Ne zaman millî bayramlar gelse bu ülkenin kendilerine ait olduğunu düşünen seçkinler(!)in gözleri üstümüze sabitlenir. Akıldan geçenleri tahmin etmek zor değil:
"Bakalım bayram coşkusuna katılacaklar mı yoksa görmezden mi gelecekler?"
Neden?
Çünkü biz birilerinin gözünde "olağan şüpheliler"iz.
Ne yapsak kendimizi beğendiremeyiz(!) "He" desek takiyyeci oluruz; "ııh" desek Atatürk, vatan-millet düşmanı...
Milli bayramlardan rahatsız olmamız için hiçbir gerekçe yok;çünkü bu toprakların ''vatan'' olması yolunda en büyük bedelleri biz ödedik.
Bu toprakların insanları yani, Bu topraklardan başka gidecek yeri olmayanlar...
Bu ülkeyi düşmanın kirli nefesinden, uğursuz gölgesinden kurtarmak adına kasaba kasaba, köy köy, cami cami dolaşıp insanlarımızı Kurtuluş Savaşı'na çağıran biziz;
Kış günü dostumuzun ödünç paltosuyla gittiğimiz mecliste, ödül olarak verilmek istenen 500 TL'yi '' Bu, benim değil, milletimin şiiridir. Allah bir daha bu millete tekrar İstiklal Marşı yazdırmasın!'' deyip kabul etmeyen de ...
Soğuktan mermiler zarar görmesin diye bebeğimizi mermilerin üzerine, bedenimizi de onun üzerine örten, "mermileri" korumak için soğuktan canını veren de biziz.
Ruslar Erzurum'un kenar mahallelerindeki tabyalara kadar indiğinde 22 yaşında gencecik bir anne olmamıza rağmen "Bu bebeği bana Allah verdi,ona ALLAH bakar." deyip yavrumuzu kundağında bırakarak Erzurum halkıyla cepheye koşan da..
Fransız asker; "Burası artık Türk memleketi değildir. Fransız müstemlekesinde peçe ile gezilmez!" diye bağırıp kadınların peçesini açmak istediğinde, onların feryadını duyup silahını ateşleyerek Maraş'ta kurtuluş hareketini başlatan da biziz.
Bu ülke;
Dünya'yı zevk ve eğlenceden ibaret görenlerin değil,
Che'leri,Stalinleri,Maoları,Batı'nın insanlıktan nasibini almamış liderlerini, örnek alanların değil,
''Bu toprakların lütfu da hoş, kahrı da hoş'' diyemeyen, her türlü konfor içerisinde yaşamasına rağmen ülkesini-milletini bir türlü sevemeyen, en ufak bir çalkantıda soluğu ABD'de alanların değil,
Kendi insanına ait ne kadar güzel, insani, ahlaki değer varsa küçümseyen; ama Batı deyince kendinden geçip ağzının suyu akanların değil,
''Dininden, peygamberinden, kültüründen, gelenek ve göreneklerinden'' kısaca bizi biz yapan değerlerden habersiz olanların hiç değil...
Bu yüzden bu bayramlar birilerinden daha çok bizim.
Yani olağan şüphelilerin...
Yani bu toprakların çilesini çekmiş olanların...
Savaşı cephede kazanan biziz, masada kazandığını düşünenlere bırakacak halimiz de yok,niyetimiz de...
Kendine, Alpaslanları, Fatihleri, Yavuzları örnek alan,
Bu milleti, ülkesini, her türlü zorluğa, sıkıntıya rağmen, gerektiğinde canını verebilecek kadar seven,
Tabiatı ve onun içinde ne varsa hepsini koruyan ve gözeten,
"İslâm’a inanıp yaşayan her insan dinde; İslâm’ı yaşamadığı halde inancımıza saygılı olan her insan,insanlıkta kardeşimizdir."diyebilen, bu topraklarda,bu al bayrağın altında,bu ezanların şehadetiyle yaşamaktan keyif alan, bu aziz milleti seven; onun refahını, huzurunu, mutluluğunu düşünen gençlerimizin,
VELHÂSIL bu toprakların, bu milletin çocuğu olan tüm gençlerimizin bayramını yürekten kutluyorum.
Kalemine ve yüreğine sağlık
Sağolasın Eyüp Hocam..
Dolu doyu bir yazı olmuş. Büyük dedesi Çanakkale ve Kurtuluş savaşı gazisi olan bir kişi olarak gurur duydum.
Çok teşekkür ederim güzel sozleriniz için sag olasınız..
Çok güzel bir tespit. Kalemine sağlık metin hocam.
Ellerinize kaleminize sağlık Çok güzel ve anlamlı bir yazı olmuş gerçekten
Sayın yazarımızı tebrik ederim. Lafı dolaştırmadan, çok net, anlamak istemeyecekler hariç herkesin kolayca anlayabileceği bir yazı olmuş.
Metin hocam yine her zamanki gibi harika bir yazı olmuş.. Elinize, kaleminize, gönlünüze sağlık...MaşaAllah..
Çok anlamlı, çok gerekli ve önemli bir konuyu çok güzel bir uslupla izah etmişsiniz değerli üstadım. Allah razı olsun.