BİRLİKTE YAŞAMAK YA DA ÖLMEK
Güzel ülkemizde 2016 yılında büyük çapta gerçekleşen 26 terör saldırısı oldu. Saldırılarının 18’i PKK terör örgütü tarafından gerçekleştirilmiş. Diğer 6 saldırı ise DAEŞ tarafından üstlenildi. Bu terör olaylarının hedefi bazen sivil halk, bazen de güvenlik güçleri oldu.Yılbaşı gecesi bir gece kulübüne yapılan terör saldırısı da bu terör zincirinin bir halkası maalesef…
Amaç belli; toplumda moral bozukluğuna yol açarak ''Bu olaylar asla bitmeyecek, huzur içinde yaşayamayacağız, her şey gittikçe kötüye gidiyor, günler geçecek; ama hiçbir şey düzelmeyecek. ''algısı oluşturmak. İnsanımızı hayatın içinden çekip çıkarmak, ''yalnızlık, terk edilmişlik ve çaresizlik'' sendromuna sürüklemek.
Diyarbakır Sur, Şırnak Cizre ve Silopi, Mardin Dargeçit gibi PKK terör örgütü YDG-H'nın şehir savaşları için büyük yığınak yaptığı ilçelerde yapılan operasyonlarda kazdıkları hendeklere gömülen, saklandıkları mağaralarda yok edilen hainler, göğüs göğüse çarpışmayı göze alamadıkları için şehirlerde kalleşçe saldırılara sığındı: Bombalı araç ve canlı bomba... Daha önceki terör saldırılarında hedef güvenlik güçleriydi. Beşiktaş ve Reina saldırıları ise farklı.
Beşiktaş'taki terör olayının, halkımızı spor alanlarından uzaklaştırmak amacı güttüğü açık. Beşiktaş Vodafon Arena Stadyumundaki bombalı araç ve canlı bomba saldırısı, gündelik geçim telaşesinden başka bir derdi olmayan, belki de tek eğlencesi, taraftarı olduğu takımın maçlarına gitmek olan sıradan insanlara yapılan bir uyarıydı: evinden dışarı çıkma! Hafta boyu çalış,yorul;ama dinlenme,sürekli dertlerinle boğuş...
Yılbaşı gecesi düzenlenen vahşice saldırı için özellikle belli bir gelir grubunun girebildiği REİNA isimli bu eğlence mekânının seçilmesi asla tesadüf olamaz. Bu menfur olay,saldırının maddi ve psikolojik iki yönünün olduğunu düşündürüyor bize. Birincisi; hayatını kaybedenlerin bir bölümünün Arap zengin turistlerden olması.. Terör olaylarının sıklığı karşısında ayağı büyük ölçüde kesilen Avrupalı turistlerden sonra, Arap zengin turistlere de ''Türkiye sizin için de güvenli bir yer değil'' imajını oluşturarak iyice azalan turizm gelirlerinin daha da düşmesi… Cari açığa yıllık 30 milyar dolar gibi hatırı sayılır bir katkı yapan turizm gelirlerinin iyice azalması sonucunda(siyasi ve ekonomik krizlerden dolayı gittikçe daralan Dünya ekonomisinde ticaretin de zayıfladığını düşünürsek) bizi ekonomik krizlere sürükleyerek toplumsal huzuru, dayanışmayı yok etmek;kargaşaya,belki de iç savaşa zemin hazırlamak..
İkinci yönü ise,bu menfur saldırı için yılbaşı gecesinin seçilmesi. Sosyal yaşantısı farklı grupların hedef alınarak pek de yabancısı olmadığımız ''hayat tarzına müdahale''çığırtkanlığı ile LAİK-ANTİ LAİK çatışması için zemin oluşturulmak istenmesi. Gerek görsel ve yazılı medyada gerekse sosyal medyada gerçek ve çokça da sahte isim ve hesaplarla bu çatışmanın alevlendirilmeye çalışıldığının farkında olmalıyız.Özellikle GEZİ olaylarında,sosyal medyadaki sahte hesaplardan,bu topraklarla hiç ilgisi olmayan fotoğraf ve yalan haberlerle halkın nasıl kışkırtılıp sokağa indirildiğini,onlarca insanımızın hayatını kaybettiğini,iş yerlerinin,polis otolarının,halk otobüslerinin yakılıp yıkıldığını unutmadık.İnsanlarımızın birbirlerini katletmesini sağlayarak iç savaş projelerinin sahneye konulmak istendiği gerçeğine şahit olduk. Yakın tarihimiz (Maraş,Sivas,Başbağlar vs)bu üzücü olaylarla dolu ne yazık ki.Maalesef aynı şeyler,tekrar tekrar bıkmadan usanılmadan ısıtılıp ısıtılıp önümüze sürülüyor.Allah'tan ARİF olan halkımız,sağduyusuna tecrübesini de ekleyerek söz ve fiillerin ardındaki hesapları hissettiği için, bu oyunlara yıllardan beri geçit vermiyor,inancımız odur ki bundan sonra da vermeyecek.
Her iki tarafa da diyorum ki;
Güzel kardeşim!
Batılıların dini bir geleneği olduğu için yılbaşını kutlamanın,onlara benzemenin yanlış olduğuna inanıyor;''İyiliği emretmek,kötülükten men etmek''düsturuyla hareket ediyorsan;"...Peygambere düşen, yalnız açık bir tebliğdir". (Ankebut, 29/18)."Eğer yüz çevirirlerse, bilesin ki Biz seni, onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır...''ayetlerini bir kenara bırakıp da nefsine pay çıkarma..Peygamberlere verilmeyen hakkı kendine layık görme.
Durumdan vazife çıkarıp da insanların hayat tarzını zorla değiştirmek gibi bir vazifen yok,UNUTMA !!!
Güzel kardeşim!
Sen de benim herhangi bir konudaki düşüncemi gerek sözlü gerekse yazılı olarak ifade etme özgürlüğüme müdahale etme.Nasıl ki sen ''Noeli asla kutlamadığını,sadece geçmiş yıldaki bütün sıkıntıları unutarak,sevdiklerinle birlikte eğlenerek yiyip içerek hayata yeni, taptaze bir başlangıç yapmak gibi gayet masumane bir düşüncen''olduğunu iddia ediyorsan ben de her ne kadar böyle söylense de Hristiyanlarla aynı anda ve aynı şekilde eğlenerek,içki içerek yeni yılı karşılamanın ''onlara benzemek olduğunu ve bunun da inancımıza göre doğru olmadığını düşünüyorum ve ''hayat tarzına''asla müdahale etmeyi düşünmeden,masumane bir niyetle kardeşlerimi(zarar görmelerine gönlüm razı olmadığı için)sözlerimle,yazdıklarımla,broşürlerle uyarmak istiyorum..Sen de beni kınama,benimle alay etme,bana baskı yapma !!!
Velhasıl kelam
Birbirimizin hayat tarzını beğenmeyebiliriz.Sonuçta her insanın düşüncesi,inançları,benimsediği HAYAT TARZI;ailesine,yaşadığı çevreye,yetiştiği kültüre göre şekillenebiliyor.Herkesin her konuda aynı şeyleri düşünmesi,aynı şekilde yaşaması,doğrularının,yanlışlarının aynı olması da mümkün değil.Bu, insanın yaratılışına aykırı.Üsluba dikkat ederek,kırmadan,dökmeden,zorlamadan,şiddete asla prim vermeden;yani kısaca ötekileştirmeden,farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek birlikte yaşamayı becerebilmeliyiz..Şu CENNET gibi vatanımızı birbirimiz için CEHENNEME çevirmenin anlamı yok..BAŞKA VATANIMIZ DA....