Hastanelerde randevu alamamaktan şikayet ediyor hem hemşehrilerimiz hem de basın mensupları..
Haklılar mı? Evet..
Bu şikayetler maalesef şu an için (geçici de olsa) tüm iller için geçerli.
Bu(geçici) problemin mâkul ve mantıklı birkaç sebebi var:
BİRİNCİSİ:
Pandemi sırasında izin alamayan doktorların izinlerini kullanması.
Hakları; çünkü nihayetinde onlar da insan, dinlenmeye ihtiyaçları var.
İKİNCİSİ:
Salgın döneminde yasaklanan istifaların önü Sağlık Bakanlığınca açılınca görevlerinden istifa edip özel sektöre geçen doktor çok. İnsanları istemediği yerde kıyamete kadar tutamazsınız.
ÜÇÜNCÜSÜ:
Çevre illerden, özellikle Bartın ve Kastamonu'dan ilimize tedavi umuduyla gelen çok sayıda hasta var.
DÖRDÜNCÜSÜ:
Salgın sebebiyle hastaneye gitmeyen insanlarımızın sisteme yüklenmeleri.
Problem ve sebepleri belli, çözüm yolları da... Yakında açıklanan yeni atamalar da görevlerine başlayınca tüm illerde sistem yavaş yavaş rahatlayacak inşaallah. Karabük'te de...
AMA hastalanmadan önce tedbir almak, hastalanmamak yani, en güzeli değil mi?
''İçtiğimiz su, yediğimiz ekmek, soluduğumuz hava'' üzerinde niye kimse durmuyor da sadece sağlık yetkililerine ve siyasetçilere yükleniyoruz anlamak mümkün değil. Hastalıkları ortaya çıkaran sebepleri ortadan kaldırırsak ne hastaneye yolumuz düşer ne doktora ihtiyacımız olur ne de ilaç kullanmaya...
Bu şehirde yaşayan insanlar olarak, Karabüklü hemşerilerimizden de değerli basın mensubu arkadaşlardan da ne Karabük'ün kireç yüklü suları, ne sebze-meyve yetişmeyen bahçeleri ne de yetkililer tarafından ''2019 Mayıs'ı itibariyle Karabükte hava kirliliği gündemimizde olmayacak.'' sözünün verilmesine rağmen KARDEMİR'in hâlâ gece-gündüz demeden havayı hoyratça kirletmesi hakkında ne bir söz söylendiğini duyuyoruz, ne de bir eylem yapıldığını görüyoruz.
Bataklığı kurutmadan sineklerden şikayet etmenin anlamı var mı?
Bu şehirde yaşayan işçisi, memuru, esnafı, basın mensupları olarak niye üzerimize düşeni yap(a)mıyoruz?
Yoksa "gücü yeten yetene" oyununu mu oynuyoruz? Malum sebeplerden dolayı bize gönlünden geçen cevapları veremeyeceği için yutkunmakla kiyafet etmek durumunda kalan devlet memurlarına ya da siyasetçilere yüklenmek kolayımıza mı geliyor?
Üzerimize düşeni yapmadan, "başkaları yapsın" kolaycılığına kaçıvermek ne derece doğrudur? Bu tavrın, problemleri anında çözebileceğine inanıyor musun?
İlk adımı sen at, arkandan gelen kalabalıkları görünce şaşıracaksın...
Üstad, gene üstadlığını konuşturmuşsun. olaylara bütünsel bakmaya, ana sebepleri görmeden sadece gördüğü yerden değerlendirme yapmak eksik kalıyor. teşekkür ederiz.
Kaleminize saglik. Ne guzel aciklamissiniz.
Eyvallah hemşerim..Mâlumun ilâmı bir bakıma..Herkesin bildiği;ama bilmezden geldiği durumlar..