İnsanın yeryüzü imtihanı, güzel bir hayat inşa etme imtihanıdır. (Mülk Suresi, 2)
Müslüman, hayatını Kur’an ve Sünnet tarafından çerçevesi çizilen Hayat modeline göre tanzim etmek ve Müslümanlığın ancak böyle yaşanabileceğini bilmek durumundadır. İnanç dünyasında, ibadet dünyasında, muamelat ve ahlak dünyasında bu çerçevenin içinde kalmaya özen göstermek Müslümanlığının hayatiyeti açısından büyük önem taşır.
İslam’a göre tanzim edilmeye özen gösterilmesi gereken “Müslüman hayatı” dış tesirlerle bozulmamalı, çürümemeli, başkalaşmamalıdır. Müslüman, hayatının Kur’an ve Sünnet ölçülerinden uzaklaşmasına, hayat çerçevesi içine başka inanç-değer unsurlarının karışmasına izin ve imkan vermemelidir ki Müslümanlığını koruyabilsin. Aksi durum bir anlamda temiz suya kirli bir kanaldan su karışması ve temiz suyun vasfının bozulması gibidir ki, Müslüman şahsiyetinin bozulmasına, hüviyetinin değişmesine, asliyet ve safiyetinden uzaklaşmasına sebep olur.
Müslüman, Allah'ın huzuruna temiz bir hayat defteri ile gitme kaygısı taşıyan insandır.
Bir gün, Allah'ın huzuruna varılacak, hayat defterine yazılanlar orada tek tek ortaya konulacak ve şahitlerin şehadetinde savunulacaktır. Allah'ın huzurunda gündeme geldiği zaman insanı utandırmayan, aleme rüsvay etmeyen bir hayat olmalıdır Müslümanın hayatı.
Ölçüleri İslam'ın hassasiyetlerine göre belirlenmemiş, üretilen kültür-değer formatları İslam kaygısı taşımayan, kutsallıktan kopuk bir toplum düzeni içinde Müslüman'ın İslami hayatının safiyetini korumasının elbette pek çok zorlukları vardır.
Bu durumda Müslüman’ın kendisini sürekli kontrol etmesi ve şu sorunun cevabını bulmaya çalışması önemlidir; Müslümanlığımın içini nasıl dolduruyorum? ve Yaşamam gereken İslam'ı ne kadar biliyorum?” Bilinmeyen tüm alanlara, yaşanılan kültürün rengi nüfuz eder. Zira, hayat boşluk kabul etmez.
Müslümanın, öncelikle Müslümanlığını çek etmesi, hayatında İslam dışı nelerin bulunduğunu sorgulaması gerekir. Bunun için evvela İslam’ı bilmek şarttır ki İslam dışı şeyleri bilme imkanı olsun. Bilmek, evvela bildikleri ile amel etme gayreti ile başlar “Bildikleri ile amel edenlere Allah c.c. bilmediklerini öğrenme fırsat ve gayreti verir.”
Ardından “hayatımızda ne kadar İslam var?” sorusu gelmelidir ki, Bu, hayatımızla ilgili bir İslam envanteri çıkarmak demektir. Bir anlamda “Yüzde kaç müslümanım?” gibi bir soruya cevap arama çabası. Bir şahsiyet MR'ı çektirmek gibi. Aşınan yerleri, urlaşan tarafları, kırılan, yamulan uzuvlar teker teker görülebilmek için.
Ondan sonra “Bunlarla Yaratıcı'nın huzuruna nasıl gidilir?” diye bir kaygı oluşur Müslüman’ın hayatında ve ardından TEVBE sancısı ve ihtiyacı gelir. Rabbe dönme, af dileme, kötüden uzaklaşma, güzele ve doğruya yönelme arzusu, ya da tevbe sonrasının huzuru ve duruluğu.
Burada kişi kendisini şöyle sorgulamalı;
Ellerim ne kadar Müslüman, ayaklarım, gözlerim, kulaklarım, dilim ne kadar Müslüman? Hele kalbim ve dimağım İslam ölçülerine göre işliyor mu? Kalbimde bir aksama var mı, itikadımda bir sapma, bir dejenerasyon mevcut mu? Dünyayı, ukbayı nasıl görüyorum?
Ardından şu soru zonklatmalıdır Müslüman’ın beynini;
-Bu uzuvlarım yarın Rabbimin huzurunda şahitlik ettiklerinde ne diyecekler benim için?
Rabbimin gördüğünü ve bildiğini bile bile O yokmuş gibi davranıp uzuvlarımla işlediğim ya da onların şahit olduğu yaptıklarımdan şahitliklerini isteyecek Allah c.c.
Çağımız sistemleri insanı, Yaratıcı'nın gözetiminden koparılmış alanlar aramaya sevk ediyor. Günah işleme hürriyetinin olduğu mekanlar. Bir tür “Serbest bölgeler.” Hatta sadece vergisiz değil, kanunsuz bölgeler oluşturmak istiyor. İslam açısından böyle bir alan yoktur. Allah Resulü’nün buyruğuna göre Müslüman “Allah'ı görüyormuş gibi yaşayacak.” Ahirette nasıl olsa Yüce Huzur'da hayat defterleri açılacak. Müslüman henüz oraya gitmeden, yani bu dünyada iken kendini Allah'ın her an gördüğü bilinci içinde hareket ederse, oraya, hesabı zor yükler taşımaktan imtina eder. Onun için hayatında İslam'ın dokunmadığı, Kur'an soluğu ve Resulullah mesajı ile diriltmediği ölü alanlar bırakmamak gerekir.
Yüreklerin temizliği sağlanmadan, kalpler Allah’a yönelmeden, Kur’an’la ve Resulullah’ın rehberliği ile dirilmeden evlerin, sokakların, toplumun, dünyanın huzuru, temizliği, dirliği ve diriliği sağlanamaz.
Asıl yapılması gereken, İslam’sızlıkla hayatiyetini kaybetmiş dünyaya, evvela şahsi yaşantılarımıza yansıtacağımız, sonra da dalga dalga Allah’ın yardımı ve Müslüman’ın örnekliği ve önderliği ile yaygınlaştıracağı İslam'ın hayat ölçülerini temel alan gerçek bir dirilişi insanlığa taşımaktır. Bu, Müslüman için, hem sorumluluktan kurtulmanın hem de kurtuluşun yegane yoludur.
Allah razı olsun değerli hocam.
Bildikleri ile amel edenlere Allah c.c. bilmediklerini öğrenme fırsat ve gayreti verir. ÇOK ÖNEMLİ BİR KURAL
Allahım size hayırlı uzun ömür versin öğretmenim yüreğinize sağlık
Selam ile. Teşekkürler hocam. Aynen katılıyorum. Görüşmek ümidiyle Allah'a emanet olunuz
oraya, hesabı zor yükler taşımaktan imtina eder. ifadesi bizi burada çok düşündürmesi gereken bir durum.
Değerli Hocam Rabbim Sizden Ebediyyen Razı Olsun #Amiiiin
Hocam çok güzel bir yazı olmuş.
Yazılarınız biribirinden güzel ve akıcı. severek okuyoruz. kaleminize sağlık.
Çok düşündürücü ve ders verici bir yazı. kaleminize sağlık.
Harika bir yazı olmuş Hocam. Allah sizden razı olsun.
Hocam Allah razı olsun. Bütün azalarımız ile müslümanca yaşamak gerektiğini unutmamamızin önemli olduğunu hatirlattiniz Teşekkürler...
Allah razı olsun selamunalekum
Allah razı olsun üstadım. Rabbim, bizlere hayırla şahitlik edilenlerden lutfeylesin.
Allah razı olsun Saygıdeğer Hocam. Nefsimizi sorgulamaya matuf, lakin bir o kadar da letafetle kaleme aldığınız yazınızdan çok müstefid oldum. Rabbim gönlünüze sağlık, ömrünüze bereket ihsan eylesin. Hürmet ve muhabbetlerimi arz ediyorum
ALLAH, RAZI OLSUN. ÖMRÜN HEP HAYIR DOLU OLSUN. RABBİM, ÖMRÜNÜNÜN SONUNA KADAR YERİNE GETİRİLMEDİK HİÇ BİR HACETİNİ BIRAKMASIN... AMİİİİİİİİİİİİİİİİİN.