İstanbul Belediye Başkanlığı için yenilenen seçimler nihayet sona erdi. Ekrem İmamoğlu İstanbul’a belediye başkanı oldu. Kendisini tebrik ederim.
Demokrasi, her kesimin kendisini bir gün iktidara taşıması mümkün olan bir sistem. Bu yüzden güzel. Kendinizi milletin önüne koyuyorsunuz. Doğal akışı içinde o da sizi değerlendiriyor.
Bu yüzden zaten demokrasi dışı ayaklanmalar, darbeler, muhtıralar milletten kabul görmüyor. Bu yüzden demokrasi dışı yollara tevessül edenler her seferinde milletten tokat yiyor. Yüz yıllık demokrasi tarihimiz bunun örnekleriyle dolu. Bundan sonra da hep böyle olacağı muhakkak.
İstanbul seçimlerinin iyi analiz edilmesi gerekiyor. Bu analizi Türk siyasetinin ana gövdesi olan iki partinin, hem Ak Parti’nin hem de CHP’nin öncelikle yapması gerekiyor.
Ak Parti bakımından yazılacak çok şey var. Ama İstanbul seçimleri özelinde konuşulacak olursa, öncelikle Ekrem İmamoğlu’na mağdurluk duygusu ve kitlelere de rakipleri için mağdurluk imajı yaşatmamaları gerekirdi.
Çünkü milletimiz mağdur konusunda son derece hassas. Böyle bir imajın şuyûu, vukûunun önüne geçer. Yani mağduriyetin gerçekleşip gerçekleşmediğinin önemi yoktur, millet nezdinde algısı bile yeterlidir. Bu net.
Zira, çok değil, yaklaşık üç ay kadar önce olan seçimlerde Binali Yıldırım’la Ekrem İmamoğlu arasındaki fark 13 bine kadar düşmüş iken, daha aradan üç ay geçmeden yapılan seçimde 770 bini aşmış olması başka türlü izah edilemez. Bu, başka sebeplerle izah edilecek bir rakam değildir.
Hele hele İmamoğlu’nun yalanlarla kitleleri etkilediği gibi ucuz gerekçelerle izah edileceği bir rakam hiç değildir. Bu ve benzeri gerekçelerle değerlendirmeler yapanlar, Ak Parti’yi yanıltarak daha büyük hatalar yapmasının zeminini hazırlamış olurlar, o kadar. Milletimizin, tabirimi mazur görün, yalanlarla kandırıldığını iddia edenler varsa, bilmeliler ki, bu milleti hala tanımamışlardır. Emin olun milletimiz basiret ve feraset sahibidir.
Kaldı ki, Ak Parti’nin 2002’den beri sayısız başarılarının altında, hizmetlerinin getirisini kabul etmekle beraber, önemli ölçüde mağduriyet duygusunun yol açtığı milletçe sahiplenilme olgusu yatmaktadır.
Hiç şüphesiz, bundan sonraki süreçte Ak Parti’nin, rakiplerinde mağduriyet algısı oluşturacak hususlardan kaçınması lazım geldiğini bilmesi ve buna göre siyaset üretmesi gerekir.
Bu çerçevede, Ak Parti’nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’na, “Bana İstanbul’a hizmet ettirmiyorlar” dedirtecek, yani mağduriyet algısı oluşturabilecek uygulamalardan ve söylemlerden kaçınması gerekir.
Aynı şey, Ankara Belediyesi için de geçerlidir. Bundan sonraki süreçte, ilgili belediyelerin kendi muhtemel başarısızlıklarının (muhtemel diyorum, başarısız olacaklar demiyorum. Bunu önümüzdeki beş yıllık süreç gösterecek) faturasını Ak Parti’ye kesme ve bunu yaparken de mağduriyet algısı oluşturma gibi bir yola tevessül edecek olmaları mümkündür.
Ak Parti’nin buna hazırlıklı olması ve algı yönetimi konusunda derinlemesine çalışmalar yapması gerekir. Bu konuda çok başarısız oldukları gerçeğini görmeleri, partinin siyasi geleceği açısından hayati önem taşımaktadır.
(Seçimlerin CHP ve İmamoğlu açısından değerlendirilmesini sonraki yazıya bırakıyorum)
Seyfullah Hocam. Allah razı olsun. Ak Parti için bu süreç toparlanma, fabrika ayarlarına dönme ve menfaat çöreklenmelerinden kurtulma vesilesi olur inşallah. Aksi takdirde ipin ucu kaçıyor.
"Olanda hayır vardır" der, kabülleniriz. Kazananla derdimiz olamaz. Tebrik ederiz. ZORUMUZ KAYBETTİRENLERLE!
17 yıldır mağduriyet le her seçime girip çıkan akparti şimdi sıra diğerlerinde bu gayet normal