Her gün, özellikle de pandemi gündemimize girdiği günden bu yana beklenmedik, alışmadığımız ani ölüm haberlerini alıyor, sevdiklerimizin sessizce aramızdan ayrılışlarına şahit oluyoruz. Böyle olunca da hepimiz zamanını bilmediğimiz son gün için sıramızı bekliyoruz.
Beklenmedik ayrılıklar, bizden beklenen eksiklerimizi önümüze koyuveriyor. Sevmek, saygı duymak, kıymet bilmek, mutlu etmek, dert paylaşmak, yardımcı olmak, elinden tutmak, sımsıkı sarılmak. Olmamız gerekip de olamadıklarımız, pişmanlıklarımız, özlemlerimiz, keşkelerimiz. Evet, İmtihan dünyasında yaşıyoruz. “Etme bulma dünyası dese de lisan, bazen etmeden de buluyor insan. O yüzden Müslüman olana, dünya hayatının adı İMTİHAN.”
Bu dünya yaptıklarımızın yankılanıp yine bize döneceği bir dağ gibidir. Değerli olmanın yolu değer vermekten, sevilmenin yolu sevmekten, sevmenin yolu da, onu her an kaybetme ihtimalinin olduğunu bilmekten geçer. Bunun için sevdiklerinizin kıymetini bilmeliyiz. Uyuyup da uyanamamak, uyanıp da bulamamak var. Yere düşmeden tutmak gerekiyor sevdiklerinizi, zira toprak aldığını geri vermiyor. Şu ölümlü dünyada ne kırmaya ne de kırılmaya gelmiyor. Rabbim kimseyi sevdikleri ile imtihan etmesin.
İnsanlar dünyaya daldığı zaman uyması gereken değerleri unutuyor ve kendisi de değersizleşiyor. Yıllar var ki Müslümanlar olarak dünyaya daldık ahireti unuttuk. Zevk-ü sefaya daldık ibadetleri unuttuk. Bencilleştik, sevmeyi, değer vermeyi unuttuk. Burada kalıcıyız zannettik ölümü, mezarı, mahşeri, hesabı unuttuk. Nefislerimizi ilah edindik Rabbimizi unuttuk. Allah’ın “Siz bu günü yaşayacağınızı nasıl unuttuysanız biz de bugün sizi unutuyoruz....”(Casiye 34) ayeti tecelli etti daha dünyada zillete düçar olduk. Bu gün Müslüman, yaşantısında Allah’ı unuttuğu, yokmuş gibi davrandığı için Allah tarafından unutulmaya mahkum edilmiştir. “Kim Benim zikrimden yüz çevirirse, onun geçiminde bir darlık olur. Kıyamet gününde de onu kör olarak diriltiriz. O 'Rabbim,' der. 'Niçin beni kör olarak dirilttin? Oysa ben görüyordum. ''Öyleydin,' buyurur Allah. 'Fakat ayetlerimiz sana geldiğinde sen onları unuttun. Bu gün de sen böyle unutulursun.'(Taha Suresi, 20:124-126) Ahirette unutulmak ne kötüdür. Dünyada da unutulduk zira İslam Alemi bu gün bu durumda mı olurdu?
“Allah’ı unutan, bu yüzden Allah’ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar gerçekten yoldan çıkmış kimselerdir.” Haşr, 59/19.
Müslüman olarak ebedi hayatı kazanmak için dünya bize lazım. Fakat bilmemiz lazım ki Allah’ın dinini yaşamak ve yaymak adına Müslüman da dünyaya lazım. Dünyanın içinde, Allah için olma bilinci ile. Biz dünyanın içine girebiliriz, yeter ki dünya bizim içimize girmesin. Dünya ile meşgul olabiliriz, yeter ki o bizim kalbimizi işgal etmesin.
Ben merkezli hayat algısı, her şeye maddi açıdan bakma yanılgısı Müslümanların inanç dünyasını darmadağın etti. Yaşam vahyin müdahalesinden soyutlanınca savrulmanın da önü açıldı. Dini de dünyevileştirdik böylece dindarlığın içi boşaldı. İslam’ın magazinleştirilmesi de bu süreçte hız kazandı. Din sekülerleştirilirken (yaşanan hayattan soyutlanıp vicdanlara hapsedilirken), sekülerizm de din haline getirildi.
Allah’ı unutmanın faturası ancak Allah’ı hatırlamak, onu bulmak, onu bilmek ve ona yönelmekle ödenebilir. Aslında bize şah damarımızdan daha yakın olan Rabbimizden uzak olmak ne gaflettir.
İmanın kıymetini bilmek insanın ve diğer yaratıkların da kıymetini bilme neticesini doğurur. İnsanı kusurları ile sevmektir kusursuz sevmek. Kıymet bilmek, kaybedince arkasından ağlamak değil, Yanındayken sımsıkı sarılmaktır. Ve bir gün herkes anlar sevdiğinin kıymetini. Ama gidince, ama bitince, ama ölünce. Kısaca iş işten geçince.
Aradığını bulmaktan çok, bulduğunun kıymetini bilmektir önemli olan.
Mevlana buyurur; “Ey can, kimseyi kırma, sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz.” Şems-i Tebrizi de; “Sözü süz de söyle, gönlü bulandırmasın. Sözü diz de söyle, kulağa inci diye takılsın. Sözü yüze söyle, gıybet olup utandırmasın.” deyiverir.
Shakespeare göre; “İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor. Kendisini sevilmeye layık görmediği için sevilmekten korkuyor. Kendisine sorumluluk getireceği için düşünmekten korkuyor. Eleştirilmekten korktuğu için konuşmaktan korkuyor. Reddedilmekten korktuğu için duygularını ifade etmekten korkuyor. Gençliğin kıymetini bilmediği için yaşlanmaktan korkuyor. Dünyaya iyi bir şey vermediği için hatırlanmaktan korkuyor. Ve aslında düzgün yaşamayı bilmediği için ölmekten korkuyor.”
VE Allah Resulü buyurur; “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin. İhtiyarlık gelmeden önce gençliğin. Hastalık gelmeden önce sağlığın. Fakirlik gelmeden önce zenginliğin. Meşguliyet gelmeden önce boş vaktin. ölüm gelmeden önce hayatın kıymetini bilin”
ÂMENNÂ ve SADDEGNÂ YA RESULALLÂH
Müsade aderseniz paylaşmak isterim yuraginize saglik
Keşke bu yazıyı Devleti yönetenler okusa da kin ve nefret yerine sevgi ve saygida millete Örnek olsalar.
GÜZEL BİR DERS ANLAYANLAR İÇİN.ALLAH RAZI OLSUN.
Evet hocam kelimelerle ifade edilebilecek en derin yaklaşım.
Hocam maşallah çok güzel bir yazı olmuş kaleminize yüreğinize sağlık
Eyvallah Sayın Hocam, ellerinizden öpüyorum, dua edesiniz.
Yüreğinize sağlık hocam. Allah’ı unutmanın faturası çok ağır oldu Müslümanlars. Ödemek nasip olur inşallah.
Her zamanki gibi muhteşem bir yazı mirim,Rabbim bize ders almayı ve hayata uygulayabilmeyi nasip etsin..
Öyle dünyevileştik ki insan böyle bir yazıyı okurken de korkuyor. Yaramıza dokunmuşsun Mustafa ağabey. Rabbim bizleri kendisinin memnun olacağı amellerin peşinde koştursun.
Çok güzel ve anlamlı bir yazı olmuş. Eksikliklerimizi önümüze seren, perişan halimizin nedenini ortaya koyan harika bir yazı. Teşekkürler
Sayın hocamızdan Allah cc razı olsun çok güzel kaleme almış, düşüne düşüne okudum
Çok doğru çokkk
Yüreğine sağlık hocam
Unutmamak ve unutulmamak duasıyla...
İnşallah hocam yazıdaki tavsiye doğrultusunda hayatımızı devam ve bitirebilme ümidiyle Hayırlı, huzurlu ve sağlıklı günler dilerim
Çok anlamlı bir Yazı. Allah razı olsun. Teşekkürler. ????????
Kaleminize bilginize elinize rabbim güç kuvvet versin.Hocam çok güzel olmuş
Elinize sağlık
Teşekkürler Kalemine sağlık
Amenna ve sadakna
TEŞEKKÜRLER HOCAM. ALLAH RAZI OLSUN... SELAMUN ALEYKÜM..ALLAH YAR VE YARDIMCIN OLSUN.
Kalemine, yüreğine sağlık üstadım, neye layıksak onu yaşıyoruz, Rabbim rızasına layık yaşamaya önce gönüllerimizi sonra da hayatımızı muvaffak eylesin, razı olacağı ömür ve ölümle bizleri şereflendiren inşaallah.
Hocam kaleminize sağlık. HArika bir yazı olmuş
Çok güzel bir yazı olmuş abi. Yüreğinize kaleminize sağlık.
Allahım ömürün de ölümün de güzelini nasip etsin öğretmenim. Ne güzel bir yazı olmuş ☺️. Yüreğinize sağlık ????????????
Hocam seni seviyoruz Allah razı olsun çok güzel yazmışsınız kaleminize ve yüreginize sağlık
Hocam teşekkürler bizlere esas lazım olan hatırlatmalar yapıyorsunuz. Burada dünyada iken bu konuları hatırlayalım ki kendimize gelelim. Mezarda kendimize geliriz fakat faydası olmaz.
Allah razı olsun hocam. Okadar güzel yazıların oluyoki
Selamunaleykum ellerinden operim hocam.????
Kalemi ne ,,gönlüne sağlık... Kalbi güzel hocam,,Selam ve saygılar
Yüreğine ve kalemine sağlık hocam, mükemmel ifade etmişsin. Allah razı olsun.
Mustafa hocam ağzınıza sağlık teşekkür ediyorum. Bir konunun geçmişini yani kökünü bilmek çok önemli. Böyle konular bilhassa biz müslümanların akletmesi ve taraf olunması gereken konular. Nerede İslamı çağrıştıran bir sembol, bir fikir, bir bilgi varsa müslümanları ondan yana tavır almalılar. Çünkü böyle konular Müslümanı İmanı nı, kafirin de küfrünü artırır. Allah cümlemize hakikati bilmeyi ve ona göre hareket etmeyi nasip eylesin inşallah
Hocam verdiğiniz bilgiler için Allah razı olsun