ÇELİŞKİLER YUMAĞI
Zeytin Dalı Operasyonuna katılan askerlerimize moral vermek, onlarla birlikte olduklarını göstermek için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'la birlikte Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonları, edebiyatçılar ve sanatçılardan oluşan yaklaşık 200 kişi Hatay'a gitmiş. Askerlerle şarkı, türkü söylemişler, sohbet etmişler.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında çok kez yaptığı gibi mikrofonun şehvetine kapılıp :'' Bir ülkenin sanatçıları dik ve onurlu durmak zorundadırlar. Sanatçı, egemen güce teslim olmaz, diktatörün karşısında asla ve asla boyun eğmez. Zalimden yana değil, mazlumdan yana tavır alır; her ortamda hakkı, hukuku, adaleti ve barışı savunur.'' sözleriyle yüklenmiş, hızını alamayıp ''reziller''diyerek onları ''Vatan hainliği''yle suçlamaktan çekinmemiş.
Binlerce insanımızın kanından, canından sorumlu PKK' nın parlementodaki temsilcisi Selahattin Demirtaş'a, yardımcısını göndermeyi ''normal'' bulan Kılıçdaroğlu, Afrin kahramanlarımızın ziyaret edilmesini abes karşılamış. İYİ Parti Genel Baskanı Meral Akşener de "İktidara gelirsek bu sanatçılata selam vermeyeceğiz." diyerek koroya katılmış.
Daha önceleri de Chp ve onun ekürilerinin bu tavrına şahit olmuşluğumuz çoktur. Her defasında aynı söylem garâbeti. Kendilerinden olmayanı yok sayma, olmazsa ötekileştirme Bizdensen problem yok; değilsen tü kaka...
Onur Akın, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için seçim şarkısı yaptığında DEMOKRAT SANATÇI'dır; ama Uğur Işılak, Tayyip Erdoğan için şarkı yaparsa YANDAŞ, YALAKA' dır.
Rıdvan Dilmen, Arda Turan ve Burak Yılmaz gibi referandumda EVET diyenleri, spora siyaset karıştırmakla suçlarken 'Hayır' diyen Mehmet Okur'u gururla paylaşırlar. Çünkü onlar ''çağdaştır, demokrattır, entellektüel''dir; diğerleri ise sokaklarda büyüyen kenar mahalle çocukları. Referandumda EVET diyenler HAİN; HAYIR diyenler VATANSEVER' dir.
Birileri, hâlâ daha Dünya'nın kendi etraflarında döndüğünü zannediyor. O birilerine, köprünün altında çook sular aktığını, artık böyle olmadığını, Dünya'nın uzun zamandır HALKIN etrafında döndüğünü anlatılması lazım...
Anlamak isteyenler varsa elbet..
YALANCI ÇOBAN
Karabük Kent Meydanına dikilen Atatürk heykeli hakkında Safranbolulu bir esnaf : '' CHP, daha nereye EŞŞEK heykeli dikebiliriz, diye düşünürken ERDOĞAN ve PUTİN,AKKUYU Nükleer enerji santralinin temelini attı.HEY YAVRUM HEY''şeklinde paylaşım yapmış sosyal medya sayfasından..
Bu paylaşımın duyulması üzerine Karabük CHP'nin ''Felsefe ve Mantıktan Sorumlu'' il başkan yardımcılığından sorumlu avukat Yaşar KOÇ(öğrencilerimdendir) haklı olarak :''Bu paylaşımı yapan,beğenen kişiler hakkında hem şahsı hem Cumhuriyet Halk Partisi kişiliği hem de Karabük Atatürkçü Düşünce Derneği tüzel kişiliği adına savcılığa şikayette bulunmuş.
Her zaman şu hakikati dillendirmişimdir:' 'Her kişi,kuruluş eleştiriden muaf değildir. En sert, en acımasız eleştiriler yapılabilir, yapılmalıdır da... Doğruya, iyiye, güzele başka türlü nasıl ulaşabileceğiz ki? Ama bu söylemler, eleştiri çizgisini aşıp asla '' hakaret, aşağılama, küfür vs gibi insana yakışmayan sınırlara ulaşmamalı. Bu tavır veya söylem, eleştiri değildir. Düpedüz kişilik haklarına saldırıdır ve hukuk kuralları içinde buna tevessül edenler mutlaka cezalandırılmalıdır.
Şahsın niyeti, CHP'nin toplum dertlerinden uzak,tamamen ''şekli'' ve ''dostlar alışverişte görsün:'' kâbilinden yaptığı muhalefet tarzından şikayet etmekti sanırım.Bu konuda çok sayıda insan böyle düşünüyor şehrimizde de ülkemizde de. Seçimlerde ''Sen iktidarı denetle,yanlışlarını tenkit et,doğrularının da yanında ol.''diyerek ana muhalefet görevi verdiği CHP, halkın duygu ve düşüncelerinden, hayat tarzından, inanç ve kültür değerlerinden uzak bir çizgide olduğu için yapılan eleştiriler çok sığ kalıyor, haliyle gönüllere de vicdanlara da değmeyen şekli mülahazalardan ibaret kalıyor.
CHP'li Engin Altay'ın " Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok. Milletin bize verdiği görev bu kardeşim." cümlelerinde vücut bulan muhalefet anlayışı CHP'li yetkilileri halkın gözünde "yalancı çoban" durumuna düşürüyor. Haliyle, sözler ve eylemler, inandırıcılıktan uzak olduğu için halkımızın gönlünde de vicdanında da yankı bulmuyor. Birden parlayan, yanıp sönen bir mum ışığı ya da kabarıp kayboluveren sabun köpüğü misali. Küçük bir yara bile insan teninde iz bırakıyor; ama CHP muhalefeti, milletin zihninde hiç iz bırakamıyor.
Bu şahıs, CHP hakkındaki eleştiri sınırını fersah fersah geçip ''hakaret,aşağılama'' çizgisine ulaşan tenkit(!)lerini Atatürk heykeli üzerinden değil de şu sorular aracılığıyla yapsaydı keşke:
Ana muhalefet partisi olarak;
'' Şehir Hastahanemize bir yılda, şehir nüfusunun nerdeyse 4 katı başvuru yapılmasının, yine kanserli hasta sayısının normalin çok üzerinde olmasının baş sebebi olan hava kirliliği konusunda ne yaptınız? Kamuoyunu harekete geçirmek anlamında hangi adımları attınız? Mitingler mi yaptınız, televizyon programlarına mı çıktınız, basın bildirisi mi hazırladınız ?
Emekli kenti olan Karabükümüzde, hayatını idâme ettirebilmek için bankaların şefkatine(!) sığınmak durumunda kalan ve kredi borçlarıyla boğuşan emeklileri için ne gibi bir öneriniz oldu?
Şehrimizin, estetikten tamamen uzak ve çirkin yapılaşması konusunda ne gibi çalışmalarınız oldu?''
İşsizlikten bunalan genç nüfüsumuz için parti olarak ne gibi çalışmalarınız oldu,
Özellikle akşam saatlerinde şehir merkezinde kilitlenen trafik için çözüm önerileriniz neydi? ''
Çok daha etkili ve yerinde olmaz mıydı?
Yakın zamanda meclis üyesi arkadaşımız METİN BAŞKAYA'yı,ardından MÜNİR ALTUN kardeşimizi KANSER illetinden kaybetmiştik. Geçtiğimiz Cuma FİKRİ ASLAN Ağabeyimizi KANSER'den Cumartesi ŞABAN GÜNEY ağabeyimizi KANSER'den PAZAR günü de Kardemir'in en büyük ortaklarından MUTULLAH YOLBULAN Amcamızı amansız hastalıktan kaybettik. Ve hâlâ sanayi tesislerimiz en modern,en çevreci,en insancıl tesisler..
Bu milletin en büyük şanssızlığı mili,güçlü bir muhalefetin olmaması..CHPkendini ,terörü araç bilmiş sol devrimci ideolojiden sıyıramıyor..Tamamen kavga,spelikasyona dayalı bir gösteri muhalefeti yapıyor..İYİ Parti,kökü dışarıda bir hareket gibi,etkisiz..Saadet,yanlış söylemlerle kitlelerden kendini uzaklaştırmış,ken di kabuğunda çabalayıp duruyor..