Sokakta gençleri rastgele çevirip mikrofonu uzatın ve geleceğini nerede gördüğünü sorun ve seçenekleri de sıralayıverin: Kamuda mı, özel sektörde mi yoksa kendi işinde mi? Hiç şüpheniz olmasın gençlerimizin kahir çoğunluğu ''devlet işi'' diyecektir.
İş garantisi oluşu, çalışma şartlarının rahatlığı, sosyal haklar ve maaşlar, kamuda çalışmayı diğerleri karşısında çok daha avantajlı kılıyor rahatı ve kolayı seven günümüz gençlerimizin zihin dünyalarında.
Bundan dolayıdır ki milyonlarca genç ve aile için devlete giden yol, Kamu Personeli Seçme Sınavı(KPSS)'ndan geçiyor. Çalışılıyorsa iş bırakılıyor, hazırlık için kurslara gidiliyor, olmadı kitaplar alınıp internet üzerinden yaklaşık bir yıl sürecek çok yoğun bir mücadeleye giriliyor. Maddi-manevi çok büyük fedakarlıklar gösteriliyor ailece.
Geçtiğimiz günlerde KPSS'nin yapılışının hemen sonrasında, bir yayınevinin deneme sınavındaki soruların bazılarının aynen sınavda yer aldığı iddiaları kamuoyunda tabir-i caizse ''bomba''etkisi yaptı. Yapması normaldi; çünkü hizmet(!) ehli bir grup tarafından ''sınav sorularının sızdırılması'' faciası,toplumsal hafızada hâlâ diriliğini koruyor.
Yetkililerin kısa bir araştırması sonucunda korkulanın başa geldiği anlaşıldı...
Beklendiği üzre KPSS iptal edildi.
30 yıllık dersaneci olarak önceki senelerde BİREY Yayınlarında her sene tutturduğumuz sorular olurdu, birebir olmasa da çok benzerleri;ama bunların sayısı 3-5'i geçmezdi...Ama burada ilk inceleme sonuçlarına göre YEDİ İKLİM YAYINLARI'nın deneme sınavlarında sorulan sorulardan 3'ü birebir aynı,5'i de benzer..
Önceki yıllarda yaşanan ve vicdanlarda onulmaz yaralar açmış benzer bir olayın ortaya çıkmayacağını düşünmek saflık olur. Anlaşılan birileri ''ortaya çıksın''diye kurgulamış olayı. Bu tavır, birkaç kişi ya da grubun rakiplerinin önüne geçmesini sağlamak adına soru sızdırma filan değil bizzat malum birilerinin ''Altın Vuruş'' hareketi..
Aldıkları emir gereği ÖSYM içindeki ''kriptolar'' intihar eylemi yaptı bence ve kuvvetle muhtemel ki seçim günü yaklaştıkça bunu başka kurumlarda da göreceğiz. Çünkü birileri için 2023 seçimleri, Akparti'den kurtulmak adına, köprüden önceki son çıkış. Amaçları belli: Hükümeti, bir sınav bile yapamayacak kadar zaaf içinde göstermek.
Beklendiği gibi ''Muhalefet'' de inceleme sonuçları açıklanmadan, sınava girmiş ve başarılı bir sınav geçirmiş gençler üzerinden provokasyon yapmaya başladı. Durumu,''kendi taraftarlarına avantaj sağlamak'' olarak değerlendirip iktidarı suçladı. Oysa aklı başında hiç kimse, tam da seçim rüzgarları esmeye başlamışken ve üzerinde daha önceki yıllarda benzerî suçlamaların ağırlığı varken iktidarı, bu noktadan vurmaya çalışmaz;çünkü böyle bir durumun mâkul ve mantıklı açıklamasını kimse yapamaz. Ama bizdeki muhalif anlayış böyle;çamur atalım,yapışmazsa izi kalır.
Üstelik Devletin başı (Cumhurbaşkanı) tarafından bu durumda yapılması gereken ne varsa hızlı bir şekilde yapıldı:
ÖSYM başkanı derhal görevden alındı.
Devlet Denetleme Kuruluna iddiaların araştırılması için talimat verildi.
DDK araştırma sonucu şaibeli işler görmüş olmalı ki ÖSYM görevlileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Savcılık da soruşturma başlattı.
Daha ne yapılabilirdi ki?
O halde oklar kimleri işaret ediyor?
Görüşlerine çok değer verdiğim MİT'çi Rahmetli Mahir Kaynak böyle durumlarda hep şöyle derdi:
"Bir olay olduğunda, olayın failini bulmak istiyorsanız olayın sonucunun kime yaradığına bakın. Bu olay kimin işine yarar? Bunu bilirseniz bu işi kimin yaptığını da bilirsiniz."
SORU:
Tam da seçim havasına girilmiş,partiler meydanlara inmişken bu kumpas kime yaradı?
CEVAP:
Kumpas en çok kime yarıyorsa,onlara...
Nazik ve nahif değerlendirmeleriniz için teşekkür ederiz ÜSTAD
Eyvallah üstadım..Selam ve muhabbetle