HA BU DA BANA DERS OLSUN
Yine rutin emekli yürüyüşlerinden biri.. Kordon'da oturuyor, çağıl çağıl akan suyu izliyorum. Eskiler insanı (erkeği) üç ses dinlendirir demişler:
"Su sesi, para(altın) sesi, cins-i latif sesi."
Hem ruh hem de beden olarak dinlendiğime kanaat getirince hafifçe ayaklandığımda bir hemşerilerimle göz göze geldim. Selam verip "Nasılsın hemşerim?" demek gafletinde bulunduğumu anladığımda iş işten geçmişti.
"Nasıl olayım berbat!" diye başladı, somurtkan bir yüz ve sinir katsayısı yüksek bir sesle. Ben böyle bir şey görmedim, bu memlekette yaşanmaz, bilmem kaç yıl geçmiş Gezi olayları diyerek Ayşe mi neydi adı, içeri almışlar kadını. Adı neydi hatırlayamadım bir parti başkanını da almışlar taa İstanbul'a getirmişler. Bunlar kinci, her gün beddua ediyorum.. Lafa girip "İyi güzel de hemşerim ağaç diyerek resmen terör estirdiler, otobüsleri, durakları, polis otolarını yaktılar, mali ve iktisadi sistemi berbat ettiler; diğeri de Suriyeliler hakkında yaydığı yalan haberlerle toplumu sürekli gerdi, cezasız mı kalsaydılar" diyeceğim; ama ne mümkün makineli tüfek gibi saydırıyor mübarek.
Her gün her şeye zam geliyor, denetleyen yok. Maaş zamlarına yakın, emekliye az para vermek için enflasyonu kasıtlı düşük gösteriyorlar. TÜİK ne diyor, ENAG ne diyor, insafsız bunlar, emekli düşmanı..
"Evet maaşların yetersiz olduğu konusunda haklısın; ama hiç gerek yokken yanlış olduğunu bile bile, sırf iktidarı zor duruma düşürmek içn EYT'lileri kışkırtan muhalefette hiç mi kabahat yok diyeceğim ya mümkün değil.
Ayrılma noktasına gelince "iyi akşamlar hemşerim" dedim;ama karşılığı yine sinirli ve somurtkan bir cevap oldu.
Bir süre sonra aklıma geldi, emekliler olarak ikinci zamlı(!) maaşımızı yeni aldık; ama emeklilerin siniri hala yatışmamış demek ki..
Emeklinin öfkesi kolay kolay geçmeyeceğe benziyor; patlamaya hazır barut fıçısı gibiler. Bu yüzden özellikle bu aralar ve de özellikle muhalif emeklilere "Nasılsın? " diye sormamak lazım.
Ben bilmeyerek bu hatayı yaptım; ama Temel fıkrasında olduğu gibi:
"Ha bu da bana ders olsun!"
DÜNYA DERBİSİ-GS-FB-FETÖ
Yarın ''Dünya Derbisi'' var. Orta hakem de Var hakemi de yabancı, ağız tadıyla bir maç mı izleyeceğiz, yoksa her zamanki gibi gerim gerim gerilecek miyiz göreceğiz.
Daha önceleri de yazmıştım, yeri gelmişken tekrar edelim. Fenerbahçe yönetimi, ''Biz neden başarılı olamıyoruz'' sorusunun cevabını aramak yerine, Galatasaray'ın kazandığı her maç sonrası “hakemler, yapı, Fetö sayesinde'' diyen takıntılı bir taraftar topluluğu oluşturdu. Bunu da ''yönetimi, teknik direktörü ve futbolcuları'' gelecek eleştiri oklarından korumak için yaptılar. Sonuç itibariyle başarılı da oldular.
Ama bu taktiğin nerelere kadar sirayet ettiğini, küçücük kalpleri bile nasıl ifsad ettiğini düşünemediler ya da en kötüsü düşündüler; ama gayeye varmak için her yol mübahtır.'' anlayışı ile anlamazdan, görmezden geldiler..
Evvelki gün yolum Aydınlıkevlerdeki 3 harfli marketlerden birine düştü.
Alışverişi bitirip çıkarken merdivenlerde oturmuş iki çocuğa takıldı gözlerim. Daha doğrusu ellerindeki kolalara ve ikisinin arasındaki cips vb yiyeceklerin poşetlerine.
Öğretmenlik damarım tuttu :"Çocuklar; yediğiniz, içtiğiniz şeyler hep zararlı, keşke daha faydalı şeyler alsaydınız ."deyiverdim yanlarından geçerken.
Çocuklardan biri arkamdan seslendi:"Amca siz hangi takımı tutuyorsunuz?" Soruya anlam veremedim; ama gayri ihtiyari dönüp "Tabii ki Galatasaray"dedim. (O anda fark ettim, birinin üzerinde Fener forması var.)
Ufaklık devam etti:
"Ama Galatasaray daha zararlı"
"Asıl Fenerbahçeli olmak zararlı; çünkü biz yine şampiyon olduk, sevindik, siz yine üzüldünüz."dedim gülerek.
"Ama siz Fetö sayesinde şampiyon oldunuz." demesin mi!
"O zaman Fetö'nün ortadan kaldırıldığı 2016 senesinden sonra en çok kim şampiyon olmuş ona bak, yine biz şampiyon olmuşuz."dedim, bu sefer susmayı tercih etti.
Arabama yürürken iç sesim mırıldandı:
"60 yaşında koskoca adam, torunun yaşındaki çocukla futbol tartışmasına giriyorsun,ayıp, yaşından başından utan!"
Hiçbir şeyin fanatikliği iyi bir şey değil, futbol dahil ...
CEMAATİN SİGARA İLE İMTİHÂNI
Cuma vakti..
Bu kez biraz geç kaldım,ezana sadece birkaç dakika kala caminin önüne gelebildim....
Manzara, her zamanki gibi..
Cemaatin bir bölümü, küçük gruplar halinde sohbet etmeyi, camiye girip vaaz dinlemeye tercih etmiş.
Birileri de ezanın okunmak üzere olduğunun farkında olmalı ki sigara telef olmasın diye (malum en ucuz sigara 65-70 TL'den başlıyor) küçük zaman aralıklarına sıkıştırılmış son nefesleri hızlı hızlı çekmekle meşgul.
Ezan başladı, cemaat aynı hal üzre, istifini bozan yok...Ne zamanki ezan sona yaklaştı, sohbet edenler, (konuştukları çok önemli olmalı) yarım kalma endişesiyle sohbete ara vermeden caminin kapısına hızla adımlarla yönelirken, sigara içenler de son nefesleri çekerek sigaranın arta kalanını yere atıp ayaklarıyla ezdikten sonra onları takip etti.
Tiryakiler adına, ''Acaba caminin şadırvanında en azından ağızlarını şöyle bir suyla çalkalarlar mı ?'' diye umutsuz bir bekleyiş içine girdim; ama sağolsunlar yine şaşırtmadılar beni.
O nahoş kokuyla sarmaş dolaş camiye giriverdiler.
Peygamber efendimiz(SAV) ''Soğan ve sarmısak yiyen kimse, kokusunu gidermeden mescidimize yaklaşmasın'' buyurduğuna göre özellikle CUMA NAMAZI'ndan önce cami önünde sigara içip de camiye giren muhteremler sigaranın, soğan ve sarımsaktan daha güzel koktuğunu düşünüyor olmalılar..
Keşke sigara içmeyen birilerine sorsalar...
Bu tarz yazılara da ihtiyaç varmış değerli üstadım. ZEVKLE OKUDUM.
Abi sen sokağa çıkmaya devam et. Kalemine sağlık
Metin hocam tanımadığıma öğüt vermiyorum. Adam marketin malını aktariyor her on tane güç kullanarak dokunduğunda poşetine bir tane atıyor pek hoş değil dediğinde dayı işine bak dedi. hayırlı Ramazanlar.
Dediğinnize aynen katılıyorum üstadım;günümüzde herkes her şeyin doğrusunu,iyisini ve güzelini bildiği için kimsye söz söylenmiyor.Göreceğimiz tepkinin ne olacağı belirsiz..
Tadımlık yazılar.
Kaleminize sağlık hocam... Futbol boş muhabbet... Kendin yapmadıkça gerisi hikaye. Yediden yetmişe birçok kişi anlamsız bir şekilde futbol konuşuyor. Hâlbuki sahadakiler için meslek. Abartmaya gerek yok. Bir zamanlar Antalyaspora Etoo diye bir futbolcu geldi. Bu adam sezon sonuna doğru attığı gollerle çılgınlar gibi seviniyordu. Tabi taraftar da seviniyor. Sonradan anlaşıldı ki attığı 20. golden sonra gol başına 200 bine anlaşmış. Çok büyük para.. Adam sevinmekte haklı. Haklı ama bize ne oluyor???
Allah razı olsun Metin abi güzel bir mevcut durum analizi olmuş eline emeğine sağlık
Kaleminize sağlık hocam. Şimdiden hayırlı Ramazanlar.