Kur’an-ı Kerim’e göre şirkle iman aynı kalpte bir arada bulunamaz. “Onlar iman ettiler ve imanlarına hiçbir şekilde şirk (ideolojik düşünce ve pratiğini) bulaştırmadılar. (Dünya ve ahrette) güven içerisinde olanlar ve (mutlak) doğruyu bulanlar bunlardır.” (En’am 82)ayetinde, şirkten uzak bir iman idealize edilmiş ve övülmüştür. Zira böyle bir imanın sahibi, hayatın her alanında ve önemli olayların çözümünde sadece Allah Teala’ya müracaat eder.
İman konusunda hiçbir parçalanmayı ve imana yüzdeleme getirmeyi kabul etmeyen Allah Teala, mü’minlere şu uyarıyı yapmıştır: “Ey iman edenler! Allah’a, Resulüne ve peygamberine indirdiği kitabına iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, resullerini ve ahiret gününü inkar ederse muhakkak ki o derin bir sapıklığa düşmüştür.” (Nisa 136) Ayet-i kerimeden anlaşılıyor ki iman edilecek hususlardan birisini inkar etmek, bütün Kur’an-ı Kerim’i inkar etmek gibidir. Abdullah b. Mes’ud (r.a.): “Kim Kur’an-ı Kerim’in bir harfini inkar edecek olsa bütün Kur’an’ı inkar etmiş olur. Çünkü Kur’an Allah’ın kelamıdır ve O’ndan bir şey reddeden Allah’ı (n emirlerini ve yasaklarını) reddeder.” Nitekim Hz. Peygamber (s.)’in vefatından sonra bazı Arap kabileleri: “Biz İslam’ın tüm emirlerini yerine getiririz fakat zekat vermeyiz” dediklerinde Hz. Ebubekir (r.), bu yaklaşımın imana bir yüzdeleme getirmek olduğunu bildirmiş ve zarurat-ı diniyyeden bir tek hükmü inkar etmenin tüm İslam’ı inkar anlamına geleceğini söylemiştir. Böyle bir davranış ne zaman ve hangi mekanda yapılırsa yapılsın dini ve bu dinin kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’i parçalamaktır. Bilerek veya bilmeyerek ilah sayısını artırıp politeist bir hayat tarzını tercih etmektir. Diğer ayetlerden ve Resulullah’ın (s.) hadislerinden yola çıkan İslam uleması şu hükmü ortaya koymuştur: “Her kim ki şeriatın hükümlerinden herhangi bir şeyi inkar ederse, La ilahe illallah(Allah’tan başka ilah yoktur) hükmünü iptal etmiş olur.” Kur’an-ı Kerim’e ve İslam’ın kesin hükümlerinden birine inkarcı yaklaşım, din zincirinin halkalarından birini koparmaktır.
Bugün Müslümanları dinlerinde şirke götüren projeler üzerinde harıl harıl çalışılmaktadır. 2003 yılında ABD de, Pentegon adına yaptırılan, 79 sayfadan oluşan Rand Raporu, süreçte karşılaşılan saptırma ve zihin bulandırma çalışmalarının masumane yapılan şeyler olmadığını ortaya koyar. Konusu; “Ilımlı Demokratik İslam” olan bu araştırma Dünya Emperyalizminin Müslümanları dönüştürmek adına yapılması gereken çok ciddi verileri ve tavsiyeleri içermektedir. Bu projenin başında işgal döneminde abd’nin Irak’ta bulunan büyükelçisinin Yahudi olan karısı bulunmaktadır. Rapor Müslümanların itikatları, ibadetleri, tasavvufi organizasyonları, ilmi ve sosyal yapıları vb. üzerinde veri, tespit ve tavsiyeleri konu alan pek çok başlıktan oluşur. Raporun 49. Sayfasında Hadisler ve sünnet üzerinde durulmakta, hadis kaynakları ile ilgili şüpheler oluşturularak bazı hadislerin ayıklanması ve Kur’an’ın yeniden yorumlanması tavsiye edilmektedir. Bunun için kendilerine göre modernist din adamları, sünnet ve hadislere itibar etmeyen guruplar, Kur’an ile Sünneti birbirinden ayırmayı hedefleyen fikir ve akımlar oluşturulup onlara destekler verilmesi tavsiye edilmektedir. Bugün bazı din adamı kılıklı şarlatanların sünneti ve hadisleri polemik konusu yapmaları tesadüfi değildir. Sünnet giderse Kur’an gider. Bu ihaneti yapan hiç kimse işe Kur’an’dan başlamamıştır. Hatta süreci Kur’an’ı öne çıkararak, ona sahip çıktığını iddia ederek yürütmüşlerdir. Kur’an’ın yaşam şekli olan sünneti, anlatım şekli olan hadisleri onun altından çekerek, Müslümanların önünden Allah’ın örnek olarak Peygamberine yaşattığı İslam tatbikatını alarak Müslümanları şirke düşürme, böylece Kur’an’ı devre dışı bırakma stratejisi izlenmektedir. Peygamberi İslami yaşayışın önünden çekerseniz Vahiy kalmaz. Vahiye verilen zarar İslam’a verilen zarardır. O nedenle oryantalistler önce hedef tahtasına sünneti koymuşlardır.
Raporda gelenekçi Müslümanlara karşı Modernist Müslümanlara imkanlar sağlanması gerektiği tavsiyeleri ve stratejilerinden bahsedilmekte, bu ihaleyi üstlenecek güruhun fonlarla desteklenmesi öngörülmektedir. Yani günümüzün sapık ve sapkın lejyonerleri bu işi tesadüfen ya da doğru bildiklerini zannettikleri için hâlisâde yapıyor değildirler.
Benzer hareketler her devirde önce hadisleri devre dışı bırakma çabası ile başlamış, sonra sıra Kur’an’a gelmiş ve konu bazı ayetler hakkında şuna uymuyor, bununla çelişiyor gibi saçma ifadelere kadar vardırılmıştır. Toplumun Kur’an ve İslam hakkındaki cehaleti bunların çalışma alanını genişletmektedir.
Bu ve benzer çalışmaların gayesi Müslümanları dinlerinden uzaklaştırıp birbirine düşürmek ve yumuşak lokma haline getirmektir. Bilerek bu çalışmalara iştirak etmek itikadi ve siyasi bir sapkınlıktır. Her devirde varlığını dini ile devam ettiren bir milleti İslam’dan koparıp, Hristiyanlık dahil bütün batıl dinlerin propogandasına hazır hale getirmek veya toplumu sekülerleştirmeye çalışmak vatanın ve milletin bekasına karşı işlenmiş en ağır suçtur.
Müslümanların böyle sıkıntılı durumlardan korunabilmeleri ve tevhidin rengine boyanabilmeleri için iyi bir Kur’an ve sünnet eğitiminden geçmeleri zorunludur. Nesillerin vahiy eksenli zihinsel ve ruhi terbiyeyi yeterince almalarını sağlamak devletin ve milletin zaruri görevlerindendir. Böyle bir eğitim kişileri sıradan ve kolay işlenebilir olmaktan kurtarır. Bunun sonucunda, dünyanın fikrî çalkantıları ve dayatmaları onları hiçbir zaman edilgen hale düşürmez. Hak’ta sebat ederler. Her zaman tercihlerini Allah (c.) ve Resulü’nden yana yaparlar. Herkes kafir olsa bile bu kimselerin mü’min’liklerine bir zarar gelmez. Allah’ın ideal insanlar olarak gösterdiği peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salih insanlar onların değişmez örnek ve önderleri olurlar. Dünyanın zulüm sistemine boyun eğmeyip imanlarını yüzdelemeyecek olan bu gerçek mü’minler, aynı zamanda tüm dünyanın da umududurlar. Ehli küfrün korkusu da, İnsanlığın kurtuluşu da Müslümanların bu kaliteyi ve keyfiyeti yakalamalarını beklemektedir.
Sayın çelenli sizler kuran i tam anlamış değilsiniz.yillardir din savunuculugu yapiyorsunuz ne yazikki kuran i anlamadan rivayetleri savunuyorsunuz.hadisler zan dan ibarettir oysaki zan hakikat namına bir değeri yoktur.hadis savunucuları casiye suresi altıncı ayeti anlamış olsalardı böylesine hadisleri savunmazlardi.sizler Allah A Yarabbi sen kuran i eksik birakmissin eksik olan tarafı da peygamberimiz tamladi demeye cüret etmezdiniz.deve sidigini şifa olarak sunan kadınları aşağılayan peygamberimizi cinsi sapik gibi gösteren rivayetleri baş tacı yapanlar cahaletin karanlığında kalmış zavallilardir.BİR DİN ADALET UZERİNE TESİS EDİLİR.ADALETİ ONEMSEMEYEN BİR DİN ANLAYİSİNA SAHİP OLANLAR İSLAMDAN FERSAH FERSAH UZAKTİR KURAN DA ADALETLİ OLMANİN ONEMİNE VURGU YAPAN YUZLERCE AYET OLMASİNA RAGMEN HADİSLERDE NE BUHARİ NE MUSLİM NE DE KUTUBİSİTTE DE ADALET LE İLGİLİ BAB YOKTUR.ŞURA SURESİ 15.Cİ AYET OKUMANİZİ VE ANLAMANİZİ TAVSİYE EDİYORUM.
Allah razı olsun
Kaleminize kuvvet. Cumamız mübarek olsun.
İnce bir imtihandan geçecek olan biziz, Fani olan dünyadan göçecek olan biziz, Köprü ile uçurum, konulmuş önümüze, Bağımsız iradeyle, seçecek olan biziz. Rabbimiz Bizleri doğruyu seçenlerden eylesin. CUMANIN VE YARIN İDRAK EDECEĞİMİZ BERAT GECESİNİN HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLERİM.
Allah’ın nusreti inayeti ve merhameti, Lütfu ve keremi Cümlemizin üzerine olsun! Sonsuz rahmeti yüreklerimize, Sınırsız bereketi hanelerimize dolsun! Cumanız mübarek olsun... Selâm ve dua ile...
Allah’ın nuruyla, ümmetini selamlayan gül yüzlü nur Peygamberin (sav) şefaati üzerinize olsun. Hayırlı Cumalar…
AMİN. ALLAH RAZI OLSUN. CÜMLEMİZİN CUMASI MÜBAREK OLUR İNŞALLAH.
Teşekkür ederiz. Cumanız ve yarın akşam kutlayacağımız Beraat kandilimiz de şimdiden mübarek olsun.
Dünya ve ahiretteki başarı ve mutluluğun sırrı, sonsuz güç ile bağınıza dayanmaktır. Eğer Allah ile bağınız kuvvetliyse ve sadece ona güveniyorsanız, Dünyanız da, Sonsuz hayatınız da kolaylaşır İnsan dünyada Allah ile beraber yaşamalıdır ki sonsuz âlemde de beraber olabilsin, hak yakınlığına ulaşabilsin. Cumamız Mübarek Olsun.
Hocam emeğinize sağlık hayırlı cumalar
Cumanın hayrı ve bereketi üzerimize olsun öğretmenim
Amin Allah razı olsun bir mukabele sizede hayırlı cumalar
Hocam hayırlı cumalar Sızden Allah razı olsun böyle güzel bılgılerı benımde faydalanmama sebep olduğunuz çok teşekkür ediyorum elınıze ve yüreğinize sağlık
Kur’an’ın yaşam şekli olan sünneti, anlatım şekli olan hadisleri onun altından çekerek, Müslümanların önünden Allah’ın örnek olarak Peygamberine yaşattığı İslam tatbikatını alarak Müslümanları şirke düşürme, böylece Kur’an’ı devre dışı bırakma stratejisi izlenmektedir.
Raporda gelenekçi Müslümanlara karşı Modernist Müslümanlara imkanlar sağlanması gerektiği tavsiyeleri ve stratejilerinden bahsedilmekte, bu ihaleyi üstlenecek güruhun fonlarla desteklenmesi öngörülmektedir. Yani günümüzün sapık ve sapkın lejyonerleri bu işi tesadüfen ya da doğru bildiklerini zannettikleri için hâlisâde yapıyor değildirler.
Allah razı olsun hocam. Uyarılarınız gerçekten çok önemli. Bakıyorum çevremizde o kadar çok bu konularda konuşan, yazan var ki, kimisi bilerek, kimisi bilmeyerek küfre hizmet ediyor.
Allah razı olsun, sayın hocam. Kur an bize yeter deyip sünnete karşı adeta baş kaldıran güruha karşı güzel bir cevap olmuş. Bu makalenin insaallah kardeşlerimizin sapık fikirlere karsi korunmasına vesile olur.
Hocam kaleminize sağlık. Çok önemli bilgiler bunlar. Anlaşılan her şey bir proje dahilinde yürütülüyor.
Müslümanların böyle sıkıntılı durumlardan korunabilmeleri ve tevhidin rengine boyanabilmeleri için iyi bir Kur’an ve sünnet eğitiminden geçmeleri zorunludur.
Raporun 49. Sayfasında Hadisler ve sünnet üzerinde durulmakta, hadis kaynakları ile ilgili şüpheler oluşturularak bazı hadislerin ayıklanması ve Kur’an’ın yeniden yorumlanması tavsiye edilmektedir.