GAZZELİLER: KAZANANLAR-KAYBEDENLER
Kanallarda İsrail terör örgütü ile Hamas arasında anlaşma yapıldığı flaş haber olarak geçiyor.
Filistinliler haklı olarak seviniyor, hakkımız yok; ama bizler de seviniyoruz.
İsrail terör örgütü, tıpkı Lübnan'da olduğu gibi anlaşmaya rağmen saldırılarına devam edecek; ama en azından, açlıkla da mücadele eden Filistinliler, yardımların gelmesiyle biraz nefes alacaklar.
GAZZE, tam 467 gündür tüm Dünya'nın gözü önünde, son derece gelişmiş silahlarla yerle bir edildi.
Gazze'nin nükleer savaş sonrası görüntüsü karşısında her dinden, her milletten "insanım" diyen herkes, bu zulüm ve soykırım karşısında tüm benliğini saran hüzünle birlikte, çaresizliğin utancını da hücrelerine kadar hissetti.
Evler bir yana okullar, camiler, kiliseler, hastaneler, yaralı taşıyan ambulanslar, uçaklardan atılan yardımları almak için koşuşturan insanlar bombalandı, çadırlara sığınan insanlar, çadırlarda yakıldı.
Gazzeliler aç, susuz, ilaçsız, evsiz bırakıldı, "yalnız" bırakıldı.
Hilmi Demir'in şu tespitine katılmamak mümkün değil:
"Gazze modern Kerbela’dır. Üzerine yıllarca matem ve yas tutulacak. Çağın Küfelileri, yalnız bıraktılar Gazze’yi."
Ama her türlü olumsuzluğa rağmen Gazzeliler diz çökmedi, boyun eğmedi, ümidini kesmedi, direnmekten vazgeçmedi ve soykırımcı düşmanı pes ettirdi elhamdülillah.
GAZZELİLER(HAMAS), tarihin en âdil olmayan savaşını tek başına kazandı. Kazanmakla da kalmadı, aynı zamanda Müslümanların şerefini, onurunu ve namusunu kurtardı.
"Ölmekten korkmuyorum. Benim hayatım İslam’a feda olsun. İslam ve ümmet söz konusuysa benim hayatımın hiçbir önemi yok.
Biz ya hür yaşayacağız ya da şehit" diyen, tüm ailesini Allah yolunda şehit veren, sonunda çok arzuladığı şehadet şerbetini içip arkasında onurlu bir direniş mirası bırakan, Filistin’in özgürlük mücadelesine ömrünü adamış Hamas lideri İsmail Heniyye kazandı; biz kaybettik..
62 yaşında, 3 gün boyunca hiçbir şey yemeden, üzerindeki 25 kg ağırlığındaki silahlarla cepheden cepheye koşarak, Siyonistlerle son nefesine kadar savaşan, son nefesinde, son bir gayretle elindeki tahta parçasını "siyonist dron" a fırlatan Yahya Sinvar kazandı; biz kaybettik.
Tehdit edilen, vurulan, oğlunu şehid veren; ama Gazze’de saldırıya uğrayan hastanesini son ana kadar bırakmayan Başhekim Dr. Hossam Abu Safia kazandı; biz kaybettik.
"Arkadaşlar bizim kanımız bu kadar ucuz mu? Canlı yayında etlerimizin eriyip kömürleştiğini görmekten daha ağır bir sahne var mı? Biz de insanız sizin gibi, vallahi ayıp ettiniz."diyen Gazzeli genç kadın kazandı; biz kaybettik.
"Ben bir anneyim ve çocuklarım için ayakta durmak zorundayım. Engelli bir kızım var, açlıktan ellerini yedi. Her yemek saatinde benden yemek istiyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Kızıma su veriyor ve uykuya dalmasını bekliyorum, ellerini yememesi için başında duruyorum." diyen Gazzeli kadın kazandı; biz kaybettik.
"Biz, kararlı olanlar, genç ve yaşlı, erkek ve kadın, molozları kaldıracağız ve gururla yeniden inşa edeceğiz, eskisinden daha da güzel olacak." diyen Gazzeli kadın kazandı; biz kaybettik.
1,5 yıl boyunca Gazze için soğuk-sıcak demeden, işlerini kaybetmeyi göze alan, dua eden, boykot eylemlerine katılan, yanan ateşe karınca misali bir damla su taşıyan Müslüman, Hristiyan, Ataist kim varsa kazandı; farklı gerekçelerle bu zulmü umursamayan, gündelik hayatına devam eden kim varsa kaybetti.
Gazze'ye destek mitinglerine katılan, İsrail ürünlerini boykot edenler kazandı; İsrail'e açık destek veren şirketlerin şubelerinde karınlarını doyurmaya, kahvelerini içmeye umarsızca devam edenler, yani nefislerinin önünde diz çökenler kaybetti.
"Araplardan bize ne, onlar da topraklarını satmasalardı, zaten bizi arkamızdan vurmuşlardı. " gibi siyonizm menşeili söylemlerle siyonistlerin arkasına saklanıp onların omuzlarına yaslanarak Müslümanlara ateş edenler kaybetti; "Müminler kardeştir " ayetine "Emrin baş üstüne" diyenler kazandı.
Suya sabuna dokunmamayı siyaset zannedenler, siyasi mülahazaları her şeyin önüne koyanlar kaybetti;tüm Dünya soykırım karşısında farklı gerekçelerle üç maymunu oynarken her şeyiyle Filistinlilerin yanında duran Recep Tayyip Erdoğan(Türkiye)kazandı.
Terör örgütü İsrail ve onun en büyük destekçileri ABD, İNGİLTERE ve özellikle de bir zamanlar Yahudi'ye yaptığı soykırım ve zulmü, Filistinlilere yapılan soykırım ve zulme destek vererek (aklınca) telafi ettiğini düşünen faşist Almanya kaybetti; çağımızın sahabeleri Gazzeliler kazandı.
Gazze kazandı; ama Mekke kaybetti, Kahire kaybetti,
Katar kazandı; Amman kaybetti, Abu Dabi kaybetti.
Yemen kazandı; Rabat kaybetti, Cezayir
kaybetti.
Resulullah'ın taşlandığı; ama yıkılmadığı Taif kaybetti.
Beyrut direndi; ama Medine kaybetti.
Velhasılı kelam;
"Gazze halkı tarihin en âdil olmayan savaşını tek başına kazandı; Müslümanlar kaybetti.
Metin Bey; maalesef gerçek ve acı, barbarca işlenen olayları özetlemişsiniz. Müslümanlar olarak, iyi bir imtihan verilmedi.Bu barbar siyonistlerle mücadelemize, her bir Müslüman kardeşimiz mddi, manevi, boykot boyutunda pes etmeden, ısrarla ömrü boyunca devam etmelidir.
Çok duygu dolu, anlam dolu, tefekküre zorlayan edebi bir yazı olmuş değerli üstadım. Kaybettik maalesef. Nefsinden, menfaatinden, zevkinden başka derdi olmayan herkes kaybetti. Rabbime bunun hesabı nasıl verilecek gerçekten çok zor. Gazze asrın Müslümanlarının izzet ve onurunu korudu ve kurtardı Elhamdülillah. Allah onlardan razı olsun.
Mustafa Çelenk'in beyefendi yazınızı güzel bulduğum hâlde yanlışlıkla beğen butonu diye beğenmeyi tıkladım Özür dilerim
Ağzına kalemin sağlık üstad
Hocam bu imtihan çetin bir imtihan oldu herkese."Ben Allah'a inandım" diyenlerin aslında neye, nasıl inandığını pek bilemediklerini gördük çünkü inandım diyenlerin imanı gerçekten hakiki bir iman olsaydı Filistinli kardeşlerimiz gibi hiçbir şeyi umursamadan Allah için yaşayan ve Allah için ölen insanlar olmaları beklenirdi. Allah bizi taklidi imandan tahkiki imana ulaştırsın, tatlı canımızdan vazgeçemedik ne devlet ne millet olarak. Vicdanı olan her insan sesini yükseltti zaten ama biz Müslümanlar daha fazlasını yapmalıydık, her şeyi göze alabilecek bir iman cesareti gösteremedik. Dünya sevgimiz ağır bastı.İşte bu yüzden küfür bulduğu boşluğu zulümle doldurdu. Zulmün sebebi İsrail değil bizim karşı koymayışımız, Müslümanca bir duruş sergileyemeyişimizdir.
İmanın en alt seviyesi bugz etmektedir. Önceleri bunu meğer anlayamamışim. Bırakın bugz etmeyi hiç umursamayan aklına bile getirmeyen boykotu hafife alan insanlar gördüm. Gazze bana bunu bu tehlikeli iman SEVİYESİNİ gösterdi.Bugunden sonra aman sen de demeyelim bari.. Şimdi sırada Gazzenin imarı var. Orada olsun kardeşlerimizi yalnız bırakmayalım. Vesselam
Neler kaybettiğimizi görmek hakkaten çok üzücü..
Metin abi bizde kaybettik tüm gücümüzle yanında olamadık
Maalesef öyle Erdoğan Bey kardeşim.