karabukanahaber.com haber sitesinde, 2018 yılı üretimin 3.5 milyon tona çıkarılacağı müjdesini vermiş Kardemir yetkililileri. Bu haber, illâki şirket patronlarını ve hisse sahiplerini pek bi sevindirmiştir; lâkin Karabüklüler için(söz verilen çevre yatırımları yıl sonunda biteceğine göre) 2018'de bir önceki yıla kıyasla daha çok zehirleneceğimiz anlamına geliyor.
Birkaç sene önce, yıllık 600 bin ton civarında üretim yapan Kardemir, yaptığı yatırımlarla üretimini geçtiğimiz yıl 3 milyon tona çıkarmıştı. İşin ilginç ve üzücü yönü ise, üretimi arttırmak için yatırımlar yapılırken bununla paralel gitmesi gereken çevre yatırımları nedense unutulmuştu(!). Bu ihmâlin sonucu olarak ,artan üretimi karşılamakta teknik donanım oldukça yetersiz kalmış,Karabük'te hava kirliliği, 13.12.2017 tarihinde, saat 16.00 itibâriyle ( Çevre Bakanlığının ölçümlerine göre) 499 gibi ÇOK TEHLİKELİ bir seviyeye çıkmıştı. Şehir halkı nefes alamaz hâle gelmişti. Çevre İl Müdürlüğünün uyarısı ile Karabük Valiliği, üretimin %50 azaltılması yönünde Kardemir yönetimine yazı göndermişti.
Bu uyarının mı yoksa bir hafta sonra Ak parti Karabük İl Kongresi için Karabük'e gelecek olan Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım'ın bu duruma şahit olması istenmediği için midir bilemiyorum, bir hafta boyunca havamız hiçbir zaman olmadığı kadar temiz olmuştu. Kongrenin yapılmasıyla birlikte sayın başbakanımız şehrimizden ayrılmış, onun ayrılmasından sonra hava kirlilik değerleri her geçen gün artarak, bazen ORTA bazen de HASSAS seviyeye yükselmişti. Yağmurlu ve rüzgârlı havalar hariç, diğer günlerde bu değerlere sabitlenmişti.
Bu hafta sonu pazar günü, dostlarımızla hem bir Allah dostunu ziyâret etmek hem de temiz bir hava eşliğinde piknik yapmak amacıyla DEDE YAYLASINA çıktık.1485 rakımlı tepeye çıkarken gözümüz sürekli Karabük'ün üzerindeydi. Sarımsı bir bulut şeridinin Kardemir'in üzerinden başlayarak Melise taraflarına kadar çok geniş bir koridoru kapladığını hayretle müşahade ettik. Kirlilik sadece Karabük üzerinde değildi, çok geniş bir alanı kaplıyordu. Biz bu havanın içinde mi yaşıyoruz diyerek birbirimizin yüzüne baktık. Kat ettiğimiz her kilometre bizi bu ürkütücü manzaradan uzaklaştırdığı için geçici bir rahatlama sağlıyordu; ama bu rahatlığın çok kısa süreceğinin farkında olmanın endişesini de içimizde duymuyor değildik. Nihayet ulaştık hedefimize.
Akşam vaktine kadar tertemiz havayı içimize doyasıya çekerek bulabildiğimiz küçücük kar tabakalarında yürüdük. Zirvesi karla kaplı KELTEPE'nin muhteşem manzarasını hayranlıkla temaşa ettik. Etrafımızdaki sarı çiğdem tarlalarında, Güneş'in parlak ışıkları eşliğinde bol bol fotoğraflar çektik. Doyumsuz sohbetler eşliğinde yedik, içtik..
Her güzel şey gibi bu keyfin de sonunun geleceğini bilmenin tedirginliğini iliklerimizde hissediyorduk.Ve korkulan an geldi. Güneşin kaybolmaya yüz tutması yola çıkma vaktinin geldiğini hatırlatıyordu.Çaresiz toplanmaya başladık, malzemeleri bagajlara koyduk ve yola çıktık. Bahattin Gazi Hazretlerinin mekânı olan Dede Yaylasını terk etmek istemesek de yola düştük.Yaylaya çıkarken yüreğimizi, tüm benliğimizi kaplayan sevinç duygusu, yerini tarifsiz hüzünlere bırakmıştı.
Karabük'e yaklaştığımız her kilometre bizi Karabük üzerindeki o sarı duman bulutunun içine çekiyordu. Ama gitmek mecburiyetindeydik; işimiz, evimiz, sevdiklerimiz bizi bekliyordu. Sanırım çaresizliğin en güzel tarifiydi yaşadığımız.
Şehrimize girdik akşam vakti. Karabük'ün üzerindeki o meşum sarı bulutu göremiyorduk belki; ama genizleri yakan koku, dumanın tam da içinden geçtiğimizi anlatmaya yetiyordu.
Yazık dedik, üç beş kuruş daha çok kazanabilmek için değer mi?Karabüklüler'in; o güzelim, saf masum çocuklarımızın küçücük ciğerlerini bu kirli havayla doldurmanın gereği var mı? Hadi biz büyükleri geçtik, o hiçbir şeyden haberi olmayan ve bize emânet edilen yavrucakların ne günahı var? Üretim, en azından çevre yatırımlarının bitirileceği sözü verilen 2018 Kasım ayı sonuna kadar düşürülemez ya da sabitlenemez miydi?
KARDEMİR binlerce insanımızın ekmek kapısı..Karabük,Kardemir olduğu için var. Kardemir, üniversitemizden birçok okul ve kurumun sponsoru eyvallah. Kardemir, bizim öz çocuğumuz. Serserilik de yapsa, içki içip kumar da oynasa bizim çocuğumuz. Ondan vazgeçecek, onu kapının önüne koyacak halimiz de yok niyetimiz de... Hepsine her şeye eyvallah. Zaten Karabüklüler olarak yaramaz çocuğumuzu anlayışla karşıladık. Kendine çeki düzen vermesi için bir yıl süre tanıdık. O da kendini bu süre zarfında düzelteceğine, yanlışlarından döneceğine söz verdi.
Fakat bu iyi niyetli yaklaşımın suistimal edilmesi çok yakışıksız. Bu tavır, bir bakıma " Nasılsa süreyi aldım, istediğim gibi, üstelik zaten var olan zehri daha da arttırarak zehirlemeye devam ederim." anlamına gelmiyor mu? Bu tavır nasıl insâni bir yaklaşım olarak kabul edilebilir?
Yine bu yaklaşım, bu zamana kadar ihmâl edilmiş çevre yatırımlarını, göreve geldiği andan itibaren hızla devreye sokan ve bu yatırımların yine aynı hızla bitirilmesi için gayret edeceğini, takipçisi olacağını kamuoyu ile paylaşan KARDEMİR) AŞ.'nin Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ömer Faruk Öz ile çevre yatırımlarının ihale ve bitiriliş tarihlerini içeren projeyi yine aynı hızla Karabük kamuoyuyla paylaşma hassasiyetini gösteren KARDEMİR AŞ. Genel Müdürü Ercüment Ünal Beylerin samimi gayretlerine zıt bir yaklaşım değil midir? Çevre yatırımları tamamlanıp tesisler hizmete alındıktan sonra kapasite artırımına gitmek çok daha şık bir tavır olmaz mı? Karabüklüler olarak samimiyetine yürekten inandığımız kıymetli Ömer Faruk Öz Başkanımız ve '' Herkesin hakkı tertemiz bir Karabük’te yaşamak'' sloganının sahibi genel müdürümüzün bu konuda gerekli adımları atacağına inancımız sonsuz.
Kardemir'in en zor zamanında ortada kimsecikler yokken, KARDEMİR'i kurtarabilmek adına sadece ellerini değil, gövdelerini de taşın altına koymaktan çekinmeyen ve Karabük'ün gelişmesine çok büyük katkılarda bulunan Kardemir A.Ş' nin büyük ortaklarının da bu endişeleri gidermelerinin '' ÖNCE İNSAN, ÖNCE ÇEVRE'' ilkesinin gereklerini yerine getirerek, Karabüklülere değer verdiklerini göstermelerinin zamanının geldiğine inanıyorum.
Para, insanımızdan daha önemli olmamalı..
Bu jeste ihtiyacımız var.
YORULDUK....
sözyerinde ağırdır....
Belki de şehrimizin birinci sorunu bu konu. Dinleyene. Ha dinlemeyenin de Karabük halkı olarak ahirette iki yakası iki elimizdedir.
Kardemirle ilgili olumsuz bir haber çıktığında yada yazıldığında hemen devreye"kardemir onca insani doyuruyor,kapatilmasini istemek ihanettir"yollu bircok yorum yapiliyor..zbu yorumlari yapanlarin bir bolumu de Kardemir isçileri veya ailesi.Oysa istenen ssdece karabuklulerin yaşama hakkina saygi duyulmasi.Cevre yatirimlari bitince bu arkadaşları da zehirlenmekten kurtsracagiz..bize simdi kiziyorlar ama ileride dua edecekler.
Sayın faruk ozün iyi niyeti ta..Sayın faruk ozün iyi niyeti tartışmasız..goreve gelir gelmez bugüne kadar ihmal edilmiş cevre yatırımlarıni hizla devreye soktu ve takipçisi olacagını belirtti..karabukluler olatak baskanımiza güveniyoruz..
Kardemir bir yıl süre aldı eksikliklerini gidermek için .Bu süre zsrfinda hem eksikliklerini gidermeli hemde bu izni kotü niyetli kullanmamalı..madem cevre yatirimlari 2018 kasim sonu devreye girecek..kapasite artirimi o tarihten sonra yapilmalidir..karabuk halki yeterince iyi niyet gostermistir..bu iyi niyet duistimal ledilmemelidir