“İki günü eşit olan ziyandadır” buyuran bir Peygamberin ümmetiyiz. Asr Suresi zamana yemin edilerek başlar. Bununla Cenab-ı Hak dikkatlerimizi ömrümüzün keyfiyeti üzerine yoğunlaştırmamıza çeker. Zaman bir değirmen gibi sürekli ömürleri öğütüyor. Boşa öldürdüğümüz zaman farkında değiliz bizi ama öldürüyor. Zaman bizi harcamadan biz zamanı doğru şekilde harcamak zorunda olduğumuzun farkına varmak zorundayız. Zaman, iki ucu keskin bir bıçak gibidir. Kişinin kullandığı yere göre ya cennete erişmeye ya da cehenneme yuvarlanmaya vesiledir. Geçip giden zamanı bir daha geri almak mümkün değildir. Zaman biriktirilemez, borç alınıp verilemez, satın alınamaz. İnsan karşılığında bütün varlığını verse, ecel senedinin vadesini bir saniye bile uzatamaz.
Ebedî âlemin hazırlık safhası olan dünya hayatında zaman nimetini zayi etmenin telafisi yoktur. Zamanı, hiç bitmeyecekmiş gibi nefsani arzular peşinde hoyratça ziyan etmek ve kulluk vazifelerini ihmâl edip ertelemek, son nefeste kahredici bir pişmanlık vesilesidir. Kundakla teneşir arasında inişli çıkışlı, dar bir koridor olan ömür, alıp verdiğimiz nefeslerin toplam sayısı kadardır. Sayısı kullara meçhul, Allah’a malum olan bu nefeslerin en düşündüreni, şüphe yok ki “son nefes” tir. Son nefes, nihâyete eren bir dünya hayatı ile yeni başlayan ebedi bir alemin kavşak noktasıdır. Yine o, son derece sarp ve çetin bir geçittir. İdrak sahibi her mü’min, o geçidi derin derin tefekkür edip her hâlini bu istikâmette düzeltme gayreti içinde olmalıdır.
İnsanoğlu kendisini en net olarak son nefes aynasında tanır. Çok kıymetli zaman parçaları olan nefeslerimizi bu fani dünyada tüketirken, ilâhî kameraların her an kayıtta olduğunu unutmamalıdır. Doldurduğumuz hayat kasedi bir gün; “• Kitabını oku!” emri ile bize seyrettirilecek. O vakit kendimizi çok net bir şekilde yeniden tanıyacağız. Rabbimizin ve mahşer halkının karşısında mahcup ya da mesut olmak kasete doldurduklarımıza göre olacak. O gün sahip olduğumuz nimetlerden tek tek hesaba çekileceğiz. “Kıyamet günü hiçbir kul; ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.” (Tirmizî, Kıyâmet, 1)
“Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganimet bil: İhtiyarlığından önce gençliğini, hastalanmadan önce sıhhatini, fakirliğinden önce zenginliğini, meşgul zamanlarından önce boş vakitlerini ve ölümünden önce hayatını!” (Buhârî, Rikak, 3; Tirmizî, Zühd, 25)
Hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur: “Sadaka vermekte acele edin. Çünkü belâ, sadakanın önüne geçemez.” (Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, III, 110) Belalardan şikayetçi isek, işlerin yolunda gitmiyorsa sadaka vermenin vakti gelmiş demektir. Nasıl ki namazın fazileti ilk vaktinde eda edilmesinde ise, sadaka ve zekatın faziletlisi de geciktirilmeden ilk fırsatta yapılmasındadır. Gölgesinin üzerimize düştüğü mübarek Ramazan Ayını bu manada bir yöneliş, ihtiyaç sahiplerini gözetiş, İbadetlere dönüş, oruç, namaz, zekat, sadaka vb. Rabbimizin emrettiği ve razı olduğu amellerle, ömür sermayemizin son Ramazanı bilinci ile değerlendirme niyet, azim ve gayreti Müslümanın zaman iman hassasiyetinin gereğidir.
Toprak altına girdikten sonra, fakire ne oluyorsa, zengine de o oluyor. Orada kim ne yaptıysa, karşısında onu buluyor. Bu dünyadan gidenler, ister köle, ister padişah gibi gitsinler, oradaki bütün sermayeleri, ne götürdülerse odur. Orası; sapla samanın ayrıldığı, başlarda gezen zorba ayakların ayaklar altına düştüğü, nice kölelerin sultan, nice sultanların köle olduğu, Hak rızasına uygun kullanılmayan dünyevî makam, mevki ve rütbelerin sıfırlandığı, sahiplerinin başına bela olduğu, nice mahrumların hazinelere kavuşup nice gâfil zenginlerin de ebediyet fukarası ve mahşer dilencisi olduğu bir yerdir. Orada yalnızca Hakk’a sadık kulların sadâkatleri, selim kalpleri ve ihlasla yaptıkları amellerinin faydası vardır.
Merhum Necip Fâzı’ın: Hasis sarraf, kendine bir başka kese diktir! / Mezarda geçer akça neyse, onu biriktir!.. ifadeleri bu anlamda çok manidardır.
Rasûl-i Ekrem: “–Ölüp de pişmanlık duymayacak hiç kimse yoktur.” buyurmuştur.
“–O pişmanlık nedir yâ Rasûlallâh?” diye sorulduğunda: “–(Ölen), muhsin (ihsan sâhibi, iyi) bir kişi ise, bu hâlini daha fazla artıramamış olduğuna; şâyet kötü bir kişi ise, kötülükten vazgeçerek hâlini ıslah etmediğine pişman olacaktır.” cevabını verdiler. (Tirmizî, Zühd, 59/2403)
İmâm Gazâlî Hazretleri şöyle nasihat eder: “Ey oğul! Şimdi düşün ki vefât ettin. sonra sana bir şans daha verildi ve dünyaya geri gönderildin. Bu günü o gün olarak belle.00 O heyecan hâlini bir düşün! O hâlde bugün günah ve masiyete kat’iyyen yaklaşma ve sakın ola ki, bugünün bir ânını bile boşa geçirme! Zira her nefes, paha biçilemeyen bir nimettir.”
O hâlde ömür takviminden açılan her yeni günü, bize verilmiş yeni bir fırsat olarak bilip, ecel erişmeden eksiklerimizi ve yapabileceğimiz hayır işlerini tamamlamada acele etmeliyiz. Hatalarımız, günahlarımız olsa da dönüş O’na olduktan sonra Allah kuluna kıyamaz. Gidecek başka yer olmadığına göre tevbeden vaz geçmemek Müslümanın kurtuluş yoludur. Üstad Necip Fazıl’a sormuşlar; “kırılan kalp yine sever mi? Üstad “evet” demiş. Yine sormuşlar, “üstadım siz hiç kırılan bardaktan su içtiniz mi”? Üstad yine cevap vermiş; ”Peki siz hiç bardak kırıldı diye su içmekten vaz geçtiniz mi?
Hazret-i Ebû Bekir Efendimizin şu duasına gönülden “amin” diyerek yazımıza son verelim:
“Allâh’ım! Ömrümün en hayırlı devresi sonu, amellerimin en hayırlı kısmı neticeleri, günlerimin en hayırlısı da Sana kavuştuğum gün olsun.” AMİİİN
Hocam, Allah Teala sizden sizin gibi olan kandillerde edebi razı olsun.amin
Amin.Ecmain.Allah razı olsun.Hocam.
Amiin. Allah razı olsun.
Allah razı olsun
Allah senden razı olsun sevgiler
Sağlasın hocam.. amin ...
Kaleminize sağlık öğretmenim. Çoğumuz zamanımızın katiliyiz sanırım ????
Allâh’ım! Ömrümün en hayırlı devresi sonu, amellerimin en hayırlı kısmı neticeleri, günlerimin en hayırlısı da Sana kavuştuğum gün olsun.” AMİİİN Yürekten Aminnn ????????????
Mustafa hocam size teşekkür ediyorum,böyle 46 senelik bir arkadaşlığımız olduğu için iftihar ediyorum.yazılarından müstefiid oluyorum yeniden tefekkür etmeme vesile oluyorsunuz, benim çevremde faydalansın diye pek çok yazını bende paylaşıyorum,Allah bizi ahiret arkadaşı da eylesin
Amii Hocam
Amin hocam kaleminize sağlık teşekkür ederim
Mükemmel bir yazı.
Çok teşekkürler insallah kaleminize saglik
Çok teşekkür ederim değerli başkanım saygılar sunarım
Amin.Ramazan ayı hayırlara vesile olsun İnşaallah.Teşekkürler hocam.
Zamanın ve sağlığın kıymetini bilmiyoruz. Yazınız çok uyarıcı oldu
Ramazan öncesi çok iyi geldi hocam. İyi ki varsınız.
Allah razı olsun değerli hocam. Yazılarınızı takip ediyor ve çok istifade ediyoruz. Selamlar
Hocam gene mükemmel ve güncel bi yazı. Kaleminize sağlık.
Amin cemi cümlemize inşallah
Çok doğru hayirlrimizi yapmamız lazım selamlar
Harika hocam kaleminize yüreğinize sağlık.. Saygilar hayırlı akşamlar
????çok güzel yazı paylaştım bile hocam
Bu hafta cuma günü bunu işlersek faideli olacaktır inşallah. Allah razı olsun hocam
Çok güzel yazıydı allah razı olsun
Allah razı olsun hocam
Hocam teşekkürler, tebrikler. Gönlünüze kaleminize sağlık.