''Okumak İptiladır, Müptelalara Selam Olsun''
İlk emri “OKU” diye başlayan bir dinin mensuplarıyız. “Seni yaratan Rabbinin adı ile OKU” ayeti çok iyi algılanması gereken bir mesajdır. Okumak; kitabı okumak, insanı okumak, kainatı okumak, olayları okumak, toplumu okumak gibi çok geniş anlamlara gelir.
OKU emrinin temel gayesi kişinin kendini bilmesi ve tanımasına götürecek yolda çaba sarf etmesidir. İnsan, yaratılışındaki özellikler itibari ile kainatın özetidir. Kendini bilmek aslında her şeyi bilmenin, okumanın, tanımanın da anahtarıdır. “Kendini bilen Rabbini bilir” ifadesi bu anlama işaret eder.
Okumayı sadece imtihana hazırlanırken ders çalışmak için okunmak zorunda olunan kitaplara bakmak olarak anladığımız zaman çok sığ ve basit bir algıya takılmış oluruz. Kendini, kainatı, olayları tanımak ve bilmek için gösterilmesi gereken gayret oku emrinin temel hedefidir. Allah insanı bilinmek için yaratmıştır. Bilmenin yolu okumaktan geçer. Ufkun genişlemesi, hayata farklı pencerelerden bakabilme özelliğinin kazanılması okumakla elde edilir.
Okumayan toplumlar günü ve günceli anlayamaz, okuyanları takip ve taklit etmek zorunda kalırlar. Yetkinlikleri ve etkinlikleri ortadan kalkar. Bu gün anne babaların, hayatı boyunca anne babasının elinde hiç kitap görmemiş çocuklarına ders çalıştırmakta sıkıntı yaşaması bile okuma konusunda yanlış algılarımıza çok çarpıcı bir örnektir.
Sınıfta ders okumak ile kitap okumak farklı şeylerdir. Kitap okumak insana diğer okumaları kazandırır. Eğitim sadece diploma almak için sarf edilen çabadan ibaret değildir. Gerçek eğitim, insanın, hayatın, toplumun sorun ve sıkıntılarını görebilmek ve çözüm yolları aramaktır. Okumak, oluşan ya da oluşması muhtemel bir problemi görebilmektir. Sadece görmek de yetmez, bir de bunun çözümüne kafa yormak gerekir. Yaşadığımız çağın fırsatlarını da tuzaklarını iyi bilmek zorundayız. Onun için, hangi işi yaparsak yapalım yaptığımız işle ya da başka konularda eleştiriler yapacaksak önce eleştirdiğimiz işin sebebine sonra da çözümüne mutlaka kafa yormak zorundayız. Öğretmen öğrenciyi okumadan eğitim veremez, siyasetçi toplumu okumadan taraftar bulamaz ve problemlere çözüm üretemez, doktor hastayı okumadan tedavi edemez, Müslüman kitabını ve kitabındakileri, herkes yaşadığı dünyadaki gelişimi ve süreçteki değişimi okumadan “OKU” emrine uyabilmiş olmaz.
Özellikle yetişkinlerin bu günün gençleri ile ilgili bazı şeylerden şikayetçi olurken kullandıkları “Bizim zamanımızda böyle değildi” cümlesi büyüklerin toplumdaki değişikliği okuyamadıklarını, bu nedenle gençleri anlayamadıklarını gösteren çarpıcı bir misaldir. Zaman sürekli değişiyor. Yetişkin insanların çoğu okumadıkları için bu değişimi takip edemiyor ve algılamakta güçlük çekiyor. Bu nedenle gençleri anlayamadıklarından faydalı da olamıyorlar. Hatta sahibi oldukları ve savunmaya çalıştıkları bazı değerlere lakayt ya da düşman bir neslin oluşmasına vesile oluyorlar. Görülüyor ki günümüz toplumunda çoğu yetişkinlerin çocuklardan ve gençlerden daha fazla bu manada eğitilmeye ihtiyacı vardır.
O halde Okumak, toplumsal bir problemi görebilmek ve probleme çözüm üretebilmektir.
Aslında okumak iptiladır (alışkanlıktır), okumaya alışan insan onun müptelası (bağımlısı) olur. Okumayı hayatın tüm alanlarına yaymak zorundayız.
Öncelikle gençlerimize okuma alışkanlığı kazandırmak ve bunu artırarak devam ettirmek, okumayı hayatın tüm alanlarına yaymak öğretmenlerimizin, eğitimcilerimizin, hükümetlerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın en önemli görevleri arasındadır. Özellikle değerler dünyamızın kaynakları ve birikimleri ile beslemeye çalışmamız gereken gençlerimiz okumanın geniş manadaki tecrübe ve ufuk turu ile mutlaka tanıştırılmalıdır. Mesela öğretmenlerimiz belirledikleri öğrenci gurupları ile belirlenen kitapları okuyup ayrıntılı şekilde kendi aralarında tartışma oturumları yapsalar, koordinatör öğretmenlerimiz gözetiminde değerlendirmelerde bulunsalar, okunan kitapların yazarları ile de kitaplar okunduktan sonra bizzat yüz yüze hasbihal etme fırsatı oluştursalar, bu faaliyetlerini yerel medya imkanları ile de destekleseler, yazarların dünyasındaki projeksiyon ile çocukların sorularının cevaplanması sağlanabilse harika bir ufuk turu gerçekleştirilebilmiş ve çocukların kitap ve okuma ile ilgili dünyası zenginleştirilmiş olur. Bunları bir gençlik projesi olarak görmek ve organize etmek mükemmel sonuçlar getirecektir. Onlara yapılan bu tür rehberlik ve yatırımlar gençlerimizin, İslam’ın “oku” emrine uygun entelektüel bireyler olarak yetişmesine katkıda bulunacaktır. Bu ve benzeri “gençlik projeleri” gençlerin kendilerini ifade etmeleri, kendilerini bulmaları ve var olduğu ortama değer katmaları açısından çok önemlidir.
De ki, hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? (Zümer suresi 7-8)
Allah’tan hakkı ile ancak alimler (bilenler) korkar. (Fatır suresi 28)
Ve devletlerin kalkınmasında ana mimar, okuyan bir toplumdur.
YAZINIZ ÇOK GÜZEL OLMUŞ. TEŞEKKÜR EDERİZ HOCAM
OKUMAK KADAR GÜZEL BİR ŞEY, KİTAP KADAR SADIK BİR DOST YOKTUR.
Cok guzel olmus yuregıne saglık hocam.
Kesinlikle hemfikirim hocam
Bu çok çok önemli ve yüzyıllardır unuttutulmaya çalışılmış Allahın ilk emrini kaleme aldığınız için teşekkür ederim öğretmenim. Kuran da kainat da tüm kitaplarda anlayarak yavaş yavaş okunmalı.
Harika bir yazı gerçekten tebrik ediyorum günümüz meselelerine çok güzel bir çözüm
Binlerce yıldır Kuranın Oku emri ile başladığı hep geri plana atılmıştır. Özellikle anlayarak yavaş yavaş okuyun diyen Allahımın bu emrinin, kuran, kainat ve tüm okunacak ne varsa anlayarak okumayı hepimize nasip etsin . Bu önemli konuyu kaleme aldığınız içinçok teşekkür ederim öğretmenim. ☺️
Sosyal medya okumayı unutturdu hocam. hele yazma işi hepten unutuldu. lise mezunları eskiden destan yazabilirken bu gün dilekçe bile yazamaz oldu.
KALEMİNİZE SAĞLIK. ÇOK HARİKA BİR YAZI OLMUŞ HOCAM
öneri ve ve çözüm içeren yazıları çok anlamlı bulurum. çok teşekkür ederim. inşallah yazıda ifade ettiğiniz gibi okuma projeleri hayata geçer.
Güzel bir yazı. iptile ve müptela kelimelerini de sayenizde öğrenmiş olduk.
Gene güzel ve anlamlı bir yazınızı okumuş oldum hocam. Kaleminize, yüreğinize Allah kuvvet versin.
Hocam Allah'ın izni ile ilkokuldan beri okuyorum.Benim ne kadar okuduğumu da İzzet Celik abi bilir.Bu güne kadar okuduğum kitaplar 2 bini geçmiştir.Okurken de sağcı, solcu, islamcı, ateist vs seçmem.Aklım var fikrim var.Görüşlerine katılmadığım adamların dahi kitabını okurum ki oradaki katılmadığım görüşlerimi pekiştiririm.Türkçe incili dahi okudum.Onu okuyunca nasıl hıristiyan olunmuyorsa, Kur'anı okuyanlardan da tam müslüman olmayanlar var.Çünkü gereklerini yerine getirmiyorlar.
CANIM, HOCAM. ALLAHI' RIZASI EZELDEN EBEDE SENİN VE EBEVEYNİNİN ÜZERİNE OLSUN.. RABBİM HAYRINI ARTIRSIN. VE SENİ CENNETİNDE , SÜREKLİ CEMÂLİNİ SEYRETTİRDİĞİ KULLARININ ARASINA DAHİL EDİVERSİN. AMİİİİİİİİİİİİİİİİİN, AMİİİİİİİİİİİİİİİİİN, AMİİİİİİİİİİİİİİİİİN. VİDİONA TEŞEKKÜRLER EDİYORUM..
Çelenli hocam teşekkür ederiz. okuma ile ilgili güzel proje sunmuşsunuz.
Okumak insanı da toplumu da geliştiren çok güzel bir eylem. kitap en sadık dosttur.
Okumayı unutan bir toplum olduk ne yazıkki.