BİR OTEL YANGINI
Bu sabah nedense 05.00 gibi kalktım. Ezan vaktine kadar oyalanmak kabilinden TV'de haberleri izlerken bir anda Kartalkaya'da otel yangını haberi verildi yanan otelin görüntüleri eşliğinde.
İlk olarak hayatını kaybeden kişi 3, yaralı 10 kişi diye açıklandı."İnşallah korktuğumuz başımıza gelmez, sayı daha da artmaz. " şeklinde endişeli cümleler kuruyordu haber spikerleri ile yorum yapan uzmanlar.
Öğleden sonra evden çıkmak üzereyken bile otelin bazı bölümlerinde yangın hâlâ devam ediyordu.
Akşam eve döndüğümde hayatını kaybeden kişi sayısı 66'ya, yaralılarınki de 5'e çıkmış.
Bazen sözler kifayetsiz kalıyor, büyük acılar dilsiz oluyor.
Bilmem kaç yıllık eski bina..Binanın en büyük cephesi uçuruma baktığı için o bölüme müdahale imkanı yok, oysa bu tip binalara dört taraftan da erişebilir olması gerekiyor diyor uzmanlar.
"Geceliği 29 bin TL" olan otelin labirente benzer yapısı sebebiyle yangın merdivenine ulaşmak zor!
duman dedektörü yok!
yeterli yangın tüpü yok!
otomatik yangın söndürme sistemi yok!
Her sezon binlerce insanın tatil yaptığı Kartalkaya'ya ait bir itfaiye yok!
40 km uzaklıktaki Bolu'dan 40 dk.da gelebilen itfaiye ekibi, yangını söndürmekte ne kadar başarılı olabilir?
Otel ahşap bir bina...Ahşap tutuştu mu söndürmek zaten çok zordur. İtfaiye ekipleri gelinceye kadar iş işten geçmiş olur ki zaten öyle olmuş.
Aslında Türkiye'de Batı ölçüsünde çok sıkı kurallar var; ama uygulama yok gibi... Eksikleri tespit eden denetim elemanları ya "Bir şey olmaz" mantığı ile tespit ettikleri eksiklikleri, ihmalleri görmezden geliyorlar ya da "Hatırlı dostlar"ın araya girmesi veyahutta "Belki yolum düşer" ihtimalini göz ardı etmeyerek "dostlar alış verişte görsün" misâli, en az cezayla geçiştiriveriyorlar denetim(!)leri.
Garip gelecek ya "denetleyenleri de denetleyecek" bir sistem kurmak lâzım bu memlekette.
Çok da uzak olmayan zamanlarda;
Yüz yılın felâketinde çöken İsias Oteli'nde 72 kişi can vermişti.
İzmir'de belediyenin düzgün kapatmadığı elektrik kablosundan elektriğe kapılan 2 kişi ölmüştü.
Beşiktaş ilçesinde, bir gece kulübünde çalışan 29 işçi, çıkan yangında can vermiş,
Daha dün Şırnak'ta kütüphaneden dönen 12 yaşında bir kız çocuğunu, köpekler parçalayarak öldürmüştü.
Yani demem o ki bizi "depremler, yangınlar, sel felaketleri" değil, "ihmaller" öldürüyor.
"Bu binaya ruhsatı kim verdi, denetimi kimler yaptı?" gibi sorular belediye yetkililerine illaki sorulacak, ihmalleri olanlar gerekli cezaya çarptırılacaktır. Bundan zerre şüphemiz yok.
Ölenler geri gelmez belki; ama umulur ki yürekler ferahlar, umulur ki bir daha böyle bir acının yaşanmaması için başlangıç olur.
Şunu söylemeden geçmeyelim:
66 kişinin yanarak hayatını kaybettiği otelin yanı başında, hiçbir şey olmamış gibi kayak yapmaya devam eden tatilcilerin görüntüsü ekrana yansıyınca insan olarak insanlığımızdan utandık. El insaf! Bu nasıl bir aymazlık, nasıl bir duyarsızlıktır! Üzülmemek ve millet olarak geleceğimizden endişe etmemek elde değil.
Millet olmanın tarifi "sevinçte ve hüzünde birlik olmak" değil miydi?
Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet; yaralı olanlara acil şifalar diliyorum.
Yeri gelmişken bu felâketin hatırlattığı bir anı ile bitirelim yazımızı..
Yaklaşık 10 sene kadar öncesi..Karabük Belediye Meclis üyesi iken bir oturumda söz almıştım.
O zamanki başkanımız Sayın Rafet Vergili'ye hitaben:
"Başkanım, belki haberlerde rast gelmişsinizdir, geçtiğimiz hafta İngiltere'de 20 katlı bir binada yangın çıkmış ve 100'den fazla insan hayatını kaybetmiş. Mâlum TOKİ Cevizkent 20 katlı binalardan oluşuyor. Ben şunu merak ediyorum; Allah korusun bu binalardan birinde yangın çıksa , belediye olarak zamanında ve etkin müdahale için nitelikli insan ve yeterli ekipmanımız var mı? Başkan, yüzünde beliren hafif bir tebessümle aynen şöyle söylemişti:
"Hocam, mümkünse 12.kattan sonra 'Alnı secdelileri' yerleştirin. "
Sonrasında epey bir açıklama yapıldı; ama ben bu cümleden sonrasını dinlemedim..
O zamandan bugüne kadar bu konuda müspet değişiklikler olmuş mudur bilmiyorum...
Biz testi kırılmadan uyarımızı yapalım da sonrası yetkililerin meselesi...