Başörtüsüne özgürlük kapsamında anayasada yapılacak düzenlemelerle ilgili destek istemek üzere Ak Parti geçtiğimiz günlerde mecliste grubu bulunan partileri ziyaret etmişti.
Bu ziyaret kapsamında ne yazık ki, mecliste grubu bulunduğu gerekçesiyle HDP/PKK terör örgütü de ziyaret edilmişti.
Bu çok büyük bir hata idi ve Ak Parti’nin tutarsız bir davranışıydı.
Çünkü Ak Parti HDP’yi terörün siyasi uzantısı olarak görmekteydi ve doğru bakış açısı da buydu.
Bu konuda, aynı zamanda Ak Parti Genel Başkanı da olan Sayın Cumhurbaşkanımızın sözlerini biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız HDP’yi çok net olarak tanımlıyor. “HDP’yi meclise yakıştırmıyoruz” sözü zâtıâlîlerine aittir.
Yine Sayın Cumhurbaşkanımız PKK’nın Mersin saldırısından sonra genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşmasında “ HDP'yi allayıp pullayarak meşrulaştırma ve iktidara ortak etme peşinde koşanların ellerinde, yapılan her terör saldırısında dökülen kanların izi vardır, olacaktır” demişlerdir.
Yani, Ak Parti Genel Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Sayın Cumhurbaşkanımızın, HDP’yi eli kanlı terör örgütü olarak gördüğü çok açıktır. O kadar açıktır ki bu, HDP’yi meşrulaştırmak isteyenlerin dahi eline o kanın bulaşacağını ifade edecek kadar net ve berraktır.
Çeşitli platformlarda İç İşleri Bakanımızın HDP’nin terör örgütü olduğu yönündeki canhıraş feryatlarını hemen her gün duymaktayız.
Ki, bunlar doğru olan tespitlerdir.
HDP bir terör örgütüdür. 2x2:4’ten daha güçlüdür bu tespit.
HDP’nin terör galerisini tek tek sayıp dökecek değilim. Buna ne gerek var ne de ihtiyaç. Bunları sıralamak için ne sayfalar yeter ne de mürekkepler.
Malumun ilamını tekrar tekrar dile getirmeye gerek yok artık.
Çoktan kapatılması gerekirdi; ama hâlâ tuhaf bir biçimde kapatılmadı. Seçim sath-ı mâilinde kapatmak ne kadar doğru olur, muammadır.
Bu demek değildir ki beraat kararı verilsin. Asla…
Buna yüksek mahkeme karar verecek; ama karar bellidir. Aksi, Türk Milletinin aklıyla dalga geçmek olur.
Lakin karar dondurulup geciktirilmelidir, seçimden sonraya bırakılmalıdır.
Şimdi dönelim asıl konumuza…
Buradan sonrası Sayın Cumhurbaşkanımıza arz-ı hâlimdir.
Sayın Cumhurbaşkanım! Siz ki 29 yıldır girdiğiniz her seçimi kazanan ve Yüce Allah’ın izniyle 2023’ü de kazanacağı belli olan dünyada benzeri görülmemiş bir siyasetçisiniz.
Zâtâlîleriniz bunu, hiç kuşkusuz milletinin sesine kulak veren ve onlara karşı daima dürüst olan bir kişiliğe sahip olmanız sayesinde başardınız ve bundan sonra da başaracaksınız.
Bundan zerrece kuşkunuz olmasın!
Çünkü bizim inancımız odur ki, Siz Milletin adamsınız.
Sayın Cumhurbaşkanım, bizler halkın içinde yaşıyoruz. Gerek sivil toplumda aldığımız görevlerle, gerekse icra ettiğimiz mesleklerimizle, gerekse de çeşitli fikirlere sahip komşularımızla, mahallelerimizdeki insanlarla, mesai arkadaşlarımzla görüşüp konuşuyoruz.
Ben bu yazıyı onların duygularına da tercüman olarak yazıyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım! Başörtüsüyle ilgili yapacağınız anayasal düzenleme konusunda Partileri ziyaret kapsamında Adalet Bakanımız büyük bir hata yaparak HDP’yi ziyaret etmiştir.
Bu durum, yukarıda da arz ettiğim gibi, sizin onları eli kanlı kişiler olarak görmeniz karşısında büyük tenakuz olmuştur.
Yapılan eleştiriler karşısında, partinizi destekleyenlerin boynu bükülmüş, direnci kırılmış, âdeta suç işlemiş de sesi sedası çıkmayan çocuklara dönmüşlerdir.
“Bize gelince HDP ile temas kurmak haram, Size gelince caiz, öyle mi?!” diyerek, Ak Parti’yi destekleyenlerle âdeta alay edilmiştir.
Ne yazık ki buna, HDP’yi ziyaret etmenin neler alıp götüreceğini iyi tahlil etmeyen ilgililer sebep olmuştur.
Biz biliyoruz ki, sadece Türkiye içinde değil, ülkemizi de tehdit eden sorunlarla küresel ölçekte mücadele eden Zâtâlîlerinizin her bir şeyi düşünme ve bilme imkânınız elbette olmayabilir.
Sayın Cumhurbaşkanım, Ak Parti Grup Başkan Vekiliniz Sayın Özlem Zengin “HDP’yi ikinci kez ziyaret edeceklerini söyledi. Bunu da, “HDP'ye gideceğiz. İlişki zeminlerini doğru oturtmak lazım” sözüyle ifade etti.
Sayın Cumhurbaşkanım, çok doğru bir tespitle HDP için “eli kanlı” dedikten sonra böyle bir ziyaretin hiçbir biçimde doğru zemini olamaz. Bu partinin mecliste olması onların meşru olduğu anlamına gelemez.
Esasen hukukî olan bir şey, aynı zamanda meşru olmayabilir. Hepimiz biliyoruz ki, HDP tam da buna uyan bir örnektir.
Eğer demokrasinin gereği diye düşünülüyorsa, böyle bir şey zinhar doğru olamaz. Zira “eli kanlı” bir siyasi oluşumu ziyaret ederek meşrulaştırmak katiyyen demokrasinin bir gereği olamaz.
Ak Parti, HDP’yi yok saymasını milletimize büyük bir onur ve gururla anlatacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanım! Başörtü ile ilgili desteğe gelince, varsın destek olmasınlar; zaten onlara gidildiğinde de olmayacaklar.
Bu millet, “eli kanlı” insanlardan gelecek olan himmete dönüp nazar etmeyecek kadar onurlu bir millettir.
Bu düzenleme velev ki kabul edilmese ne olur! Onur ve vakarıyla mücadele edip bu günleri gören milletimiz, yine onur ve vakarıyla mücadele ederek bu sorunu çözecektir. Allah büyüktür. Yeter ki, bu necip millet terör piyonlarına mecbur ve mahkûm edilmesin.
Sayın Cumhurbaşkanım!.Siz milletinizin başında onların sesine kulak veren bir devlet adamısınız. Siz bu devletin başkanı, bu aziz milletin de önderisiniz. İlk hata yapıldı, fakat ikinci hataya fırsat vermeyiniz. Partinizi ve Zâtıâlîlerinizi destekleyen insanların boynunun yere eğilmesine fırsat vermeyiniz.
En samimi duygularla arz ederim, Efendim.
Kaleminize sağlık muhterem hocam. bu gün gözetilmeyen bazı hassasiyetler yarın çok farklı sonuçlar olarak önümüze geliyor. adımlar bu günü değil, yarınları düşünerek atılmalı.
Sosyal medya hesabimdan defalarca yazmıştım bu ziyaret hangi amaçla olursa olsun yanlıştı.Muhsliflerin eline koz verilmiş oldu.HDP -AKPARTİ işbirliği gibi lanse edildi kasıtlı olarak.Muhatap HDP değil,millet olmalıydı.