Yıllar önce dersanede öğretmenlik yaptığımız zamanlarda, ev-dersane derken o kadar yoğundum ki namaz kıldım mı ya da yemek yedim mi diye düşündüğüm zamanlar çok olmuştur.
Vücudun direnci de bir yere kadar. O kadar yorulmuşuz ki sonu gelmez koşuşturmalardan, Mayıs ayında, insanlar sıcaktan bunalırken ben zatürreye yakalanmışım, farkında değilim.. Farkında değilim diyorum; çünkü doktora gitmek gibi bir alışkanlığımız yok, şimdi olduğu gibi.
O ara meşhur yazarlardan rahmetli Yavuz Gökmen zatürreden hayatını kaybettiğinde, Karadeniz türküleriyle gönlümüze taht kuran sevimli türkücü Kamil Sönmez yine aynı hastalıktan komaya girdiğinde işin ciddiyetini kavrayıp doktorun yolunu tuttum. Tuttum tutmasına da iyileşme sürecine girmişim zaten..
Haziran'ın başında yapılan ÖSS'ye fazla zaman kalmamıştı hastalandığımda; üstelik konular da bitmemişti. "Öğrencilerimin vebâline girmeyeyim" diye derslere devam ediyorum o halde. Tabi o zamanlar 30'lu yaşlardayız, gençliğimiz var yani. Yaz-kış demeden haftada iki-üç kez halı sahada öğrencilerle maç yapıyoruz. Maçların birinde dirsek yemiş olmalıyım ki tam göğsümün üstüne, sabahlara kadar öksürdükçe göğsüm de şiddetli bir şekilde ağrıyor. Aşırı terlemek bir yandan, ağrılar bir yandan iyice halsiz düşmüşüm; uykulara doyamıyorum..
İnsan, zatürre gibi çok ciddi bir hastalığa yakalandım diye sevinir mi? Ben seviniyordum. Her uyandığımda içimden ''İyi ki hastalanmışım, hiç olmazsa biraz dinleniyorum.'' düşüncesi geçiyor.
Sözü şuraya bağlayacağım..
Cumhurbaşkanımız ve değerli eşi Emine Hanım da KORONA' dan nasibini almış. Hem üzüldüm hem de sevindim onlar adına. Sadece milletimizin değil, ümmetin ve tüm mazlumların da yükü yıllardır Cumhurbaşkanımızın omuzlarında.. Dur durak bilmeden birkaç saatlik uykuyla sürekli çalışıyor, dinlenmeye vakti olmuyordu. Bu vesileyle en azından bir hafta kafasını, gönlünü dinlendirir diye düşünüyorum. Rahat bırakırlarsa ya da kendisi rahat durabilirse elbet...
Kalben inanıyorum ki onun için sadece milletimiz değil, tüm dünyanın mazlumları yağmur misali dualar yağdıyor duydukları andan itibaren.
''..../ Anadolu'dan / Balkanlar'dan/ Orta Asya'dan / Açe'den/ Arakan'dan / hatta El-salvador'dan / nerede bir ezilen gariban varsa oradan...'' İnşaallah bu dualar şifa olacak her ikisine de...
İnsanların hastalığıyla alay ederek ölümü için açıktan veya gizli gizli beddua edenlerle bu yazımı kirletmek istemezdim; ama yazmasam da içime dert olacak.
Hastalık da ölüm de insan için. Bugün bana, yarın sana. Yeri geldikçe hatırlatıyoruz: ''Bir insanı sevmek zorunda değilsiniz; ama ona saygı göstermek zorundasınız.'' Kendisi için değilse bile onu seven insanların hatrına... Cumhurbaşkanımız da gerek yurt içinde gerekse yurt dışında milyonların sevdiği bir lider. Onun için sarf edilen her kötü söz, onu seven milyonları da incitir. Kalbinizden iyi şeyler söylemek geçmiyorsa en azından susmayı bilin. Bu da ''insan'' olmanın en alt sınırı olmalı..
HDP'nin ''Müslüman'' görünümlü tesettürlü vekili ''Dilerim geçmiş olmasın'' der;
Dünya çapında hiçbir başarısı olmayan, devletten aldığı 120 Bin Dolar'ı inkar eden, ödül kazandığında yarısını engelli çocuklara vereceğini vaad eden; ama kazanınca da soluğu 500 bin TL ile yurtdışında alan karakter yoksunu yüzücü eskisi ''Korona olmuş, dua istiyor ediyoruz merak etmesin, 20 tencere Helva yaptım'' diye tweet atar...
Hani bir kişinin ölümü için beddua edenler hakkında ''Onların ömründen alıp filancaya versinler.'' derler ya biz de şöyle diyebiliriz belki: ''Allah, Erdoğan'ın ölmesini dileyenlerin ömründen alsın, REİS'e versin.'' Ama yüreğimiz soğumaz. Üstelik Cumhurbaşkanımızın ''hayat süren leşlerin'' ömürlerine ihtiyacı yok, mazlumların duası ona yeter..
Biz şöyle bitirelim yazımızı:
''Rabbim, Cumhurbaşkanımızın ölmesi için beddua edenlerin ömründen alsın, sokak köpeklerine versin.''
Hocam bu bedduayı çok düşündünüz mü? Gerçekten
Hatırlamıyorum ki kıymetli müdürüm..Bir yerde mi okudum,aklıma mı geldi;ama kastettiğim çocuklara,insanlara saldıran pitbul cinsi köpekler değildi,mazlum gariban sokak köpelrei idi :) Selam ve muhabbetle
Aaaaamiiiiin
Hocam ne ettin ? Ya o zaman o sokak köpekleri önüne geleni ısırırsa ne yapacağız?
O da ayrı bir dert ustadım.. Selâm ve muhabbetlerimle