değerli Hocam Musa a.s. kavmini ifsad eden samiri örneğini günümüze uyarlayarak çok güzel bir tespit yapmışsınız, bu manada kaleminize ve gönlünüze sağlık. Bu tespit ile birlikte şahıs ve toplum olarak bizler ne yapabiliriz ona bakmak lazım. İnşallah bazı olaylar başımıza gelmeden uyanırız.
Allah razı olsun hocam. Elinize kaleminize sağlık. Cumanın feyzi bereketi rahmeti hepimizin üzerine olsun inşaallah..
Elinize sağlık hocam.... Zenginlik, konfor başa bela. Zengin olup da şaşırmamak çok zor. Çok uyanık olup, paçayı kaptırmamak lazım. Hz peygamber As "Dünya sevgisi bütün hataların başıdır" buyurmuş" ve zenginliğimizden korkmuş.
Rabbim hayır ve bereketde daim etsin.Kaleminize güç versin.Cumamız mübarek olsun.
Boş verenlerden olmayalım inşaallah.
Dualarımızın kabul edilmesi dileğiyle Cuma nızı tebrik ederim. Allah'a emanet olun. Selamlar...
Rabbim cuma gününün feyzinden bereketinden istifade edenlerden eylesin inşallah Dua eder dua beklerim Allah’a emanet olun
Gunaydin Mustafa abi Sen cok güzel.insansin Cuman mübarek olsun sagligin daim huzurun sonsuz olsun...
Teşekkürler hocam.Bu güzel yazılarınız hayırlara vesile olsun inşaallah.
Allah razı olsun hocam yine cok güncel ve cok haklı bir yazı olmuş
Allahım imanımızı muhafaza eylesin. Sırati müstakim üzere ayaklarımızı sabit kılsın inşallah öğretmenim.
Kendi putunu yapıp Hakkı unutanlardan eyleme Ya Rabbim.
Hayırlı cumalar hocam selamlar saygılar.
Selam ve dua ile hayırlı cumalar dilerim.
Hocam Allah razı olsun sohbet tam üstüne geldi başı boşluk Rabbım sonumuzu hayır etsin
Allah razı olsun hayırlı cumalar abi
Iste geldik işte gidiyoruz.Rabbim güzel hatiralar Salih ameller, birakarak giden kullarından eylesin.
Allah Kaleminize kuvvet, kelamınız güç versin
Muhterem Hocam. Rabbim Hayrını Artırsın. İki Cihanda AF ve Afiyet versin. Bu Ve gelecek bütün Cumaların Hayrı Ve bereketi Üzerine olsun. Allaha Emanet Olunuz.
Allah razı olsun hocam
Hayat,hakkaten boşluk kabul etmiyor...Olması gereken olmayınca yerine mutlaka başka şeyler geliveriyor..
Hocam yazılarınız ne zaman kitap olacak. çok kıymetli fikirler mutlaka gelecek nesiller aktarılmalı. böyle kalırsa yazık olacak.
Boşverme hastalığı bir virüs gibi toplumda çok yaygın. Allah sonumuzu hayır etsin.
"Boş ver" felsefesi kitleleri ve nesilleri aldırışsız, dertsiz, gamsız hale getiriyor sözü çok doğru. çaresi ne hocam?
İslam'la teyid ve tahkim edilmeyen hayatlar hurafe ve bidatlerle bulanır. İnsanlar madden ve manen bunalır. gerçeği günümüzün en büyük derdi.
Çok istifade ettik hocam. teşekkür ederiz.
Çok istifade edilen, günümüze ışık tutan. halimizi anlatan güzel bir yazı olmuş. kaleminize kuvvet.
Hocam harika ve ders alınacak bir yazı. Allah sizden razı olsun.