Yıl 1975...12 yaşındayım.
Fevzi Çakmak Ortaokulunda öğrenciyim
Teneffüs bitti, zil çaldı, öğretmenimiz geldi, ders başladı. Tam o sırada okul müdürümüz, büyük bir hışımla sınıfa girdi, açtı ağzını yumdu gözünü: "Terbiyesizler, ahlaksızlar, bunun hesabını ödeyeceksiniz, hepinizi disipline vereceğim, okuldan attıracağım..." Sözleri bitince de hiçbir açıklama yapmadan geldiği gibi hışımla kapıyı çarpıp çıktı.
Öğretmenimiz dahil kimse ne olduğunu anlayamamanın şaşkınlığı içindeydi. Çok korkmuştuk, aradan onca yıl geçmesine rağmen hâlâ unutamadığım kadar çok... Çocuğuz nihayetinde. Okuldan atılma korkusu ile o hafta boyunca hep diken üstündeydik.
Sonra öğrendik ki o gün cumaymış. İlkokulda ders bitmiş, çocuklar hafta sonu tatiline çıkacak. Bayrak töreni yapılıyor, İstiklal Marşı okunuyormuş. Okunuyormuş diyorum; çünkü biz teneffüsteyiz, çocuğuz, sınıfta koşuşturuyoruz, haliyle gürültü şamata... Bildiğiniz bir sınıf ortamı işte. O hengâme içinde fark etmemişiz ta karşı okulun bahçesindeki töreni. (Bilenler bilir, Fevzi Çakmak İlköğretim'in bahçesi, Ortaokulun (şu an lise) son katıyla aynı hizadadır.)
Meğer ilkokulun müdürü, bizim sınıfın hâlini görmüş, koştura koştura şahit olduğu ''Atatürkçülük ’’adına bu son derece vahim (!) olayı bizim müdürümüze sıcağı sıcağına yetiştirivermiş. O da bize ağzına ne gelirse söylemiş.
Yıl 2020...Aylardan Şubat
Bayburt/Gaziler ‘de bir ilköğretim okulu
Kar yağmış, okulun bahçesi karla kaplı. Beden Eğitimi öğretmeni, çocukları ders için bahçeye çıkarır. 7.Sınıf Öğrencisi 12 yaşında bir kız çocuğu, Arkadaşlarıyla neşe içinde oynarken attığı kartopu, Atatürk Büstüne denk gelir.
Öğretmen(!) "kasıtlı yaptı" gerekçesiyle öğrencisini disipline verir. Okul yönetimi, veliyi çağırıp bir arkadaşıyla kavga ettiğini de sebep göstererek çocuğun okulunu değiştirir. Öğretmen, hırsını alamamış olacak ki öğrencisini, çocuk şubeye şikâyet etmeyi de ihmal etmez.
Dile kolay aradan tam 45 yıl geçmiş. Bu kırk beş yıl süresince İktidara; askerler, sağcılar, solcular, milliyetçiler, muhafazakârlar, yani ''Türkiye Cumhuriyeti’ni koruma ve kollama görevini kendilerinde doğuştan hak görenler'' dahil, siyasetin tüm renkleri gelmiş gitmiş; ama “KEMALİZM”, yerinden bir zerre miktarı kımıldamamış.
Anladık ki "Garp cephesinde yeni bir şey yok"
Ne yazık...
Maalesef sevgılı hocam
17 yıldır iktidarda yüz diye düşünüyoruz;ama bir şeyleri hâlâ değiştirmemiz.Degistirmek biryana bizim dediklerinizi bile Kemalizm değirmenine su taşırken görmek üzücü olduğu kadar düşündürücü de.