Perşembe gecesi..
Bir yandan TV'de haber programı izliyorum, aynı anda, ikindi vakti açıklanan Kobani Davası üzerine bir şeyler karalıyorum aklımda.
Tam o esnada alt yazı geçti:
"Son dakika! Cumhurbaşkanı, başta Çevik Bir olmak üzere 28 Şubat davası hükümlüsü eski generallerin kalan cezalarını affetti."
O an başımdan aşağı dökülen kaynar sular, yüreğimi yaka yaka ayak uçlarımdan çıktı, geriye "sızısı"kaldı. O sızı da kolay kolay dinecek gibi durmuyor.
İnsan böyle durumlarda ne düşüneceğine, ne yapacağına karar veremiyor, tam bir "Sussam gönül razı değil, söylesem tesiri yok." hâli..
Dönemin kudretli generali Çevik Bir, tankların Sincan'dan geçişi için "demokrasiye balans ayarı yaptık'', Post-modern darbe için de '' 28 Şubat,gerekirse bin yıl sürecek " demişti ya bir zamanlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan asıl ''balans ayarını'' ona ve onun gibi düşünenlere yapmış. 28 Şubat'ın baş mimarları Çevik Bir, Çetin Doğan ve Erol Özkasnak, 19 Ağustos 2021'de girdikleri cezaevinden, Cumhurbaşkanlığı kararı ile tam ''bin gün sonra'' , ''kocadıkları'' gerekçesiyle tahliye edilmiş.
Edilmiş edilmesine de darbeci paşaların hapishane önündeki keyifli halleri, gülücükler saçan yüzleri, ışıl ışıl parlayan gözleri başka türküler söylüyordu ya neyse... Büyüklerden daha mı iyi bileceğiz!
Aslında bir yanım ''Bu kadar da üzülmeye gerek yok, eziyet ettikleri insanları temsil eden Recep Tayyip Erdoğan tarafından affedilmenin utancı onlara yeter.'' diyor; ama onlar da utanma duygusunun zerresi bile yok.
Pişmanlar mı, hayır!
Milletten özür mü dilediler, ne gezer!
Akıllarından bile geçirmediklerine adım gibi eminim.
Özgür Özel'in "yanağı delindiği" için yemek yiyemiyor dediği Darbeci Çetin Doğan, tahliye esnasında darbecilerin içinden geçenlere tercüman olmuş:
"Bizi Erdoğan affetmedi, Erdoğan sadece anayasal görevini yerine getirdi."
Anlıyacağınız ''Kuyruklar simit'' kibir abidelerinde.
Meşhur sözdür:
"Zalime merhamet etmek, mazluma zulümdür."
Hadi az çok tahmin edebildiğimiz sebeplerden dolayı zalimlere merhamet ettik; ama 28 Şubat’ın mazlumları hâlâ hapislerde çürüyor; ''O gün orada olmadığımızı ispat edebiliriz, bu yüzden tekrar yargılanmak istiyoruz.'' diye yıllardır feryat ettikleri halde seslerini kimselere duyuramamanın acısı içinde kıvranan Sivas-Madımak mağdurları da...
Madem savaş baltalarını toprağa gömdük, en az zalimler kadar mazlumlar da hak etmiyor mu merhameti? Merhamet duygumuzun birazını da gerçek mazlumlara kullanalım, onları da affediverelim.
Belki yüreğimizin yangını biraz soğur, vicdanımızın sesi biraz kısılır, nefsimizin isyânı biraz yatışır.
Beni tanıyan herkes bilir ki R.T.Erdoğan'ı can-ı gönülden severim, desteklerim. Bu toprakların asıl sahibi mazlum, inançlı Anadolu insanları için hangi bedelleri ödeyerek neler yaptığını biliyorum. Ömrüm boyunca ona minnettar kalacağım, dua edeceğim; amma velâkin bu af kararını kesinlikle doğru bulmuyorum.
Bu karar, hukuka uygun olabilir; ama vicdanlara asla!
Üniversitelerde inandığı gibi, başörtüsüyle okumak isteyen kız öğrencileri okullara sokmadılar, örtülerini zorla açtırdılar, başörtüsü üzerine peruk takmak zorunda bıraktılar, konuşmasın diye ağızlarını kapattılar, açılsınlar diye üniversitelerin önüne ikna çadırları kurdular.
Bu baskılara dayanamayıp birçoğu,binbir zorlukla kazandığı okulunu bıraktı. Bazıları aklından bile geçirmediği okullarda okumak mecburiyetinde kaldı. Bazıları da ailesinden, sevdiklerinden binlerce kilometre uzağa gitmekte buldu çareyi.
İşlerini bırakmak zorunda bırakılan memurlar,
Gümüş yüzük takmak,danslı balolara katılmamak gibi ''disiplinsiz'' likler sebebiyle ordudan atılan askerler...
Sırf sakalı var diye ordu evlerine alınmayan dedeler...
Çocuklarının yemin törenlerini tel örgüler arkasından izlemek mecburiyetinde bırakılan anneler...
Sezer'in uydurduğu ''Kamusal alan '' gerekçesiyle Milli Bayramlarda törenlere, respsiyonlara "eşsiz'' gitmek zorunda kalan bu milletin seçtiği başbakan, bakan ve milletvekilleri...
Zulüm yapmak için ''seçen, seçilen'' ayrımı yapmadılar Allah için, hepsine 'eşit(!) davrandılar.
Ve günün sonunda, binlerce insana, belindeki silahlara güvenerek bu zulümleri yapanlar, "yaşlı,hasta" diye affedildi. Ama onlar ne yaşlılara ne hastalara ne de hayatını kararttıkları gencecik çocuklara zerre acımamışlardı.
Af yetkisini kullanmak için Sayın Cumhurbaşkanının kendince makul ve mantıklı sebepleri vardır eyvallah ;ama başta milletin parasıyla aldıkları silahları millete çeviren Çevik Bir olmak üzere tüm darbeci askerlere, onlara destek çıkan hukuk, sendika, medya, iş adamı ve rektörlerden oluşan ''ihanet çetesine'', velhasıl bu inançlı,mazlum millete kan kusturan hiçbir 28 Şubatçıya hakkımızı helal etmiyoruz.
Biz onlara acıdık; ama onlar bize hiç acımadılar, hesap mahşere kaldı.
İyi ki ölüm var, iyi ki hesap günü var!
Yüreğine saYüreğine sağlık değerli hocam. Ben de aynı düşünceleri paylaşıyorum.ğlık değerli hocam. Ben de aynı düşünceleri paylaşıyorum.
31 Mart seçimlerinin sonucu....
28 Şubatçılar hakkımızı helal etmiyoruz.
Yüreğinize sağlık, kaleminize kuvvet olsu. Maalesef maalesef maalesef.
Daha neler nasıl anlatılabilirdi ki! Her sözcüğüne katılıyorum. Kalemine sağlık hocam.
Muhterem hocam dilinize yüreğinize sağlık. Teşekkür ediyorum. HesbinAllahuvenğemelvekil.
Yüreğine sağlık değerli hocam. Ben de aynı düşünceleri paylaşıyorum.
Hesabımız kalsın mahşere bakalım...
Hissiyatımızı aynıyla yansıtan harikulade bir yazı. Cumhurbaşkanımızın bu çeteleri affetmesi için hiçbir makul sebebi olamaz. O cevval dönemlerinde önüne böyle birşey gelseydi, eminim getirenleri kovardı. Ak Partinin kan kayıpları arasında bu tür yalpalamaları da not edelim. Ne diyeyim, benim dahi gardımı düşürdüler ya... Hak-Batıl mücadelesinde en önemli avuntumdu bu çetelerin hüküm giymesi. Hakkın galebe çalmasının bir sembolüydü. Şimdi bu avuntum da elimden alındı. Hele Çetin Doğan'ın "bizi Erdoğan affetmedi" demesi yok mu?!!! Bana azapların en büyüğüydü. Keşke Ak Parti, iktidarı kaybetseydi de onların iktidarı bu çeteyi affetseydi. Hiç olmazsa mücadele edeceklerimizi bilirdik. Ama şimdi kimle mücadele edeceğiz biz?!!! Benim için "yerin altı yerin üstünden yeğdir" dediğimiz günleri yaşıyorum. Duygular başka nasıl ifade edilir, onu da bilmiyorum. Vesselam.
Siyaset acayip girift bir alan, kimseye yerinde sabit durmak imkanı vermiyorlar.Mutlaka bir taraftan surlarda gedik açtırıyorlar..Ve de özellikle asla yapmaz denilen kişilere yaptırıyorlar bunu.Abdullah Öcalan'ın idam edilmemesini MHP'ye onaylattilar,28 Şubatçıları da REİS'e serbest bıraktırdilar.. Cumhurbaşkanımızın makul ve mantıklı ne gibi gerekçeleri var bilmiyorum, ama şunu biliyorum kıymetli Hocam:"O dönemin çilesini çeken milyonlarca insanın kalbinde ruhunda müthiş bir hayal kırıklığı ve hüzün oluşturduğuna eminim.. Hepsi ne düşünecegini ne diyeceğini bilemiyor bir haldedir.Baltanın sapı bizden hikayesindeki gibi..
Allah razı olsun kardeşim çok güzel olmuş ellerine sağlık
19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI BÜYÜK TÜRK MİLLETİNE KUTLU OLSUN. Gündem bu olmalıydı Mirim. Yukarıdaki düşüncelerde ne kadar kendini haklı görürsen gör, BUGÜN BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN BAYRAMIDIR. ÖNCE BUNU KUTLAMALIYDINIZ...
Necip Bingöl Tamamen tevafuk,onu da yazarız gün bitimine çok var daha..19 Mayıs'ı her zaman kutlarız, bugün için bu mesele çok daha önemli bence. İlaveten her daim konuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan yorumlar yapan sen,beni günün konusuna davet ediyorsun ilginç
Teşekkürler hocam, ✏️ kalemine sağlık, hayırlı ömürler dilerim inşallah
Siyonistler nasıl kan içtikçe mutlu olurlar ise büyüklerinden Müslümanlara eziyet etmeyi çağdaşlık sanan günümüzün çağdaş yobazları ilk fırsatta 28 Şubat‘ın 1000 mislini Uygulamakta Asla tereddüt etmezler
Hocam Allah razı olsun, çok güzel dile getirmişsiniz söylemek istediklerimizi, evet ceza evinde varsa 28 Şubat, Madımak ve diğer olaylardan mağdurlar onlar için hemen gereği yapılmalı. Rabbim bu milletin ve ülkenin yar ve yardımcısı olsun.
İnananlara, inancını yaşadığı için zulmedenlere hakkımızı helal etmiyoruz. Vesselam.