Sarf ettiği "Devlet uzun süre kimseyi koruyamaz." sözünden sadece 20 gün sonra Savcı Mehmet Selim Kiraz'ı makam odasında şehit eden DHKP-C'li teröristleri adliyeye sokmakla suçlanıyordu.
Yapılan operasyon kapsamında, Gri listede 300 bin TL ödülle aranan Derya kod adlı DHKP-C'li terörist Kamile Kayırla birlikte bir evde kalorifer peteğinin arkasındaki gizli bölmede YAKALANMIŞTI Ebru Timtik.
Hapishanede "adil(!) bir yargılama istiyorum" gerekçesiyle -daha önce de örneklerine şahit olduğumuz- "ölüm orucu(!)''na başlamış tam 238 gün önce. Gerek terör olaylarında gerekse ''ölüm oruçlarında hedeflenen amaç aynı: "Toplumda huzursuzluğa yol açmak, taraftarların davaya bağlılıklarını kuvvetlendirmek.
Ölüm orucunun götüreceği son mâlum:"Ölüm."
Garip bir psikolojisi var bu tiplerin. Başkalarına zarar veremeyince kendilerini öldürüyorlar, çaresiz kalan akrebin kendi kendini sokup öldürmesi gibi.
Bir çeşit intihar sayılabileceğimiz ve İslam'da kesinlikle yasak olan bu olaya İslami bir kavram olan ''Oruç'' ismini verilmesi de garip bir çelişki. Oysa bizim inancımızda oruç sağlıktır. Öldürmez, sıhhat verir. Bu, olsa olsa "açlık grevi" gibi bir şey olur.
Aslolan "yaşamak, yaşatmaktır.'' Fakat aşırı sol, hayatta kalanı değil, öleni seviyor. Öleni kurtarmak yerine, onu ölmeye teşvik ediyor. Bir çeşit ölü sevicilik. Akıllarınca her ölen, davalarına (!) hayat veriyor.
Bu kesimin sürekli ''yobazlıkla,gericilikle,çağdışılıkla''suçladığı hiçbir tarikat, cemaat "ölümü" bunlar gibi kutsamaz. Bir çeşit sapkınlık bu, başka bir şey değil.
Sağlık durumları kötüye gidenlerin hastaneye götürülmesine, "Zorla müdahale işkencedir." diye karşı çıkan da, öldüğünde "katil devlet" sloganı atan da aynı tipler.
Ölülerinin ebediyete uğurlanma törenleri de garip. Hiçbir inanç ritüelinde yok yapılanlar. Semah desen semah değil, dua desen dua değil, ayin desen ayin değil. Bildiğimiz şarkı türküyle, tabutun etrafında folklor oynayarak uğurluyorlar.
İlginç bir rastlantı: Cahiliye Döneminde müşrikler ölülerini; alkışlarla, ıslıklarla, tantana ile kaldırır, gömerlermiş.
Chp'liler bizi yine yanıltmadı. Her defasında olduğu gibi, terörist olduğu şüphe götürmeyen hakkında, İstanbul İl Başkanları dahil, birçok il ve ilçe yöneticisinden, eski ve yeni milletvekillerine, yandaş yazarlarına kadar birçok CHP'li, devleti suçlayarak teröristin ardından ağıtlar yakmayı ihmal etmedi. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyeti silah kullanarak ortadan kaldırmayı hedefleyen aşırı sol örgütlerin her daim arkasında duranlar, gözümüzün içine baka baka, iktidarı ''Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını kasıtlı olarak yapmamak ve yaptırmamakla, Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu anlamamakla itham etmekten geri durmadı
Ahmet Kaya'nın şarkısında dediği gibi: ''Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça!''
İlâhi adalet asla şaşmaz. Şehit savcımız Selim Kiraz, O'nun rızasını kazanabilmek için tuttuğu oruçla, aç ve susuz olarak O'nun huzuruna çıktı, ebedi hayatı kazandı. Bunlar, ise kendi istekleri ile günlerce aç kalıp ruhen ve bedenen zahmet çekerek iki dünyalarını da kaybetmek gibi çok ağır bir bedel ödüyorlar...
İnancımız odur ki herkes hak ettiğini yaşayacak bu dünyada ve hak ettiği şekilde, hak ettiği yere gidecek elbet.
Senin yerin Cennet'tir şehidim.
Yaşadığın hayattan da eminiz, gideceğin yerden de...
Oluklar çift, birinden Nur akar, Diğerinden zift. N.F.K
Metin hocam. Çok harika bir tahlil yapmışsınız. Herkes hak ettiğini bulur. Olayları görüp atılmayanlar kendilerine yazık ediyorlar.