11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül geçtiğimiz ay içinde Karar Gazetesi yazarlarıyla bir söyleşi yapmıştı. Bu söyleşide Sayın Gül, soru üzerine, tüm dünyada “Siyasal İslâm”ın çöktüğünü söylemişti.
Siyasal İslâm’ın çöküp çökmediği konusunda fikir beyan etmeden önce, bu kavramın ne ifade ettiğinin ortaya konulması, meselenin anlaşılması bakımından doğru olacaktır.
Lafı fazla uzatmayacağım.
Batı dünyası, kendi emperyal ve sömürgeci politikalarına ve eylemlerine karşı çıkan İslâmî ruha sahip tüm oluşumlar için bu kavramı kullanmaktadır. Bu aslında doğrudur da. Çünkü kavram, içinde böyle bir itirazı barındırmaktadır.
Fakat yanlış olan şey, Batı dünyasının bu kavramı olumsuz bir algı ile kamuoyunun önüne atmaya çalışmasıdır. Kendisini sorgulayan tüm İslâmî oluşumları bu kavram üzerinden terörizmle yan yana getirerek algı yönetimi yapmaktadır. Böylece Müslümanların nefesini kesmekte ve emperyal emellerini binbir türlü katliamlarla gerçekleştirirken, hiçbir Müslümanda kendisine itiraz edebilecek bir güç bırakmamayı amaçlamaktadır.
Nitekim Türkiye’de 28 Şubat postmodern darbesini yapanlar, Milli Görüş hareketini terör oluşumları listesine almayı dahi planlamışlardı. Bu tam bir aymazlık ve akıl tutulmasıydı.
Yine Mısır’da Müslüman Kardeşler Teşkilatı, ABD’nin de desteğiyle darbeci Sisi tarafından terör listesine alınmıştır.
Yani, siz Batı sömürgeciliğine karşı yüksek sesle itiraz ediyor ve bunu da İslâmî kimliğinizle yapıyorsanız, Siyasal İslâmcısınız, fundamentalistsiniz, köktendincisiniz, radikalsiniz vb. olumsuz ithamlarla karşı karşıyasınız demektir. Batı, en korktuğu kavrama olumsuz bir imaj yüklemiş ve kimi Müslüman entelektüeller de bu imajı kabul ederek, Siyasal İslâm’ı uzak durulması gereken bir olgu olarak görmüşlerdir.
Bu tavır, düpedüz emperyalizmin tuzağına düşmektir.
Türkiye’de ve dünyada Batı’nın ajanı olduğu artık bilinen FETÖ terör örgütünün 2010’dan itibaren sistematik ve periyodik olarak artan bir biçimde “Siyasal İslâm’ın çöktüğüne ve Siyasal İslâm’a zemin hazırladığı gerekçesiyle İmam Hatip Okullarının işlevini tamamladığına, dolayısıyla bu okulların tamamen kapatılması gerektiğine” dair propagandalar yapmaları, boşuna değil idi. Nitekim o dönemlerin FETÖ yayın organı olan Zaman Gazetesinin, bazıları tutuklu, bazıları da yurt dışında kaçak olan yazarlarına baktığımızda bu konuları sıklıkla işledikleri, böylece milletimizi İmam Hatiplere karşı tahrik etmeye çalıştıkları görülmekte idi.
Sayın Gül’ün aynı argümanları bugün devam ettirmiş olması, anlaşılması güç büyük bir talihsizliktir. Sayın Gül’e destek verenin de Fehmi Koru olması, Küresel emperyalizmin Türkiye içinde ve ne yazık ki sözüm ona İslâmî kesimde ne kadar etkili olduğunu göstermektedir.
Peki nedir, Siyasal İslâm?
Siyasal İslâm, Müslüman kimliğine sahip insanların bir araya gelerek siyaset yapması değildir. Bunu kabul etmemiz katiyyen mümkün değildir. Türkiye’de en sağdan en sola kadar siyaset yapan insanlar zaten umumiyetle Müslümandır. Hangimiz onların yaptığı siyasete “Siyasal İslâm” dedik, şimdiye kadar?!
“Siyasal İslâm”, basit bir kavram değildir; bu kavramın ifade ettiği şey, sıradan ve alelâde bir fikir de değildir.
“Siyasal İslâm”, mikro plandan makroya doğru uzanan bir şekilde yeryüzünde meydana gelen bütün olgu ve olaylara, tüm sorunlara, geçmişten geleceğe uzanan tüm hayallere İslâmî perspektiften bakabilmektir.
İktisadî yapınıza bakarken faizi sorgulayabilmek, devletinizi yönetirken adaleti tesis edebilmek, yeryüzünün farklı bölgelerinde zulme maruz kalanlara sahip çıkarken, onlara zulmedenleri ilâhî vahyin talimatı gereği engellemek için harekete geçebilmektir “Siyasal İslâm”.
Kur’an’ın cihanşumül talimatı gereğince, “yeryüzünde fitne/zulüm kalmayıncaya kadar zalimlerle mücadele etmektir “Siyasal İslâm”. (Bkz. Kur’an, Enfal Suresi, 39).
Ve Kur’an, yeryüzünü kasıp kavuran zalimlerle mücadele yolunda bizi yalnız bırakmaz, önümüze İlâhî bir müjde koyar ve mustaz’aflara/mazlumlara sonsuzluğa uzanan bir umut aşılar: “Zulmedenler, çok yakında nasıl bir inkılâpla devrileceklerini göreceklerdir”. (Kur’an, Şuara Suresi, 227).
İşte tam da bu yüzden Siyasal İslâm çökemez, çökmemelidir. Siyasal İslâm’ın çökme lüksü yoktur. O, yeryüzünün küresel Firavunlarının elinde acı içinde kıvranan masum ve mazlum milletlerin tek umududur. O, zalimlere karşı her bakımdan direnişi fişekleyen tek hareket kaynağıdır. Bu direniş, geri kalmış milletlerin çağdaş firavunların elinden kurtulabilmeleri için gerekli tüm ilmî, kültürel, siyasî, iktisadî, askerî hamleleri başlatabilmelerinin tek yoludur.
Bu nedenle küresel emperyalizmin sahipleri, İslâm’ın dünya siyasetine müdahale etmesini istememektedir ve bundan rahatsız olmakta, hatta bundan da öte korkmaktadır.
Siyaset damarları koparılmış İslâm, dünya müstekbirlerinin, zalimlerinin istediği İslâm’dır; İslâmsız siyaset ise, aksiyon imkânından yoksun, beyni iğdiş olmuş bir beden gibidir, caydırma işlevi görmesi mümkün değildir. Bu yüzden İslâmî siyaset, zulüm odağı haline gelmiş olan BM’e dünya beşten büyüktür derken; İslâmsız siyaset ise, “bizim İsrail’le ne sorunumuz var ki, Filistin’e sahip çıkma uğruna İsrail’e terörist devlet diyoruz” diyerek, gerçek terörist devletleri rahatlatmakta, hatta cesaretlendirmektedir.
Öyleyse, önemine binaen tekrar edelim: “Siyasal İslâm”, bazı dindar kişilerin bir araya gelerek siyaset yapması değildir. Mesele bu kadar ucuz ve basit değildir.
“Siyasal İslâm”, yukarıdaki cümleyi tekrar etmem gerekirse, mikro plandan makroya doğru uzanan bir şekilde yeryüzünde meydana gelen bütün olgu ve olaylara, tüm sorunlara, geçmişten geleceğe uzanan tüm hayallere İslâmî perspektiften bakabilmek ve gereğini yapabilmektir.
Bu nedenle “Siyasal İslâm”, insanlık ve Müslümanlık var olduğu sürece devam edecektir, etmek zorundadır.
islam medeniyetini batı karşısında mağlup gören bir gözün,bir bakışın veya böyle bakan siyasetçi birisinin dünyada siyasal islamın çöktüğünü söylemesi sıradan bir ifade değildir.Majestelerinin emridir.
Hocam elinize sağlık. Konu hakkında şimdiye kadar çok makale okudum ama sizin kadar sade ve tatmin edici makale okumamıştım. Teşekkürler.
Hoşgeldiniz kıymetli hocam,özlemiştik hem sizi hem de yazılarınızı..
Hocam tebrikler ağzınıza sağlık. Siyasal islam islamın bel kemiğini oluşturur.Ne yazık ki Rahmetli Erbakan hocamızın yanı başında olupta hocamızın misyonunu anlayamamış olanlar elbetteki siyasal islamın hakim olmasını istemeyeceklerdir. Çünkü siyasal islam devletin her kademesine hükmettiğinde, devlet aşamasına geldiğinde siyasal islamın çökmesine zemin hazırlayan hainleri affetmeyecektir. Abdullah GÜL'e hatırlatmak isterim ki bizler milli görüş gençleri olarak dilimizden düşürmediğimiz ''Kör dünyanın göbeğine hak yol islam yazacağız ''marşlarıyla büyüdük ve yine rahmetli hocamızın dediği gibi ''Mesele iktidara gelmek değil, iktidara adam gibi adam yetiştirebilmek. İşte bu noktada biraz tökezlemiş olabiliriz ama durum bizleri yıldırmaz yeter ki içimizdeki virüsleri temizleyelim. Bunun yolu da islamı iyi anlayıp şuurlu Müslüman olabilmek. Bunu başaramadığımız için para, makam ve kadın gibi üç önemli imtihanımızda maalesef tökezliyor ve sil baştan diyoruz. Lütfen biraz feraset.SELAMETLE
Allah ﷻ râzı olsun değerli hocam her zamanki gibi yine bilgeliğinizi, birkiminizi, istikamet üzere ve sağlam duruşunuzu gösteren harika bir yazı kaleme almışsınız..
Doğru söylüyorsunuz hocam da ABD silahları ile birbirini öldüren bir insan türünden nasıl müslüman olurda birlikte yaşayabiliriz
Allah razı olsun değerli Hocam. Siyasal İslam kavramını Müslümanın önüne, kendisinin olması gereken inancının gerekleri olarak algılattırmamak için farklı ambalajlarda sunuyorlar. Müslümanlarda bazen yaşantıdaki eksiklerinden dolayı işine geldiği için, bazen de pazarlamacı işbirlikçilerin cazibesine kapılarak oltaya geliveriyorlar. Bilmiyorlar ki o öcü gibi gösterilen şey benim olmam gereken, onların sa korkulu rüyası. Allah İslam ümmetine uyanmak nasip etsin.
Tebrikler Hocam
Siyasal İslâm kavramına her kes farklı açıdan bakıyor. Birileri de İslâmî değeri kullanarak ken siyasal iktidarını gerçekleştirmek olarak anlıyor!
Muhterem kardeşim duygu ve düşüncelerimize tercüman oldun.Kalemine ve yüreğine sağlık.Allah razı olsun
Harika tespitler. Kaleminize sağlık. Siyasal İslam biterse İslam da bitmeye mahkûmdur.