İnsan için en büyük dert dertsizliktir. Dertsizlik yorar, yıpratır, ruhu öldürür, insanı insanlığından eder. Dert ise insanı diri ve dinamik tutar, sorumluluklarına yöneltir, insanı insan eder.
Günümüzün en büyük sorunu sorunsuzluk ve sorumsuzluk, en büyük derdi dertsizlik, duyarsızlık ve değersizliktir. Modern Çağın anlayışına göre insan “meçhul”(bilinmeyen) dür. Halbuki gerçekte insan meçhul değil, “mes’ul” dür. Yani sorumluluk sahibidir. İnsanı “Mesul” olarak görmeyen, göremeyen, görmek istemeyen ideolojiler insanı doğru anlayamaz, algılayamaz, doğru değerlendiremezler.
Müslüman için dertsizlik en büyük beladır. Zira; günahlarını dert etmeyen tevbe edemez. Ahiretini dert etmeyen salih amel işleyemez. İbadeti dert etmeyen namazını huşu ile kılamaz. Ailesini dert etmeyen çocuklarını iyi yetiştiremez. Ümmeti dert etmeyen duyarlı davranamaz, kardeşlerinin acısını hissedemez, onların derdi ile dertlenemez, harekete geçemez. Dertsiz Müslüman dua bile edemez.
Şeytan ve onun düzeni olan Dünya Siyonizmi ve Emperyalizm dertsiz insandan çok hoşlanır. Amacı insanları, özellikle Müslümanları dertsizleştirmek, sorumsuzlaştırmak, ilgisizleştirmek, sadece kendi zevkleri ile meşgul etmektir. İslami idealleri ve gündemi olmayan, başkalarının derdi ile dertlenmeyen Müslümanlardan ümmetin sorunlarına çare üretmesi beklenemez. Ömrünü dizilerle, filmlerle, flörtle ve internetle tüketen, bir futbol takımının maçını kaçırdığına üzüldüğü kadar bir namazı kaçırdığına üzülmeyen, popüler kültürün pençesinde eriyip giden nesiller Siyonizm için bulunmaz bir sermayedir. Çünkü derdi olmayan Siyonizm’e karşı direnmez, direnemez, sadece ona hizmet eder.
Gününü gün etme sevdasında olup, zamanın emanet olduğu bilincinde olmayan, sorumluluklarını sürekli erteleyen, İbadet planı, okuma planı, İslami faaliyet planı olmayan bir yaşam tarzı tam da Siyonizm’in istediği pasifize bir yaşam tarzıdır. Çünkü sahibi tarafından planlanmayan bir hayat başkaları tarafından yönlendirilmeye mahkumdur.
Kendi dinini, davasını, tarihini ve değerlerini bilmeyen, öğrenmek için bir çaba sarf etmeyenler Dünya Siyonziminin gönüllü hizmetçileridir. Çünkü kendi dininden ve değerlerinden haberi olmayan nesiller, başkalarının değerlerine hayranlık duyarlar. Kendi geçmişini ve tarihini bilmeyen, kendi kahramanlarını tanımayan gençler, yalan bir tarihin ve sahte kahramanların peşine takılıp giderler.
İbadet bilinci olmayan Müslümanlar İslam’ı bir ideoloji olarak algılamaya başlar. Savunduklarını yaşamak ve hayata geçirmek gibi bir dertleri olmaz. Söyledikleri ile yaptıkları farklı, eylemleri ve söylemleri birbiriyle örtüşmeyenler Siyonizm’in değirmenine su taşırlar. Özellikle tembel Müslümanlar Şeytan ve onun düzeninin en arzu ettiği insan tipleridir. Onlar lafta Kudüs'e gitmenin hayalini kurarlar ama iki adım ötedeki camiye gitmekte zorlanırlar. Sürekli sızlanır, eleştirir, tespit yapar ama asla iş yapmazlar. Okumaz, yazmaz, üretmez, hep İslam’ı konuşur ama yaşamazlar. Bu tiplerden Siyonizm’e karşı mücadele ve eylem beklemek beyhudedir.
Rahatlarından ve yaşam kalitelerinden taviz veremeyenler, haz ve hız tutkunu laylaylom takılanlar zorlu ve çetin mücadelelerin içine giremezler. Hayatları hep bir şeyleri kaybetme korkusuyla akıp gider. Lüks ve konfor düşkünü, nefsinin kölesi olanlar menfaatlerini kaybetme korkusuyla koca bir hayatı heder ederler. İradelerine söz geçiremezler. Nefis, böylelerinin boynuna kölelik zincirini takar ve istediği yere sürükler. Şeytanın maskarası olmaktan kurtulamazlar.
Şeytan ve şeytani düzenler, tüm bu hatalardan mümkün olduğunca kurtulmaya çalışan ve yeniden bir besmele çekerek hayatını düzene koymak isteyen Müslümanlardan nefret eder. Asla umutsuzluğa kapılmadan her günahtan tevbe ile kurtulan, imanını Kur’an ile harekete geçiren, yardımı sabır ve namazla Allah’tan isteyen, yapamayacaklarını konuşmayı bırakıp, yapabileceklerinin peşine düşenleri, İşin edebiyatını değil bizzat kendisini yapan, hali ile örnek olan, söylediklerini önce kendisi yaşamaya gayret eden, İslam’ı bir ideoloji olarak değil bir din olarak gören ve ona göre davrananları şeytan hiç sevmez. Hedef ve ideallerinden asla vaz geçmeyen, yılgınlık ve yorgunluk nedir bilmeyen, tek başına da kalsa mücadeleyi, aşkı, azmi ve heyecanı içinde taşıyan şahsiyet sahibi Müslümanlardan Şeytan da, düzeni olan Siyonizm de nefret eder. Şeytanla mücadele lafla değil şahsiyetli tavırla, irade ile, eylem ile olur. İşte o zaman derdimiz dermanımız olur.
Şahsiyetin olmadığı yerde ilim de cihat da dava da yoktur. Bir duruşu, bir kimliği, bir mücadelesi, bir derdi olmayanların İslam medeniyetinin inşasına hiçbir katkısı olamaz. Böyle Müslümanlar ne haksızlıklara ne de adaletsizliklere karşı duramazlar. Selin önündeki çöp yığınları gibi sağdan sola savrulan, kendi inancından, kimliğinden ve değerlerinden haberi olmayanların Siyonizm’e dur demesi de, ona başkaldırması da beklenemez. Her Müslüman bu ölçüler içinde kendi yerini belirlemek, Allah’ın mı, Şeytan ve onun düzeni Siyonizmin mi hoşuna gidecek bir kimliğe sahip olmak istediğine karar vermek ve o istikamette irade ortaya koymak mecburiyetindedir.
Allah razı olsun hocam.
Hocam allah razı olsun agzına yüreginsaglık allah yarve yardımcınız olsun
AMİN. ALLAH RAZI OLSUN. CÜMLEMİZİN CUMASI MÜBAREK OLSUN İNŞALLAH.
Hayatın şereflisini, rızkın bereketlisini, vücudun sıhhatlisini, ahlakın faziletlisini, evladın edeplisini, nasip eyle ya Rabbim. Hayırlı cumalar dilerim.
Eyvallah Mustafa Hocam. Çok Doğru. Allah Razı olsun. Cumamız bizlere ve İslam alemine hayırlar getirsin, Mazlumların kurtuluşuna vesile olsun inşallah .
Allah razı olsun hayırlı cumalar abi
ALLAH RAZI OLSUN HOCAM HAYIRLI CUMALAR
Kendimizi, ailemizi ve evlâtlarımızı cehenneme yakıt olmaktan kurtararak birer cennet goncası ve bülbülü hâline getirmek yolunda gayret, dinî tahsil, bilhassa Kur’ân-ı Kerîm eğitimi ve Hazret-i Peygamber’e bağlılık da muhabbet ve mârifet için şarttır. Hâsılı tâzim li-emrillâh, yani Cenâb-ı Hakk’ın emir ve rızâsına tâzimin içerisinde hangi özellikler varsa ve şefkat li-halkillah, yani yaratılanlara şefkat ve merhamet dairesinde ne gibi husûsiyetler yer alıyorsa bütün bunlara sahip olmak ve îcaplarını yerine getirmek ilâhî muhabbet ve mârifet için şarttır. Cumamız Mübarek Olsun.
Günaydın hocam Rabbim çaresiz dert vermesin hayırlı cumalar
Hâza güzel tesbitler hayırlara vesile olsun inşallah ÂMİN . Selam ve sevgiler.
İnsanlık, asıl onur ve şerefin âlemlerin Rabbine kul, Kutlu Nebi’ye ümmet kılınmakta olduğunu idrak edemedi. Rabbimiz bize böylesine değer vermişken, biz onuru makamla, mevkiyle, parayla ölçer olduk. Mevlâmızdan uzak düştükçe kendimize ve birbirimize de yabancılaştık. Kendimizi kendi ellerimizle tehlikelere atıyoruz.Cuma geceniz ve cumanız mübarek olsun.Hayırlı cumalar dilerim.
Allah razı olsun hocam.
Sizin bu tespitlei anlatmanizda cihattir yüreğinize sağlık
Bir Galatasaray-Fenerbahce maçı sonrası sosyal medya her yaştan insanların olumlu -olumsuz yorumları ile dolu..Kızanlar,sevinenler,uzulenler, tehdit edenlerden geçilmiyor..Oysa konu olan bir futbol maçı,sonunda ölüm yok,ama Filistin'de ölüm var, soykırım var aylardır... Üzücü ve bir o kadar da düşündürücü olan mesele 35.000 insanın İsrail, ABD tarafından katledilmesi bu maç hakkında yorum yapanların gündeminde bile yok.. Hesabımız çetin olacak vesselam...
Şeytan ve şeytani düzenler, tüm bu hatalardan mümkün olduğunca kurtulmaya çalışan ve yeniden bir besmele çekerek hayatını düzene koymak isteyen Müslümanlardan nefret eder denilen zümreden olabilmemiz temennisi ile teşekkürlerimi arz ederim.
Şahsiyetin olmadığı yerde ilim de cihat da dava da yoktur.
Günümüz Müslümanlarına ne kadar da yakışan bir yazı olmuş. Bedene tam oturmuş. kaleminize sağlıkç